EĞİTİM

Sakarya Üniversitesinde yeşil dönüşüm odaklı söyleşi gerçekleşti

Sanayide yeşil dönüşümün kaçınılmaz bir süreç olduğunun vurgulandığı söyleşide, doğru stratejilerle yürütülen sürdürülebilirlik çalışmalarının hem çevresel hem de toplumsal açıdan kritik bir değer taşıdığı bir kez daha ortaya kondu. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın bilinçli üretim ve ortak sorumluluk gerektirdiği ise programın en güçlü mesajlarından biri oldu.

Abone Ol

Sakarya Üniversitesi tarafından düzenlenen Bilim Söyleşileri Serisi’nin on üçüncü oturumu, Sakarya Üniversitesi Toplumsal Katkı ve Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen “Sanayide Yeşil Dönüşüm” başlıklı söyleşiyle gerçekleşti. Ecoplas Otomotiv Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent Yazıcı’nın konuşmacı olduğu programın moderatörlüğünü Doç. Dr. Aliye Suna Erses Yay üstlendi. Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Emre Akmaz da etkinlikte değerlendirmelerde bulundu. Söyleşide, otomotiv sektöründe yeşil dönüşümün önemi ve sürdürülebilir üretim süreçlerinin gelecekteki etkileri üzerinde duruldu.

Açılış konuşmasında sürdürülebilir üretimin tarihsel gelişimini anlatan Doç. Dr. Aliye Suna Erses Yay, 1800’lü yıllardan itibaren üretim yöntemlerinin çevresel etkilerinin giderek belirginleştiğini belirtti. Dijitalleşmenin ve inovasyonun artık sanayinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade eden Erses Yay, Birleşmiş Milletler hedefleri, Paris Anlaşması ve Kyoto Protokolü gibi uluslararası çerçevelerin Türkiye’deki dönüşüm politikalarına yön verdiğini vurguladı. Türkiye’nin gıda atığında ilk 10 ülke arasında bulunmasının önemine değinerek sürdürülebilir modellerin yalnızca sanayi değil, günlük yaşam alışkanlıkları üzerinden de şekillenmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasına Sakarya Üniversitesinin araştırma üniversiteleri arasındaki yükselişini tebrik ederek başlayan Ecoplas Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent Yazıcı, hem Sakarya hem de Gebze’de faaliyet gösteren fabrikalarında yaklaşık bin kişilik bir ekibe ulaştıklarını belirtti. Gerçek sürdürülebilirliğin “mış gibi yapmak” üzerinden değil, uzun vadeli bir vicdan ve değer anlayışıyla mümkün olacağını ifade eden Yazıcı, amacımız karbon emisyonunu gerçekten düşürmek; vergi avantajı değil. Bize miras kalan değil, bizden sonra kalacak dünyanın sorumluluğunu taşıyoruz, ifadelerini kullandı. Konuşmasında Sapanca Gölü’ndeki su azalması ve Hendek’in Türkiye’nin en yüksek hava kirliliğine sahip lokasyonlarından biri haline gelmesi gibi kritik çevresel sorunları örnek gösteren Yazıcı, doğal kaynakların bilinçsiz tüketilmesinin yaratacağı tehlikelere dikkat çekti. Yazıcı çocuk işçiliği, küresel karbon emisyonlarındaki eşitsizlikler, tüketim kültürünün dayatmaları ve toplumsal bütünlüğü tehdit eden göç gibi sosyal meseleleri sürdürülebilirliğin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirdi. Japonya’nın değerlerine bağlı üretim kültüründen örnekler veren Yazıcı, eğer bir toplum kendi değerlerini kaybediyorsa sürdürülebilir kalkınmadan söz edemez, diyerek kültürel sürdürülebilirliğin önemine işaret etti. Yazıcı, doğaya uyumlu üretimin mümkün olduğunu, Türkiye’de salça posasından enerji üretimi gibi başarılı örneklerin bulunduğunu, amacın ise sınav geçmek değil, hayata değer katmak olduğunu söyledi. Yazıcı, Ecoplas’ın 2024 yılı itibarıyla karbon ayak izini yüzde 75 oranında düşürdüğünü de aktardı.

Avrupa Birliğinin 2030’a kadar karbon emisyonlarını yüzde 55 azaltma hedefi doğrultusunda sanayi sektörünü bekleyen yeni yükümlülüklerden bahseden Yazıcı, AB’nin artık yalnızca ürünün değil, tüm alt parçalarının da aynı ülkede üretilmesini talep etmesinin Türkiye sanayisi açısından kritik riskler taşıdığını vurguladı. Tüketimin sınır tanımaz hâle geldiğini belirten Yazıcı, yapay zekâ teknolojilerinin dahi ciddi su tüketimi gerektirdiğini ifade ederek, bireysel düzeyde her bir tasarruf, bir başkasının yaşam hakkına dönüşebilir, dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Emre Akmaz ise konuşmasında etik ilkelere bağlılığın sadece meslek hayatında değil, toplumsal düzenin tüm alanlarında belirleyici olması gerektiğini belirtti. Bireylerin iş seçiminden üretim anlayışına kadar etik değerlere uygun davranmasının sürdürülebilirliğin sosyal boyutunu güçlendireceğini söyleyen Akmaz, yalnızca ceza odaklı bir sistemin ekosistemi bozacağını, sürdürülebilir politikaların uygulanabilir olması gerektiğini vurguladı.

Etkinlik, sanayide yeşil dönüşümün çevresel, sosyal ve ekonomik yönlerinin çok boyutlu bir şekilde ele alındığı kapsamlı değerlendirmelerle tamamlandı ve Bülent Yazıcı’ya katılımı için teşekkür belgesi takdim edildi.

{ "vars": { "account": "UA-158639220-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }