AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in meclis konuşması sırasında yaptığı ‘AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu Türkiye’de’ çıkışı eleştirilere neden oldu.

Atatürkçü Düşünce Derneği Sakarya Şube Başkanı Aslıhan Ateş, Zengin'in bu sözlerini eleştirerek yazılı bir açıklama yaptı.

Ateş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Geçtiğimiz gün AK Parti Milletvekili olan Özlem Zengin, “AK Parti gelene kadar Türkiye’de kadının adı yoktu.” Dedi. Bu sözü bir “kadın”dan duymak, en az kendisinin tarihsel bilgi eksikliğine üzülmek kadar acı oldu. 
Çağdaş, laik, demokratik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan Türk Kurtuluş Savaşı süresince ve sonrasında Cumhuriyet tarihinde kadının adı ağırlıklı olarak vardı. Milli Mücadele döneminde özellikle İzmir’in işgali sonrası başlatılan mitinglerin pek çoğunda kadınlarımız başroldeydi. 

İstanbul’da Fatih, Üsküdar, Sultan Ahmet ve Kadıköy Mitinglerinin yanı sıra Anadolu’nun da pek çok yerinde kadınların düzenlediği ya da oluşumunda etkin rol aldıkları Milli Mücadeleye destek mitingleri yapılıyordu. 
Büyük önder Mustafa Kemal ise kadınların bu protesto mitinglerinin Milli Mücadelenin haklılığını çok daha iyi ortaya koyacağını düşündüğünden bu oluşumlara destek veriyordu.  
Milli Mücadele kazanılıp, Cumhuriyet ilan edildikten sonra ise Türk Kadınının çoktan hak etmiş olduğu sosyal ve siyasal haklar, Mustafa Kemal Atatürk’ün peş peşe gerçekleştirdiği devrimler sayesinde elde ediliyordu. 
Kadını bir peçenin arkasına hapsetmiş olan, sen geride dur, elinin hamuruyla karışma, kadın dediğin erkeğinin gerisinde durur diyerek kadını hayatın her alanından çıkaran gerici tutum, yapılan Aydınlanma Devrimleriyle tersine çevriliyor, kadın hak ettiği değeri buluyordu. 
Örneğin; 1923 yılında Nezihe Muhiddin, Kadınlar Halk Fırkasını kurmak istedi ancak 1909 seçim kanunu yüzünden bu fırka kurulamadı ama dernek olarak hayata geçti.
3 Nisan 1930’da ise kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ardından 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin meclise sunduğu yasa değişikliği önerisi kabul görülerek, 5 Aralık 1934’te kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları tanındı.
Bunun üzerine, 7 Aralık 1934’te ise Türk Kadınlar Birliği, İstanbul Beyazıt Meydanında büyük bir kutlama mitingi düzenledi ve Taksime yürüyüş yaptı.
Sonuçta çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyeti ile kendi haklı ve onurlu yerini sosyal ve siyasal yaşamda edinmiş olan kadınlar bugün ebedi önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan vefa borcunu unutmamıştır.
AK Parti vekili Özlem Zengin ve onun gibi düşünenler ya bilgi eksiği içindeler ya da nankörlük denilen kuyunun içine düşmüşlerdir. 
Bugün mecliste dilediği gibi fikir beyan edebilen kadın vekiller bunu Mustafa Kemal’in bize bağımsız bir vatan bırakmasına ve ardından yaşama geçirdiği Aydınlanma Devrimine borçludurlar. 

“AK Parti‘den önce kadının adı yoktu” diyen AK Partili kadınlar;  Bugün hala dinci tarikat ve vakıflarda taciz ve tecavüzlerin neden çoğunlukta olduğunu, tecavüzü “bir kereden bir şey olmaz” diyecek kadar alçalarak savunan zihniyetlerini, taciz, tecavüz ve katil zanlılarının tutuksuz yargılanırken, sadece sorgulayan, düşünen, gazetecilik yapanların neden hapislerde tutsak edildiğini, kadının kahkahasından, eteğinin boyundan bile rahatsızlık duyan çağ dışı zihniyetlerini, özellikle kız çocuklarımızın eğitimi üzerine dikkatle eğilen ve büyük bir özveriyle bu yola yaşamını adayan rahmetli saygın Türkan Saylan Hoca’yı neden bir kerecik bile anmadıklarını ve elbette neden 5 aralıklar da Ata’ya ve çağdaş cumhuriyetimize teşekkür etmediklerini açıklamakla yükümlüdürler.
Bu ülkede kadının adı Mustafa Kemal Atatürk’ten önce yoktu, o’nun eşsiz önderliğinde kadın değerini ve yerini buldu.
AK Parti’den önce kadının adı yoktu diyerek aydınlanma devrimini ve Atatürk’ü yok saymış olan Özlem Zengin’e tarihi iyi öğrenmesini tavsiye ediyor ve o onurlu tarihe olan vefa borcunu da hatırlatmak istiyoruz.