Akyazı ilçesinden Mudurnu Deresi, Bir zamanlar gümüş gibi berrak akan bu dere, artık ekosistemi yok etmekte, tarım arazilerini tehdit etmekte ve bölge halkının geçim kaynaklarını tehlikeye atmaktadır. Küresel iklim değişikliği nedeniyle kuraklık artarken, su kaynaklarının bu şekilde kirletilmesi, hem doğaya hem de insan sağlığına büyük bir darbe vurmaktadır. Sakarya’nın sekiz milletvekili, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, Sakarya Valisi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve diğer yetkililer, bu çevre katliamına karşı sessiz kalmamalı, şimdi hemen harekete geçmelidir.
Mudurnu Deresi’nde Yaşanan Çevre Krizi
Mudurnu Deresi, Sakarya’nın tarım ve gıda üretiminde kritik bir öneme sahiptir. Ancak, tekstil fabrikalarının yetersiz arıtma sistemleri ve atık suların dereye boşaltılması, suyun rengini kırmızıya ve siyaha çevirmiştir. Bu kirlilik, dere içindeki balıkların ve diğer canlıların ölmesine, tarım ürünlerinin zehirlenmesine ve bölge halkının sağlığının tehdit altına girmesine neden olmaktadır. Adapazarı gazetesi genel yayın yönetmeni Hüseyin Cumalı, günlerdir manşetlerinde bu çevre felaketini fotoğraflarla belgeleyerek kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmaktadır. Bölge halkı, sosyal medyada “Mudurnu Deresi katlediliyor!” diyerek isyan etmekte, ancak yetkililerden henüz anlamlı bir tepki gelmemektedir.
Kirliliğin Etkileri ve Tehlikeleri
Ekolojik Yıkım: Mudurnu Deresi’nin kirlilik seviyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sınıflandırmasına göre en yüksek seviye olan dördüncü kategoriye ulaşmıştır. Bu, suyun içilemez hale geldiği ve tarım için bile kullanılamayacak kadar kirli olduğu anlamına gelir.
Tarım ve Gıda Güvenliği: Yüzlerce çiftçi, karpuz, kavun, domates, biber ve fındık gibi ürünleri sulamak için bu kirli suyu kullanmak zorunda kalmaktadır. Uzmanlar, kırmızı ve siyah akan suyun tarım ürünlerinde toksik birikime yol açabileceğini ve bu ürünlerin tüketiminin halk sağlığını riske atabileceğini belirtmektedir.
Ekonomik Kayıplar: Sakarya, tarım ekonomisiyle öne çıkan bir bölgedir. Mudurnu Deresi’nin kirliliği, çiftçilerin gelirlerini ve bölge ekonomisini olumsuz etkileyerek ailelerin geçim kaynaklarını tehdit etmektedir.
İklim Değişikliği ve Su Krizi: Küresel ısınma nedeniyle son aylarda yağmur yağışları azalmış, tarlalar susuzluktan kurumuş ve mevcut su kaynakları buharlaşma yoluyla tükenmektedir. Bu koşullarda, Mudurnu Deresi gibi bir su havzasının sanayi atıklarıyla kirletilmesi, geleceğimiz için vahim bir tehlikedir.
Yetkililere ve Topluma Çağrı
Sakarya’nın 8 milletvekili (Lütfi Bayraktar, Ali İnci, Ertuğrul Kocacık, Murat Kaya, Çiğdem Erdoğan, Ayça Taşkent, Levent Bülbül, Ümit Dikbayır), Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Nedim Arsal, Tarım İl Müdürü Asım Baş, Sakarya Valisi Rahmi Doğan ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’a sesleniyoruz: Mudurnu Deresi’ndeki çevre katliamına karşı sessiz kalmayın! Bölge halkı ve yerel basın, bu felaketi yıllardır dile getirmektedir, ancak kalıcı bir çözüm üretilmemiştir. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Başkanı Akgün Altuğ, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Mudurnu Deresi’ne sorumsuzca salınan tekstil atıkları, suyumuzu kıpkırmızı yaptı. Bu duyarsızlık, ekosistemi ve insan sağlığını tehdit ediyor. Sanayi gelişirken doğa ve insan hayatı yok olmamalı!” diyerek yetkililere vesanayicilere sorumluluk çağrısında bulunmuştur. Aynı şekilde, SATSO Başkan Vekili Cem Gün, Temmuz ayı meclis toplantısında, “Mudurnu Deresi’nin kırmızı ve siyah akması vicdanları yaralıyor. Buna sebep olanlar vicdan muhasebesi yapmalı!” diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekmiştir.
Su, hayatın temel taşıdır ve Mudurnu Deresi’nin kırmızıya, siyaha bürünmesi sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda bir insanlık meselesidir. Sakarya’nın doğal güzellikleri, tarım potansiyeli ve ekonomik geleceği, bu dereye bağlıdır. Yetkililerin sessizliği, bölge halkının çaresizliğini artırmakta ve çevre felaketini derinleştirmektedir. Su hayattır, Mudurnu Deresi temiz aksın, hayat bulsun.