Başkan Avukat Kılcı yazılı açıklama yaptı. Kanun hayvanları koruyormuş gibi gözüken ama korumayan bir yasa olduğuna dikkat çeken Kılcı, “İl tarım müdürlüğünün onayı ile tecavüzcü veya şiddet uygulayıcısı hakkında soruşturma başlatılacak, kovuşturma yani  yargılama esnasında ise hala can kabul edemeyen kimsesiz sokak canları ise tamamen korumasız bırakılacak.  Yani sokak canlarının korunması ve gözetilmesi  orda ki bir ya da iki kişinin dudağının arasında, vicdanına, inisiyatifine bırakılmış durumda.  Dava açıldıktan sonra hiçbir şekilde dernekler davaya müdahil olamıyor” dedi.

Kılcı konuşmasında, “Bunu da geçelim her şey halledildi ve tecavüzcüye ceza verildiğini varsayalım, ama suçlu cezaevinde bir gün bile yatmayacak. Çünkü bir ceza verildikten sonra bu cezanın ne kadar kısmını yatacağı ceza infaz kanunu ile belirlenir.  En azından önceki yasada para cezası veriliyordu, eziyet uyguladığı için TCK’nın diğer maddelerinden ceza veriliyordu. Tamamen hayvana eziyet eden, tecavüz eden kişiyi koruyan bir kanun çıkardılar. O yüzden bu yasanın adının değiştirsinler. Sahipli hayvan sahipsiz hayvan ayrımı ortadan kalkıyor deniyordu ama kalkmıyor. Evde üç tane hayvan besleme sınırı getiriliyor. Yani siz eviniz de 3 tane hayvan besliyorsanız, yolda da hasta bakıma ihtiyacı olan bir hayvan bulduysanız onu evinize götüremeyeceksiniz, bu bir suç olacak” sözlerine yer verdi.

Başkan Kılcı, “Belediyelerin köpekleri toplaması ve dağlara atması suçken  artık belediyelerin sorumlulukları ortada kaldırılıyor, yani artık belediye barınaklarında ki tecavüzler ve dağ başına atılıp oradan açlıktan, soğuktan acı çekerek ölen canlar sadece vicdanımızı sızlatan gazete haberleri olacak. Çünkü belediyelerin bütün hayvan düşmanı hareketleri bu yasa ile koruma altına alınmış durumda. İki sene önce yaşandığı gibi barınakta bir hayvana tecavüz edilebilecek ama biz bunu şikayet edemeyeceğiz. Hayvan eziyetçileri, tecavüzcüler artık kanuni koruma altında. Baroların hayvan hakları komisyonu tamamen gönüllü çalışan avukatlardan oluşur, bunun için para almayız, dernekler gibi para toplamayız” dedi.

Kılcı konuşmasında, “Bu kanun hazırlanırken biz sahada gönüllü çalışan hukukçular bu çalışmalara dahil edilmedi.  Biz mecliste oturmuyoruz, arabamızın bagajında mama torbalarıyla dağlarda, belediyeler eliyle ölüme terk edilmiş hayvanları yaşatmak için geziyoruz. Barınağın önüne gittiğimiz zaman yasak kardeşim içeri giremezsin diyen görevlilerle biz mücadele ediyoruz, besleme noktalarında biz eli sopalı hayvan düşmanı magandalar tarafından darp ediliyoruz. Komisyon çalışmaya başladığında bizlerden görüş sorulmamasını merak etmiştim. Ama yasa metnini görünce  neden  sahadaki hukukçulardan görüş sormaya lüzum görmediklerini anladık. Yaptıkları yasaya baktığımız zaman niyetin ne olduğu zaten anlaşılıyor” kaydetti. 

Kılcı, son olarak, “ Bu kanuna evet demek için kalkan her milletvekilinin elinde tecavüze, zulme uğramış her hayvanın kanı var, o hayvanların ahı var. Bu kanuna vicdan sahibi hiçbir milletvekili evet dememeliydi.  bu kanunun amacı görevini yapmayan belediyeleri, tecavüzcüleri ve şiddet uygulayıcılarını korumak değil, sokak hayvanları için sıcak evlerinden çıkan, bütçesinden pay ayıran hayvan severleri ve onların mücadele ettiği sokak hayvanlarını korumak olmalıydı” dedi.