Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 65 yaş ve üzeri vatandaşlara sokağa çıkma yasağı uygulanması nedeniyle hasta olan, kimsesiz ve bakıma muhtaç olan vatandaşların ihtiyaçlarının temini için il ve ilçeler de kurulan Vefa Sosyal Destek Grubu içinde yer alan din görevlilerinin canla başla hizmet ettiklerini belirten Kaya, şunları söyledi:

“Coronavirüs salgını dünya da olduğu gibi ülkemizde de bazı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmıştır. Devletimiz de bu çerçeve de çeşitli önlemler aldı. Bu önlemler içinde belki en önemlisi 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın sağlığını korumak için alınan sokağa çıkma yasağıdır. Sokağa çıkamayan vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının karşılanması için il ve ilçeler de destek grupları oluşturuldu. Vefa Sosyal Destek Grubu olarak adlandırılan bu gruplar içinde din görevlileri de yer alıyor. Salgın hastalık kapma riskine rağmen vatandaşlarımızın alışverişini yapıyorlar, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını karşılıyorlar, banka ve resmi işlerinde yardımcı oluyorlar. İhtiyaçlarını evlerine kadar götürüp teslim ediyorlar. Onların hal ve hatırlarını sorup bir ihtiyaçları olup olmadığını soruyorlar.”

Virüs salgını başladığında imamlarla doktorları karşı karşıya getiren uçuk söylemler de bulunulduğuna dikkat çeken Kaya, şöyle dedi: “Devletin çeşitli kurumlarında farklı farklı görev alanları vardır. Kimi doktor, kimi öğretmen, kimi imam, kimi kimyager vs. görev yaparlar. Birbirinden farklı olan bu roller, insana hizmet aracı olması bakımından kendi alanlarında hepsi değerlidir. Bu görevleri yürütün herkes ülkemiz için kıymetlidir. Bu nedenle şu meslek öteki meslekten daha hayırlı ve önemli vb. gibi sözlerle meslek insanlarını ayrıştırıp aşağılamaya kalkmak yanlıştır ve kötü bir düşüncedir. Doktorlar bu salgında görevleri gereği ön safta yer almışlardır. Unutmayalım ki din görevlileri de bu savaşta vatandaşların ihtiyaçlarını temin ederek çalıştı ve yaptıkları bu hizmet sırasında da virüs kapıp hastalananlar oldu. Doktorlarımız salgınla mücadele de ne kadar ön plandaysa din görevlilerimiz de hayır yarışında ön saflarda yer almışlar ve almaya da devam ediyorlar. Vatandaşlarımıza gönülleriyle dokunuyorlar, onlara destek oluyorlar. Asker, polis ve gönüllü vatandaşlarımız da bu hizmetler de canla başla çalışıyorlar. Virüs salgınıyla mücadele kapsamında gerek vatandaşlarımızın sağlığı için mücadele eden doktorlarımıza, gerekse vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının temininde canla başla hizmet eden din görevlilerimize ve diğer görevlilere teşekkür etmek boynumuzun borcudur.

Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) ‘Rahîk-ı Mahtûm’dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” (Tirmizî, Kıyâme, 18) Başka bir hadisinde ise; “Ey ademoğlu, sen infak et, ben de sana infak edeyim! “ (Buhari, Nafakât,1) buyurmuştur. 

Din görevlileri karşılık beklemeden insanlara iyilik yapmak üzere çalışır ve bundan mutlu olurlar, gönüllerinin gıdası yaptıkları iyiliğin karşılığında umulan sevaptır. Allah’ın rızasını kazanabilmektir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de açıkça belirtildiği üzere her iyilik bir sadakadır ve o iyiliğin karşılığı olarak sevabı da verilir. Yapılan iyilikler asla küçümsenmemelidir. Cenabı Allah şöyle buyuruyor: “Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.” (Bakara Suresi, 195. ayet) Al-i İmran Suresi 134. Ayette ise şöyle buyuruyor: “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.”(Al-i İmran Suresi, 134. ayet )