Liyakat, sadece sınav kağıdında mı kaldı?

Abone Ol

Türkiye’de genç olmak zor… Hele bir de üniversite öğrencisiyken yaz tatilinde çalışmak istiyorsan, iş bulma süreci ayrı bir mücadeleye dönüşüyor. Marketlere, kafelere, düğün salonlarına “Ne iş olursa yaparım” diyerek başvuran gençler, çoğu zaman düşük ücretli ve geçici işlerle yetinmek zorunda kalıyor. Çünkü arkalarında güçlü bir tanıdıkları, nüfuzlu bir akrabaları yok.

Ama öyleleri var ki… Arkasında “doğru” isim olan bir genç, çoğu zaman sınav puanı ne olursa olsun iyi maaşlı, güvenceli bir işe kolayca yerleşebiliyor. İşte geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan bir haber, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Mehmet Sarıbıyık’ın, KPSS’den yalnızca 52 puan almış olan yeğenini üniversiteye memur olarak ataması, haklı tepkilerin odağı oldu. Belki yasal prosedürlere uygundu… Ama mesele, sadece hukuka uygunluk değil; toplumun vicdanında bıraktığı iz.

Rektör Sarıbıyık yazılı açıklamasında “Atama hukuka uygun yapıldı” dedi. Fakat herkesin aklındaki soru şu: Bu kişi rektörün akrabası olmasaydı, 52 puanla aynı göreve atanabilir miydi?

Üstelik ortada daha can acıtıcı bir tablo var. Yüksek KPSS puanlarına rağmen, mülakatlarda elenen sayısız genç var bu ülkede. Onlar, haklarını aramak yerine bir sonraki sınava hazırlanmak zorunda kalıyor. İşte bu yüzden, düşük puanla, üstelik akrabalık bağıyla gelen atamalar, sadece bir kişiye değil, bütün bir gençliğin motivasyonuna darbe vuruyor.
Bu olay başka bir şehirde, başka bir kurumda yaşansaydı belki bu kadar konuşulmayacaktı. Ama bir rektörün yakın akrabasının, bizzat kendi yönettiği üniversitede işe alınması, etik tartışmayı kaçınılmaz hale getiriyor.

Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent’in konuyu Meclis gündemine taşıması önemli bir adım. Fakat asıl yapılması gereken, bu olayın tüm detaylarının kamuoyuna açık, şeffaf bir şekilde anlatılması. Çünkü toplumun güveni, sadece hukuka değil, adalet duygusuna da dayanır.

Sayın Sarıbıyık…

Belki yasal olarak haklısınız. Ama kamu vicdanında aklanmanın yolu, mevzuat maddelerinden değil, şeffaf ve samimi bir açıklamadan geçer. O açıklamayı yapmak, bugün hem sizin hem de yönettiğiniz üniversitenin sorumluluğu.

{ "vars": { "account": "UA-158639220-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }