Özkoç konuşmasında, kurtuluşumuz için canını ortaya koyan Halit Molla ve silah arkadaşlarını, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle ve saygıyla andığını dile getirdi.

Özkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu vesileyle herkesin bir yerinden tutmaya çalıştığı "Milliyetçilik nedir?"i, "İnanç sahibi olmak nedir?"i, "Ülke bekasını, çocuklarımızın yarınlarını düşünmek nedir?"i netleştirmek için Halit Molla'ya bakmanızı istiyorum.

Halit Molla, Kurtuluş Savaşı'nın onlarca kahramanından biridir; Sakaryalıdır. Kardeşleri ve arkadaşlarıyla birlikte imkansızlıkları aşıp düşmanı alt etmişlerdir. Adapazarı'ndan sonra başka cephelerde savaşmış, Milli Mücadele'den sonra da köyüne dönmüştür.

Halit Molla, ne kendisine bağlanan istiklal maaşını, ne teklif edilen yüzlerce dönüm araziyi, ne de Uzun Çarşı'daki dükkanları kabul etmiştir.

‘Benim yerim yurdum var, muhtaçlara verin’ diyerek köyünde çiftçilik yapmaya devam etmiştir.

Halit Molla, ömrü boyunca, elindeki varıyla yoğuyla öğrencileri okutmaya çalışmıştır. Vasiyet olarak da sade bir tören ve diğer mezarlardan farkı olmayan bir mezarlık istemiştir.

Türkiye'yi Türkiye'ye yapan, yokluktan kurtaran işte bu ruhtur; bu inançtır, bu birlikteliktir. Bugün de Türkiye'yi içinde bulunduğu açmazdan ancak böyle çıkartabiliriz. Gücümüz var, inancımız var, imkanımız var; Türkiye'yi düşünenlerle birlikte başarabilme azmimiz var.”

“KURTULUŞ EK BÜTÇE DEĞİL, BAŞTAKİ ‘EKONOMİSTİ’ DEĞİŞTİRMEK”

“Ülkemizi, devleti kendine mülk sayan, gözü doymayan bir avuç insandan kurtarmak gerekir. Yetmiyor, gözlerini doyurmaya yetiremiyoruz. Bugün ek bütçe Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi” diyen Özkoç, ek bütçeyle ilgili eleştirilerini de özetle şöyle dile getirdi:

“Zenginliği katlayan, yoksulluğu büyüten AKP bütçelerinden bir tanesi daha Meclis’te. Bu teklifin önümüze geleceğini biliyorduk, defalarca söyledik; AKP'nin 2021 bütçesi açıklandığı 5 Eylül 2021 tarihinden Meclis’te kabul edildiği 17 Aralık 2021'e kadar yarı yarıya zaten erimişti. Açıklandığında 211 milyar dolardı, burada kabul ettiğimiz gün ise 101 milyar dolara inmişti.

O günden bu yana kur yükselişi sürüyor, enflasyon artmaya devam ediyor, faizler yükseliyor.

Ne ilk bütçede ne şimdi önümüze konulan ek bütçede halk yok, açlıkla mücadele eden yeni bir tarım politikası var. İstihdamı arttıracak bir çıkış yok. Devletin borç yükünü azaltabilecek bir seçenek yok. Ne var, biz söyleyelim: Kur korumalı mevduat için 40 milyar liralık ödenek var. Borç faizi için 89 milyar lira var. Yandaşlara, otoyol ve köprüler için, dolar üzerinden verdiğimiz garanti ödemeleri için 5,6 milyar lira var. Yine yandaşlara gidecek şehir hastanesi ödemeleri için 4,3 milyar lira ek ödenek var. Parası olan için, saraya yakın duran, durabilenler için fırsat kapıları var. Halk için? Halk için umut yok. Halk için yeni bir politika yok.

Buradan kurtulmamız için, kurtuluş için çare ek bütçe getirmek değildir, çare ekonominin başındaki ekonomisti yani Tayyip Erdoğan'ı değiştirmektir.”