Hatay’da tarihi mekânları görüp görevlilerce bilgilendirilen grup üyeleri, iki gün boyunca Unesco’nun koruma altına aldığı tarihi Hatay İlinde birbirinden değerli mekânları ziyaret edip bilgiler aldı. Bayezid-i Bestami, Habibi Neccar Camii, Ulucami ve Musa Ağacı gibi gezip görülecek mekânlarda bulunan platform üyeleri, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Sakarya eski İl Müftüsü İhsan Açık’ın da katıldığı son günde, İdlib Türk Kontrol bölgesinde kurulu kampı ziyaret etti.

Ziyarete katılan Hak-iş İl Başkanı ve Hizmet-iş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Mehmet Mesut Gökdemir ziyarette yaşadıklarını hemşerileriyle paylaşmak istedi ve duygularını şöyle kaleme aldı;

“Daha önce emperyalist güçlerin kukla terör örgütleri tarafından katliamlarla kan gölüne çevrilen Suriye’nin İblid toprakları… Kahraman Mehmetçik’in yaptığı başarılı bir operasyonla sevgi ve huzur gölüne çevrilen topraklar. İnsan bir tuhaf oluyor buralara gelince, savaş kalıntıları içinde, patlama ve silah sesine aşina olmuş, anne, baba, kardeş, eş, akraba ve çocuklarını kaybetmiş yediden yetmişe savaşın bıraktığı fiziksel izi silebilmiş ama yüreklerindeki burkulma yüzlerine ve tavırlarına yansımış o güzel mazlum insanlar. İçinde kopan fırtınaları dış ülkelerden gelen yabancılara hissettirmemek için gözlerinin içi gülen ama kalbindeki burukluğu saklamak için yüzü ve gözleri her zaman gülen insanlar. İnsanın yaşayabilmeği en kötü şeylerden biri savaş olsa gerek. Kazananı olmayan, kaybedeni mazlumlar olan savaşlar.”

Kahraman ordumuzun bu topraklara sevgi ve hoşgörüyü getirmesinin ardından, Türkiye Diyanet Vakfı’nın bu hoşgörü ve sevgi tohumlarını nasıl yeşerttiğini görmemek mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin İblid’deki sevgi yansıması Diyanet Vakfımız gecesini gündüzüne katmış mazlumların hizmeti için tüm kadrosu ile hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan çalışmaktadır. Görüştüğüm her görevli işini adeta ibadet aşkı ile gerçekleştirmekte ve işini daha iyi yapabilmek için kendini geliştirmeye gayret içerisinde olduğunu söylemek isterim.

Hele o yetim kampları yok mu? Bir çocuğun en büyük serveti anne ve babasıdır hiç şüphesiz. Çok acıdır ki anne babasının çocuğu iken birden savaşın çocukları olmuş yetim çocuklar. Elini tuttuğunuz, gözlerinin içene baktığınız zaman içinizden Allah… diye çığlık attıran size yetim olmanın, hatta kendinizi yetim hissetmenin ne demek olduğunu öğreten çocuklar ah o mazlum çocuklar. Hiç düşündünüz mü bir çocukken babanızın başını okşamadığını, akşam siz kapının önünde bin bir umutla siz beklerken gelmeyişinin hüznü ile eve girmek. Eve girdikten sonra belki ben uyumadan babam gelir ve kucağında uyurum belki diye beklediğinizi. Sabah uyandığınızda belki babam gelir umuduyla tekrar yeni güne başlamak. Her gün aynı umudu annesi için babası için taşıyan çocuklar. Her gün belki(lerle) hayatı boyunca milyonlarca belki ile geçen bir ömür. İnanın bana bu çocukları gördükten sonra milyonlarca abartısız bir rakam. Rabbim çocuklarımız ve dünyadaki bütün çocukları korusun…

Türkiye Diyanet Vakfımıza ve tüm çalışanlarına canı gönülden teşekkür eder, çalışmalarında kolaylıklar dilerim.

“Bizim bu ziyaretimizden ve Suriye örneğinden yola çıkarak ders almamız ve yapmamız gerekenler ise, asla ve katta emperyalist güçlerin oyununa gelmemek birinci kuraldır. Dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığımızı düşünmekteyim. Bu güzel ülkemize sahip çıkmak ve devletimizin güçlenmesi için gayret içinde olmalıyız. Hep birlikte ele ele gönül gönüle vererek ayrılmadan ayrıştırmadan, din, dil, renk, ırk, mezhep, ideoloji ya da aklına her gelirse ayrışma için kullanılan kullandırılan bunları hayatımızdan çıkarmamız ve bir daha yanımıza bile yaklaştırmamalıyız. Sevgi ile saygı ile gönüllerimize hiçbir fitnenin fesadın girmesine izin vermemeliyiz. Eğer bir olursak, el ele gönül gönüle verirsek hiçbir emperyalist güç bizim ülkemize ve milletimize bırakın savaşı bırakın oyun oynamayı yan gözle bakmayı bile aklına getiremez. Bu güzel ülkemize ve birbirimize sevgi, saygı ve aşk ile sahip çıkalım. Bu konu ile söyleyeceğim son şey ise, unutmayın “sevginin” bitiremeyeceği savaş yoktur.