Ön yargı, eğitimli bir insanda bile rastlanabilen ilginç bir cehalet türü. Bitirilen okullarla, kitaplarla ilgisi yok. Sorgulamaktan âciz, kolayına kaçan, tembel ve sabırsız kişilere özgü zavallı bir tutum. 


Sosyal medyadaki paylaşımı görmüşsünüzdür: Tayvanlı turistin ledli çantasına yazdırdığı “Ben Çinli değilim, Tayvanlıyım.” yazısı. Ve âdeta yalvarırcasına bir sesleniş “Ölürüm Türkiye’m!” Çünkü corona virüsü taşıdığı şüphesi var. Gözleri çekik olan her insan Çinli midir? Her Çinli, virüs taşıyor mudur? Biz bu kadar ön yargılı olmayı kimden öğrendik?..


Bilmeden, öğrenmeden hüküm vermek; pişmanlık ve belki de vicdan azabı olarak bize dönebilir.

Birilerini adaletsizce yargıladığımızda, birilerinin de bizi aynı şekilde yargılayabileceğini unutmayalım. Bilgiyi kullanma çağındaysak eğer başkalarının anlattığı hikâyelerin karbon kâğıdı olmayalım. (Ben dili kullanıyorum çünkü bu yazı benim için de bir öz eleştiri.)


Konuyla ilgili pek çok söz söylenmiş. Atomu parçalamaktan zordur, denilmiş. Daha neler neler… Peki, vaz mı geçelim? Asla. Gökyüzündeki sayısız pırıltıdan biri olup bir kişinin zihnine kayan bir deniz yıldızı olma ihtimali var. Belki sadece bir peşin hükmü vadeye bölme ihtimali var. 


Bir ihtimal daha varsa o da insanca yaşamak olsun!