Şeyh Edebali Camii bitirilemedi…
Günlerdir bunu yazıyoruz…
Bu tam 6’ncı köşe yazımız…
Kimseden çıt yok…
Kimse ‘gık’ diyemiyor…
Alayı sus-pus…
Tık yok…
Alayı tam siper…
Kimse üzerine alınmıyor…

*

Pardon da…
Bu nasıl iş!
2011 yılında kararı aldınız…
2012 yılında temeli attınız…
Yıl 2021…
Cami bitmedi…
Kamuoyu tepkili…
Ama kimse üzerine alınmıyor…
Nasıl olacak!
Soruyorum…
Bu iş nasıl olacak!

*

Adapazarı’nın göbeğinde…
Şehrin kalbinde…
10 bin kişilik cami yok…
Kafanıza göre karar aldınız…
Yenikent’te 10 bin kişilik cami yapmaya kalktınız…
Dedik yaa…
Kafanıza göre karar aldınız…
Kimseye sormadınız…
Şimdi!
Cami yarım kaldı…
Kamuoyu tepkili ama üzerine alınan yok…

*

Günlerce yazdım…
Temeli atarken rüzgar yapan Ali Erbaş’ı günlerce yazdım…
O günlerin Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü…
Şimdi!
Diyanet İşleri Başkanı…
Prof. Dr. Ali Erbaş… 
Neden suskun!
Niye gürlemiyor!
Bana haddimi bildirse yaa..
Ama ses çıkartmıyor…
Tık yok..

*

Bir de şu var…
Cami yarım ama...
Prof. Dr. Ali Erbaş’a göre sorumluluğu yok…
Neden!
Camiyi dernek yaptırıyor…
Yani!
Diyanet İşleri ile direk alakası yok…
Haaaaa…
Televizyonda anlatırken öyle olmuyor ama…
Rüzgara gelince “bu ülkenin diyanet işleri başkanıyım” oluyor…
Hem şu işe ön ayak olsa günaha mı girer!
Yarım kalan caminin bitmesi için taşın altına elini soksa ‘neden’ diye hesap soran mı olur!

*

Gel şimdi cami derneğine…
Şehrin kalbinde böyle bir cami yok iken size kim dedi 15 Temmuz Camili Mahallesi’ne 10 bin kişilik cami yapın!
Kime sordunuz!
Kim kardeşim!
Kim size şehrin kalbi var iken “Camili’ye gidin” dedi!
Amaç ne!
Hadi gittiniz…
Bu camiyi bitiremiyorsunuz…
Onca ödenek geldi…
Onca yardım toplandı…
Kii onlara da geleceğiz…

*

O zaman Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredin bu camiyi…
Çıkın aradan…
Nasıl olsa cami bu…
Ticaret Merkezi değil…
Allah’ın evi bu…
Devret bu camiyi Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve dernek olarak çık aradan…
Olur mu!
Olur mu, olmaz mı!
Olmaz!
Olmaz tabi…
Neden!
Olmaz işte…
Neden olmasın!
Maden bitiremiyorsun…
Bu ülkenin Diyanet İşleri’ne devret de bu çile bitsin…

*

Devretmezler ama…
Devretmiyorlar da…
Neden!
Niçin!
Niye devretmiyorsunuz!
Tabi…
Caminin altında bir çok yer var…
Kendileri bu yerleri işletecekler…
Tamam…
Buna da tamam…
Siz işletin…
Devretmeyin…
Ama şu işi de bitirin…

*

Şimdi gelelim AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu’na…
Sayın vekil…
Bu kentte eski gazeteciyim…
Sizin il başkanı olduğunuz dönemleri bilirim…
İl Başkanı iken telefonları açmadığınızı da bilirim…
Sizi telefonla arayanlara geri dönmediğiniz o günleri de iyi bilirim…
Meslek icabı sizi il başkanlığından vekilliğinize kadar olan süreci iyi bilirim…

*

Zamanında…
2012’li yıllarda…
Siz il başkanı iken…
Daha milletvekili olmadığınız zamanlarda…
Hatırladınız mı!
İşte o günlerde…
Bu caminin Adapazarı merkeze yapılması gerekirken Yenikent’te yapılmasında en büyük sebeplerden birisi sizsiniz…
Yalan mı!
Yalan mı, doğru mu!

*

O günleri çok iyi ama çok iyi hatırlıyorum…
Yine siz…
Bu caminin proje müteahhidi sizsiniz…
Bu konu kentte olay oldu…
Açıklama yaptınız…
“Ben kağıt üzerinde müteahhidiyim” dediniz…
Sonra ne oldu!
Bu caminin temelini siz attınız…
Daha sayayım mı!
O günleri daha sayayım mı!

*

O günler geçti…
Milletvekili oldunuz…
Peki ama cami ne oldu!
Yıl olmuş 2021…
O camiye ne oldu!
Bitti mi!
Yıllardır alayınız bu yarım kalan ayıbın önünden geçersiniz…
Bu ayıbı görürsünüz…
Peki ama sonuç ne!

*

Şimdi tamda bu günlerde…
Yine medyada görüyoruz…
Uncuoğlu Serdivan’da…
Uncuoğlu Adapazarı’nda…
Vatandaşa çalışmalarla ilgili anlatıp duruyorsunuz…
Bir Allah’ın kulu da…
Bir babayiğitte size “siz önce yarım kalan şu camiyi bitirin” demiyor ama ben buradan diyorum…

*

Bugünlerde Serdivan’ı, Adapazarı’nı gezerken vatandaşa yeni vaatler vereceğinize, 9 yıl önce verdiğiniz vaatleri yerine getirin…
Siz önce 9 yıl önce temelini attığınız camiyi bitirin de ondan sonra yeni vaatler verirsiniz…

*

Devam edecek…