Sakarya Kadın Platformu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gezi parkı eylemlerine katılan kadınlar hakkında söylediği sözlerle ilgili basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını yapan platform sözcüsü Özgül Kahraman’ın konuşması şu şekilde;

Doğanın talanına, doğal yaşam alanlarımızın yok edilmesine, kamusal alanların tasfiyesine, güvencesizliğe, geleceksizliğe, işsizliğe karşı her yaştan, her kimlikten, her inançtan, her meslekten milyonların; demokrasi, adalet, barış ve özgürlük mücadelesi Gezi direnişinin 9. yıldönümünde AKP iktidarı adeta yeni bir saldırı dalgası başlattı.

9 yıl önce de biz oradaydık. Gezi biz olduk, biz gezi oldu. Mahalle parkını korumak için sandalyesini kapıp dozere karşı oturan Kıymet Teyze’ydik. Kapısının önüne yemek su koyan teyze bizdik. O gün “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” diye boşuna dememiştik. Dokuz yıl önce de bugün de tek adam rejimine karşı direnişimiz sürüyor.

Cumhurbaşkanı’nın ise en ufak eleştiriye bile tahammülü yok. Yurttaşını kutuplaştırma hamlelerine devam ediyor. Bunu yaparken nefret dili kullanmakta ısrar ediyor. Bir ülke cumhurbaşkanının yurttaşına karşı kullandığı bu cinsiyetçi ve nefret dilini kabul etmiyor, kınıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın daha önceki benzer küfürlerinin odağında da ağırlıklı olarak kadınların olması bir zihniyeti ve kadınlara bakış açısını ele veriyor. Emekçiler gibi kadınları da eşit vatandaş ve eşit yurttaş olarak görmeyen bu zihniyet mücadele eden kadınlardan ise adeta nefret ediyor, düşman olarak görüyor.

Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçe gösterilerek yüzlerce dava açılırken Cumhurbaşkanı Gezi Eylemlerinde Anayasal haklarını kullanan vatandaşlarına açıkça hakaret ediyor. Cumhurbaşkanı’nın sürtük, çürük gibi cinsiyetçi sözleri hiçbir bağlamda kabul edilemez. Cinsiyetçi şiddet üreten bu dili kabul etmiyoruz. Cumhuriyet Savcılarına soruyoruz; Bu söylem ve hakaretleri duymamız meşru mu? Cumhurbaşkanı’nın halka hakaret edip küfür etmesi meşru mu? Soruyoruz; soruşturma açacak mısınız? Kendisine siyasi eleştiri yapıldığında dahi Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açtıran, insanları tutuklatan bu kişinin halka küfür etme hakkını kendisinde görmesini hangi kavramla izah edebiliriz?

Bilmelisiniz ki ne Gezi Direnişini kirletmenize ne de kadınların aşağılanmasına izin vereceğiz!

Sözümüz; milyonlar yoksullukla boğuşurken, bedenimizle, kıyafetimizle uğraşıp hükmetmeye çalışanlaradır.

Sözümüz; kadına şiddet dur durak bilmezken, bir gecede tek adamın emriyle, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlara, cezasızlığı kural haline getirenleredir.

Sözümüz; kadınların yüzde yetmişi işsizliğe mahkûm edilirken, kadınlar sosyal yardımlara muhtaç hale getirilirken, ülkemizin kaynaklarını beşli çeteye, sermayeye peşkeş çekenleredir.

Sözümüz işyerlerinde kadınlar tacize, şiddete, güvencesizliğe maruz kalırken milyonlarca aile açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılırken kutsal aile masalları okuyanlaradır.

Gezi Direnişinde bu kadar çok kadının direnişin içinde yer almasına karşı biriken öfkenin küfürler, tehditler olarak dışa vurulmasına karşı kadınlar her yerde "Küfürle değil, inatla diren!" diyorlar! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gezi eylemlerine katılanlara karşı kullanılan cinsiyetçi, ayrımcı, zehirli dili kabul etmiyoruz. Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinden geliştirilen her türlü saldırıya karşı mücadelemizden geri adım atmadık, atmayacağız! KÜFÜRLE DEĞİL, İNATLA DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ. KARANLIK GİDER GEZİ KALIR!