Türk Bayrağı…
Şanlı Türk Bayrağı…
Ötesi var mı!
Bizim için yok…
Vatan…
Bayrak…
Millet…
Ezan…
Nokta…

*

Peki mevzu ne!
Anlatalım…
İyi niyetli olarak…
İşyerine…
Evine…
Bahçesine…
Balkonuna…
Türk Bayrağı asıyorlar…
Resmi kurumlar…
Onlarda Türk Bayrağı asıyor…

*

Buraya kadar güzel…
Sonra!
Rüzgar…
Güneş…
Fırtına…
Yağmur…
Kar…
Dolu…
Bayraklar yıpranıyor…
Yırtılıyor…
Eskiyor…
Soluyor…
Çok kötü bir tablo ortaya çıkıyor…
Şanlı Türk Bayrağı’na hiç yakışmıyor…

*

Biz gazeteciler bunu görüyoruz…
Bu bayrakların değişmesi için haber yapıyoruz…
Belki…
Haberimiz olmuyordur ama…
Zaman, zaman başkaları da görüyordur…
Ama…
Arkadaşımız Adnan Turgay Özbalkan görüntüledi…
Yırtık…
Yırtık ötesi…
Türk Bayrağının yarısı yok…
Adapazarı’nın kalbinde bir Türk Bayrağı’nın yarısı yok…
Bu asla kabul edilemez…

*

Bu nedir ya!
Bu nasıl bir şeydir! 
Bu nasıl bir ayıptır!
Bu nasıl bir rezalettir!
Bu nasıl bir vicdansızlıktır!
Bu nasıl bir duyarsızlıktır böyle!

*

Arkadaş…
Şanlı Türk Bayrağı’nı astın mı!
Astın…
Şanlı Türk Bayrağı’na bakacaksın…
Öyle bayrak asmakla bu iş bitmiyor…
Türk Bayrağı’nı öyle yırtık…
Türk Bayrağı’nı öyle solmuş…
Hele,hele…
Yarısı yok şekilde dalgalandıramazsın…
Yok böyle bir dünya…
Bilmeden…
İstemeden…
Kanlı terör örgütü PKK’ya keyif mi vereceğiz!
Bu ülkeyi bölmek isteyenlere keyif mi vereceğiz!

*

Lafı uzatmıyorum…
Buradan Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’a sesleniyorum…
Sayın Valim…
Biz, sürekli Türk Bayrakları’nın bu kabul edilmez haliyle ilgili haber yapıyoruz…
Bu haberler sizin hiç mi kulağınıza gelmiyor!
Hiç mi duymuyorsunuz!
Geldiğinizden beri sizi izliyoruz…

*

Onca yayla, ova, düzlük, dağ, akarsu,kumsal geziyorsunuz…
Hiç mi size bu bayrakların üzücü hali denk gelmiyor!
Hep mi bize denk geliyor!
Lütfen sayın valim…
Rica ediyorum…
Yaylalardan biraz zaman ayrında bu işlere de bakın…
İstirham ediyorum…