Bu günün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olması nedeniyle tüm çalışan gazetecilerin gününü en içten dileklerimle kutlarım. Hüseyin CUMALİ ve tüm meslektaşlarına bu yeni giriştikleri zorlu yolda başarılar diliyorum.

Yazdığım bu ilk yazıda eğer sürç-i lisan edersem affınıza sığınıyorum.

Yaşadığımız coğrafyanın durumunu ‘’Kaotikleştirilen Ortadoğu.’’ Tanımlaması ile izah etmek sanırım  yanlış olmaz

Kaotikleştirilen  Ortadoğu’yu ve bu durumun Sakarya’ya yansımalarını anlamak için öncelikle  Yeni Dünya Düzeni ve Büyük Ortadoğu Projesi nedir? Bu iki hususu anlamak gerekiyor düşüncesindeyim

“Yeni Dünya Düzeni” , 90’lı yılların başında ABD ile müttefiklerinin Kuveyt’i işgâl eden Irak’a açtığı savaş sırasında ortaya atıldı. Mimarları, ABD think-thank’leri idi .Şöyle bir düzeni tasvir, ediyordu: Sovyetler'in çöküşüyle dünya jeopolitiğinde iki kutupluluk ortadan kalktı, dünya tek kutuplu hale geldi.

Yeni Dünya Düzenin’de  siyasî anlaşmazlıklar "Uluslararası Topluluk"un ortak iradesi ve organlarıyla çözülecektir; bu sayede de ihtilaflar askerî çatışma biçimini almayacaktır; olsa olsa,  meşrû şiddet tekeline sahip “uluslararası topluluk”un, kararlarını tanımamakla “terörist” konumuna düşen tarafı hizaya getirdiği “düşük yoğunluklu çatışmalar” vuku bulabilecektir.

Bu kurguda “Uluslararası Topluluk”un, merkezinde ABD’nin başını çektiği batılı büyük güçlerin olduğu da açıktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’ Dünya beşten büyüktür ‘’ sözü de tam bu yeni dünya düzenin adaletsiz olduğunu işaret eder.

Yeni Dünya Düzeni konsepti,Irak’a yapılan müdahale de, Somali’de, hele hele Yugoslavya/Bosna krizlerinde çuvalladı ve inandırıcılığını yitirdi. ABD’nin başını çektiği batılı büyük güçler çıkarları doğrultusunda yeni dünya düzeninde zulme, şiddete, soykırıma izin verildi.

Soğuk Savaş’ın bitmesi ile birlikte batılı düşünür ve liderler eski düşmanları komünizmi uğurlarken yeni dünya düzeninde yeni düşman olarak yarattıkları “KÜRESEL TERÖRİZM”e hoş geldin dediler. Emperyalizme her dönem bir şeytan lazımdır!

Yeni dünya düzeninde düzenin aktörlerinin besleneceği kaynak , İslam ülkelerinin sahip olduğu petrol ve  enerjidir.

Yeni dünya düzeninin yaratıcısı  Bernard Lewis’in  kendine göre Müslüman dünyasının sıkıntılarına koyduğu teşhis ve Ortadoğu’da sözde demokrasiyi yerleştirmek amacı ile ABD’ye askeri müdahale yapma çağrısı ABD’nin dış politikasında en cesur değişimi yapmasına neden olur ve neticede “LEWİS DOKTRİNİ’’ olarak da bilinen durum karşımıza çıkar

Lewis açıkçası Müslümanların batılı hayat tarzına ilgisizliklerinden bahseder.

“Müslümanları batılı hayat tarzına alıştırmalıyız” der. Daha açıkçası Lewis, “Müslümanlar bize benzemeli” biz onları kontrol etmeli ve sömürmeliyiz der ve Büyük Orta Doğu Projesi (BOB) vücut bulur..

BOP için Lewis Doktrini’nin hayata geçirilme şeklidir diyebiliriz.

 Batı için yeni şeytan KÜRESEL TERÖR formatlı İslam’dır. Dün bölgede diktatörleri ve tarikatları destekleyenlerin bugün demokrasi oyununu oynadıklarını görürüz.

ABD’nin BOP’u uygulama alanına baktığımızda İslam coğrafyasının sınırlarını görürüz. ABD bu ülkelere demokrasiyi getireceğini söylemiştir. BOP kapsamındaki ülkelere demokrasi getirme sözü, bir kandırmacadır.

Ne yazık ki Cumhurbaşkanı Erdoğan o tarihler beklide  de demokrasi getirme sözüne kanarak ve  büyük bir hata yaparak Büyük Orta Doğu Projesinin eş başkanı olduğunu dile getirmiştir.

Bu yaklaşımın amacı (BOP), DÜNYAYI ABD’nin milli çıkarları doğrultusunda şekillendirmektir.11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD’nin AFGANİTSAN ve 2003 yılında IRAK’a müdahalesi ve işgali bu stratejinin ilk adımı olmuştur.

ABD’nin 11 Eylül 2001’den itibaren uygulamaya koyduğu projenin adına BOP denmiştir. ABD’nin etki ve ilgi alanlarının sınırları genişlemiştir. Günümüzde ABD stratejik bakışla Ortadoğu’yu MERKEZ HAREKÂT ALANI olarak tanımlamıştır. CENTCOM olarak isimlendirdiği ve bölgede teşkil ettiği komutanlığın sorumluluk alanı ORTADOĞU ve AFRİKA’dır.

Aslında BOP’un gerçek hedefleri şunlardır;

İsrail’in varlığını ve güvenliğini garanti altına almak.

Petrol sevkıyatının aksamasını önlemek.

Terör odaklarını ve destekçilerini kürsel güç ABD ve İsrail Çıkarlarına korumak

ABD’ye yönelik muhalif unsurları ve yönetimleri ortadan kaldırmak.

Ilımlı İslam anlayışını bölgede hâkim kılmak. (FETÖ vb)

ABD’nin nüfuzunu bölgede yaygınlaştırmak.

Netice olarak BOP’un bölge ülkelerine demokrasiyi getirmesi bir aldatmacadır ve operasyonel bir slogandır. Gerçek amaç ABD’nin petrol ve petrol yollarını, enerji alanlarını kontrol altına alarak başka ülkelerin kullanmasını önlemektir. Esas amacı ise İsrail’in varlığını korumaktır.

17 Aralık 2010 ’ta bir gencin kendini yakmasının ardından tüm Tunus halkının giriştiği eylemle beraber Arap dünyasında başlayan CIA güdümlü Arap Baharı olarak  tanımlanan kıvılcım Tunus, , , , , , gibi ülkeleri etkilemiş  bahar daha sonra kışa dönmüştür.

BOP’un bir sonucu olarak  Arap baharı (kışı) ülkemizle komşu olan ülkelerde iç karışıklığa neden olmuştur.

Türkiye Yeni dünya düzeninin ve BOP’un zararları neticesinde ; PKK’nın iç savaş çıkarmak amacıyla başlattığı gişimlerin sonlandırılması maksadıyla  Sur, Cizre Nusaybin merkezli terör hareketlerini önlemek amacıyla  Hendek operasyonu yapmış yüzlerce şehit vermiştir.

Yeni dünya düzeni ve BOP  ayrıca  ,Rus uçağının düşürülmesine , ılımlı İslam'ı temsil ettiği söylenen ancak geçmişten beri CIA kontrolünde olan FETÖ terör örgütünün 15 Temmuzda başarısız bir darbe girişiminde bulunmasına , Fırat Kalkanı Harekatı ,Barış Pınarı Harekâtı, El-Bab operasyonuna, Türkiye'nin Akdeniz de  enerji alanlarında baskılanmasına neden olmuştur.

Son olarak yaşanan İRAN , ABD çatışması da  Yeni dünya düzeninin , BOP’un bir sonucudur.

Gelinen noktada geçmişte Yeni dünya düzenine ve  BOP’a destek veren türk siyasetçiler tek kutuplu dünya düzeninin bir kandırmaca olduğunu tek kutuplu bir dünyada küresel aktörlerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edeceğini anladılar. Geçmişte yapılan hataların acısını fazlasıyla çekiyoruz ve çekeceğiz tek kutuplu dünyadaki adaletsizliğe ne kadar karşı durabileceğiz bunu bu kaotik ortamda hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Peki yeni dünya düzeni ve  BOP’un  Sakarya’ya etkisi ne oldu ?

Yeni dünya düzeni ve  BOP ‘un neticesinde kaotikleştirilen orta doğunun ülkemiz ekonomisine olumlu bir katkısı olduğunu söylememek mümkün değil dolayısıyla bugünlerde yaşadığımız şehrimizi de etkileyen ekonomik sıkıntının , dar boğazın önemli bir nedeni de yeni dünya düzeni ve BOP’tur ve Sakarya da bu durumdan ziyadesi ile etkilenmiştir.

Komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar bu ülkelerdeki terör faaliyetleri, dış güçlerin istihbari faaliyetleri de BOP’un bir sonucudur ve neticede milyonlarca mülteci ülkemize sığınmıştır.  Ülkemize sığınan bu insanların bir kısmı ise  şehrimizde ikamet etmektedir.Şehrimiz insanlarında da demografik yapımızın değişeceği korkusu net biçimde hissedilmektedir.

Yeni dünya düzeni ve  BOP’un bir neticesi de FETÖ terör örgütüdür. Bu acımasız terör örgütünün CIA tarafından BOP’un bir projesi olarak  ılımlı İslam yalanını yaymak için kullanıldığı da gerçektir. FETÖ terör örgütünün en yaygın olarak yapılandığı illerden birisi de Sakarya'dır. Bu  terör örgütünün bir çok üst düzey yöneticisinin de Sakarya’dan çıktığı malumdur.

Yeni dünya düzeni ve  BOP’un  Sakarya’ya etkilerini azaltmak için Sakarya ne yapabilir ?

Sakarya konumu itibariyle çok önemli bir bölgede sanayi tesislerinin bulunduğu ve ana ulaşım akslarının merkezinde yer alıyor.Sakarya küresel anlamda bir tepki veremeyecektir belki  ancak yerel anlamda yapacağı çok işler vardır.

Sakarya’nın politikacıları yeni dünya düzeni  ve BOP’un verdiği zararlı etkileri azaltmak için canla başla çalışmalı ,ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek tesislerin ve yatırımların hızlanması için kaynak aktarımını hızlandırmalı ve kültürel yozlaşmanın önüne geçebilmek için araştırmalar yapılmasını sağlamalı ve araştırmalar neticesinde ortaya çıkacak çözüm yollarını hayata geçirilmelidir.Sakarya üniversitesi ciddi bir potansiyeldir ve bu potansiyel mutlaka üretime destek verecek şekilde kullanılmalıdır.

FETÖ yapılanmasının neden Sakarya ‘da önemli bir destek gördüğü de mutlaka bilimsel olarak araştırılmalı gerekirse bu konuda bir çalışma grubu da oluşturulmalıdır.Yeni dünya düzeni ve BOB projesinin ve bu projeye destek olan küresel aktörlerin sosyo kültürel yapımızı bozmak için çaba sarf ettikleri bununla ilgili olarak istihbarat servislerinin de devrede olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

Komşu ülkelerden ülkemize gelip şehrimizde ikamet eden sığınmacılar ile ilgili olarak da bu insanların toplumumuzla uyum sağlayabilmesi için ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor burada Belediyelerimize , Kamu kuruluşlarına , Sivil toplum örgütlerine büyük sorumluluk ve görevler düşmekte.

15 Temmuz’un zararlı etkilerini azaltmak için yargı ve emniyet teşkilatına da çok önemli görevler düşmektedir. FETÖ/PDY’nin sinsi bir örgüt olduğu toplumumuza tuzak kurduğu bu örgütün masum insanları tuzağa düşürmek isteyebileceği böylelikle ülkemiz de hukuksuzluklar yapılıyor algısı oluşturarak , soruşturmalar sulandırtılmamalı gerçek suçluların üzerine kararlılıkla gidilmelidir.

Yeni dünya düzeni ve BOP’un kürsel etkilerinin yanı sıra yerelde de etkilerin olduğu unutulmamalıdır.

Netice kendi öz kültürümüzden benliğimizden kopmamalıyız.

Saygılarımla