AK Parti Adapazarı Belediye Meclis üyesi Hasan Karagüzel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir  yazı kaleme aldı.

Karagüzel yazısında şu ifadeleri kullandı:

SAÇI UZUN AKLI KISA..

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Yarın 8 Mart "Dünya Kadınlar Günü".

Gâvurun icadıdır diye bu güne şaşı bakanlar olduğunu ve karşı çıktıklarını çok iyi biliyorum.

İslamı şekilcilik olarak gören, sarık, cübbe, sakaldan ibaret zanneden kişilere ders ve ibret olsun diye bu konuyu bir de bizim olduğunu zannettiğimiz zaviyeden irdelemek istiyorum.

Kitab-ı mukaddes de kadınla ilgili hoş olmayan bilgilere rastlandığı halde o dine mensup insanlar buna rağmen onlara bir gün tahsis etmeyi unutmamışlar.

Bizim dinimiz kadına şaşı bakmadığı halde, Peygamberimizin uygulamasında bu konuda menfi bir davranış görülmediği halde Kitab-ı Mukaddeste geçen bilgiler bizim kültürümüze hatta dinimize karışmış.

Buna ilaveten akla mantığa Kur'an'a aykırı her rivayete peygamber sözü diye inanan, kendilerine ehli sünnet deyip uyduruk rivayetleri hadis diye önümüze koyanlar

"kadın şeytanlaştırılmış, kadın ne derse sen tersini yapacaksın, kadının saçı uzun aklı kısadır gibi saçmalıkları İslam diye önümüze koymuşlar.

Dünya Kadınlar Günü gâvur icadı öyle mi?

Tamam, itirazım yok da, senin din diye inandığın sistem ne diyor bu hususta?

Alın size geleneksel din de kadının yeri.

Geleneksel İslam'a baktığımızda kadının değerinin sıfırlandığı, ikinci bir mahlûk haline getirildiği görülecektir.

Bunun Ana Kaynağı:

1- Kadının yaratılış hakkındaki yanlış anlayış.

KADIN EĞRİ YARATILMIŞTIR inancı.

Kitabı Mukaddesin CENESİS bahsi, tekvin bölümünü açarsanız orada şöyle yazıldığını görürsünüz:

"ve rab Allah dedi: Adam'ın yalnız olması iyi değildir; kendisine uygun bir yardımcı yapacağım. Ve rab Allah, Âdem'in üzerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu, onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini otla doldurdu. Ve rab Allah Âdem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratıp onu âdeme getirdi. Ve âdem dedi: şimdi bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir, bu insandan alındığı için ona "nisa" ismi verilsin. Ve âdem karısının ismini Havva koydu, çünkü bütün yaşayanların anası oldu."

Kuran-Kerim'de böyle bir şey olmadığı halde sadece ve Hz. Peygamber'e atfedilen rivayetlerde konunun mecaz bir biçimde işlendiği üzerinde durulur.

Allah, Hz. Âdemi yaratmış, o yalnızdı, onu uykuya daldırdı, ona yardımcı olsun diye onun eğe kemiğinden kadını (Havvayı) yaratmış.

Hz. Adem uyanınca yanındaki kadını görmüş, bu benim hanımımdır" demiş.

Sizin anlayacağınız Ehli sünnete göre Adem as, kendi parçası olan kaburga kemiğiyle evlenmiş hâşâ.

Bu anlayış, İslam âlemine, İslam kültürüne intikal etmiştir.

İslam kültürüne bu inanç yerleşince bu doğrultuda yüzlerce rivayet ortaya çıkmış, yüzbinlerce rivayet uydurulmuş, uydurma rivayetlere hadis denmiştir maalesef.

Kadının saçı uzun aklı kısadır,

Kadın ne diyorsa tersini yapın,

Bununla yetinmediler, İslam'da olmadığı halde kadına özel günlerinde orucu ve Kur'an'ı yasakladılar, bu uyduruk fetvaya dayanarak "kadının dini noksandır" dediler.

Bunun gibi daha nice saçma sapan sözleri güzelim İslama mal ettiler.

Bu hususta uydurma pek çok hadis mevcuttur.

Hadis-i şerif denen uydurmaya örnek vereyim;

Buharide nakledilen maalesef hadis diye geçen bir rivayette hadiste bu yanlış anlamaya dayanılarak denir ki, kadın doğru değildir, doğrultmaya kalkarsanız kırılır, olduğu gibi bırakın.

استوصُوا بالنساءِ ، فإنَّ المرأةَ خُلقتْ من ضِلعٍ ، وإنَّ أعوجَ شيءٍ في الضِّلعِ أعلاه ، فإن ذهبتَ تقيمُه كسرتَه ، وإن تركتَه لم يزلْ أعوجَ ، فاستوصُوا بالنِّساءِ

الراوي: أبو هريرة المحدث: البخاري - المصدر: صحيح البخاري - الصفحة أو الرقم: 3331

خلاصة حكم المحدث: [صحيح

"kadınlar eğe kemiğinden yaratılmıştır. Onları düzeltmeye çalışmayın, düzeltirseniz kırılır, o şekliyle bırakırsanız eğriliği devam eder, onlara tavsiye edin".

Rivayette (الضِّلع ) DIL'A geçer,

Dıl'ı, Ebu Müslim El-İsfahaniye göre, eğe kemiğinden yaratılma olmayıp psikolojik bakımdan kadının nazik yaratıldığını ifade eder.

Rivayet doğru olabilir bir diyeceğim yok ama manası yanlıştır diyenler var.

Bana göre bu bir rivayettir yani söylentidir, hadis değildir.

Bu yanlış anlaşılma İslam âlemini mahvetmiştir.

Cahiliyet dönemindeki Arap kültürü İslam âlemine taşınmıştır.

Cinsiyetimizi biz tesbit etmiyoruz. Bizim tesbit etmediğimiz cinsiyetimizle küçümsenmek İslamın işi mi Allah aşkına?

Eğri olanı düzeltmeğe kalkarsanız kırılır, düzeltmeyin, düzelmez, kendi haline bırakın anlayışı.

Bu anlayış tekrar söylüyorum Tevrattan, Kitab-ı Mukaddesten geliyor.

"...fakat adam için kendisine bir yardımcı bulamadı. Ve Rab Allah, adamın üzerine derin bir uyku getirdi. Ve O, uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini et kapladı ve Rab Allah, adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve Onu adama getirdi adam dedi ki, şimdi bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir, buna NİSA denecek çünkü O, insandan alındı" (kitab-ı mukaddes, Tekvin II.grup ayetin 20-23.cümleleri).

Buna benzer detayların tamamının aynısı bizim tefsirlere geçmiştir.

Biz, dini algımızı kitab-ı mukaddesten kopyaladığımız bilgilerle mi şekillendireceğiz?

Bizim kültürümüzde İsrailiyyat denen şey vardır.

Yani başta Yahudilik olmak üzere diğer din ve kültürlerden İslama karıştırılmış bilgiler. Bunların doğru olanı-yanlış olanı vardır.

Kurana uygun olanı yalanlamayacağız. Kurana uygun olmayanı kabul etmeyeceğiz.

Yukarda Hz. Havvanın yaratılışıyla ilgili Kitab-ı Mukaddeste geçenlerin doğru olup olmadığını anlamak için müracaat edeceğimiz yegane kitap Kurandır. Kuranda böyle bir şey yoktur.

Şimdi bir soru soralım:

Bir eğe kemiğinden yaratılan kadın eğri oluyor da, kendinde kaç tane eğe kemiği olan Hz. Adem nasıl doğru oluyor?

Bu kadar önemli bir konuda Allahın Kitabının sessiz kalması düşünülemez.

Kadının yaratılışı nasıldır, sorusuna cevap:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا

"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten (canlıdan) yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa:1)

Âdem as kendi parçasıyla evleniyor, aynı batında doğmasalar bile diğer zamanlarda doğan ikiz kardeşler çaprazlama evleniyorlar gibi saçma sapık bir fikri yıllarca savundurdular bize.

Bu, savunulmaz bir şeydir. Bunu savunmada pek hayli zorlandık.

Ayette Allah, Ademden Havvayı yarattı diyebilirdi, demiyor.

نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ Tek nefis, ilk can demektir yani ilk cevher, ilk hücre.

Adem nerden yaratılmışsa eşi de ordan yaratılmıştır yani yaratılan kaynak aynı.

İlk yaratılan Âdemdir ama aynı anda diğer Âdemlerin (kadın-erkek) yaratılmadığını kim söyleyebilir?

Ademi yaratan Allah, çoğaltmak için başka ademleri yaratmayı beceremedi, Âdemin sonradan doğan çocukları, önce doğanlarla evlendi.

Böyle olunca da, kardeşlerin birbirleriyle evlenmesi gibi korkunç bir konu çözülmüş oluyor öyle mi?

Allah, başka Âdemler yarattı, Âdemlerden doğanlar tıpkı bizim gibi evlendi demeyi beceremedik, becerseydik,

Âdemin çaprazlama çocukları birbirleriyle evlendi tezi de çürümüş olurdu.

Aynı anadan doğanların evlenmesi bir yana bu din, süt kardeşle bile evlenmesini yasaklamıştır.

Süt kardeşlik haram iken çapraz batında doğanların evlenmesi nasıl helal olur?

Kardeşlerin birbiriyle evlenmeleri bir yana, Hz. Âdem, kendinden yaratılanla evlenmiş ise kendi parçasıyla evlenmiş olmuyor mu?

Bu, daha korkunç bir enses ve felaket değil midir?

Kaburga kemiği işini Kuran-i bir referans olarak almamız imkânsızdır.

Allah, kadın-erkek ayırımı yapmadan insanın değerli yaratıldığını vurgular:

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

"Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık." (Tin:4)

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ

"Andolsun ki: Biz, Adem oğullarını üstün bir şerefe mazhar kıldık." (İsra:70)

Kadın zayıf yaratıldı deniyor, Kuran öyle demiyor.

وَخُلِقَ الإِنسَانُ ضَعِيفًا

"İnsan zayıf yaratılmıştır." (Nisa:28) diyor.

وَخُلِقَ النساء ضَعِيفًا

'Kadın zayıf yaratıldı' demiyor Allah.

İnsanoğlu acelecidir, pintidir, nankördür, unutkandır, feveran eder, dayanıksızdır gibi ifadelerde cinsiyet üzerinde durulmaz.

Güya Ebu Said el-Hudri rivayet ediyor:

Bir bayram namazında Resulüllah namazlığa geldi, kadınların yanından geçerken:

'Ey kadınlar, sadaka veriniz, istiğfar ediniz zira bana cehennem gösterildi, çoğu sizlerdiniz.'

Güya Peygamberimiz demiş ki:

'Kadınların aklı-dini noksandır.'

Sormuşlar 'neden noksandır?'

'Şahidlikte erkeğin yarısısınız, hayız günlerinizde oruç tutmaz, namaz kılmazsınız..'

Hiç düşündünüz mü, aklı ve dini noksan ise o, onların yaratılışının öyle olduğundandır.

Yaratılışı öyleyse onu düzeltmek için niye sadaka vermeleri için çaba sarfedilsin?

Ayrıca başka rivayetler var:

'Kadına itaat etmek pişmanlıktır.'

'Erkekler, kadınlara itaat ettiklerinde helak olmuşlardır.'

Allah af etsin geleneksel dine mensup olduğum zamanlarda bunu hadis diye vaazlarımda defalarca söylemişimdir.

'Uğursuzluk getiren üç şey, at, ev, kadın.'

'Bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim kadının kocasına secde etmesini emrederdim.'

'Benden sonra erkeklere kadından daha zararlı fitne bırakmadım.'

'Namazı (kılanın önünden geçtiğinde) bozan şeyler, köpek, domuz, eşşek ve kadındır.'

Bunları sevgili peygamberimiz söyledi öyle mi?

Kadını, köpekle, eşekle, domuzla eş sayan bir peygamber, öyle mi?

Yuh bu anlayışa, buna inanan kafaya!

Bunları söyleyen Peygamber nasıl olurda, 'Sizin en hayırlı olanınız, kadınlara en hayırlı olanınızdır' der?

Nasıl olur da, 'Sizden biriniz hizmetçisini döğer gibi hanımını döver de sonra onunla beraber nasıl olur?' der.

'Üç kız çocuğunu büyütene cennet müjdeler olsun.'

'Cennet, anaların ayakları altındadır.' (gerçi bu hadis değildir) gibi rivayetler nasıl bağdaşır?

Bu tezat rivayetlerde sorun yok mu?

Peygamberimiz gibi kadınlara nezaket ve nezahatın dillere destan olduğu bir şahsiyete bu menfi rivayetler nasıl yakıştırılıyor, anlaşılır değil?

Bunlar hadis değil, uydurulmuş rivayetlerdir.

Uydurulmuş rivayetler, Allaha, Peygamberine, İslam dinine iftiradır.

Bu rivayetlerin, Kurandan beslenen bir damarı olması lazım, yoksa hadis olamaz.

Her gördüğünü hadis diye ezberleyen kelli fesli papaz kılıklı, hoca denilenlere inanırsanız sonunuz bu olur.

Ben bu kişileri ekranlarda bir dakika bile dinlemeye tahammül edemiyorum. Çünkü masal ve hikâye anlatıyorlar.

Asla İslamı anlatmıyorlar.

Bu tiplerle tartışmaya, yalan ve iftiralarını ispatlamaya her zaman ve zeminde hazır olduğumu da buradan ifade ediyorum.

Peygamberimiz, Kurandan anladığını söyler.

Hikmet, Kurandan çıkarılan hükümlerdir.

Kuranın neresinde kadını aşağılayan ifadeler var ki Peygamberimiz de bunlara uygun bu ifadeleri kullansın?

Yukarıdaki ayette geçen işaret zamiri var وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا " o nefisten eşini de yarattı" ifadesi her ikisinin de ayrı ayrı olarak bir canlıdan yaratıldığını söylüyor.

Adem as. sanki müennes (dişil) imiş gibi bu ayete geçen هاHA işaret zamirini Ademe gönderip, Havva anamızın Adem den yaratıldığı manasını verdiler.

نَّفْس kelimesini maalesef Adem olarak verdiler, halbu ki bu Nefs kelimesi مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ diye geçer, cevher demek olan bu ifade, hem nefis hem de sıfatı olan وَاحِدَة vahideh kelimeleri müennestir yani dişilere ait kelimelerdir.

Hz. Âdem de Hz. Havva da ayrı ayrı bir cevherden yaratılmıştır.

Önce Âdem sonra Havva yaratıldığına dair Kuran da bir ayet yoktur. İlk önce yaratılan insanın cinsiyetinin ne olduğunu söylemeğe gerek de yoktur.

2- Kur'an'ın açık beyanı ortada iken şeytan güya cennette önce Havva anamızı aldatmış, kadın da yasak (memnu) olan meyveden kocasını yedirmiş ve cennetten çıkmasına sebep olmuş.

Bunu da yine Tevratın Tekvin (yaratılış) kitabının CENESİS bahsinin devamında görürsünüz.

Güya şeytan yılan süretine girmiş, Hz. Havvayı o yasak ağaçtan yemek için aldatmış, Havva anamız da kocasına vermiş o da yemiş falan...

Kadın, şeytanla insan arasında bir mahluktur anlayışı böyle geldi İslam âlemine.

Kadının dediğinin tersini yapın, kadın şeytandır anlayışı Tevrattan bu şekilde bize geçmiştir.

Geçti de ne oldu derseniz,

İslâm âlemi olarak belimizi doğrultamadığımızın nedenlerinden birisidir bu.