Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, çevre gönüllüleri ile Sapanca Gölü’nün çevresini temizledi. Farkındalık için bir araya gelinen buluşmada dalgıçlar, suya dalış yaparak gölün içindeki atıkları da topladı. Sudan ve göl çevresinden toplanan cam, plastik, kimyasal atıklar doğanın nasıl kirletildiğini gösterdi. SASKİ Genel Müdürü Yiğit Turan’ın da yer aldığı farkındalık çalışmasında dalgıçlara tek tek teşekkür eden Başkan Yüce, gölün korunması için dikkat edilmesi gereken hususlara vurgu yaptı.

Sakarya’nın doğal güzellikleriyle cennet bir şehir olduğunu belirten Başkan Ekrem Yüce, gölün korunması konusunda hassas davranıldığını kaydederek, “Sakaryamız adeta bir cennet. İnsanoğlu var olduğu günden beri tasavvur edilen cennet hayallerini bir düşünün. Yemyeşil doğa, masmavi sular, ferah bir hava. Hepsi Sakarya’da mevcut. Deniz, göl, nehir, dağlar, ovalar, yaylalar, yeşilin onlarca tonu. Hepsine sahibiz çok şükür. Şehrimizin en önemli güzelliklerinden olan ve hemşerilerimizin içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Sapanca Gölü bizim için çok önemli. Sapanca Gölü’nü korumak ve geleceğe taşımak için birtakım yeni çalışmalara imza atacak, paydaşlarımızla bir çalıştay gerçekleştireceğiz. Hazırlıklarımıza başladık. Sapanca Gölü’nün tam kapasitesi yani gölün tam dolu olduğu andaki derinliği 32.2 metredir. Şu an itibariyle gölümüz 31.81 metre doluluğa sahiptir. Biz Sakarya Büyükşehir Belediyesi olarak gölümüzü, en önemli doğal mirasımızı ve içme suyu kaynağımızı korumaya devam ediyoruz.” dedi.

Başkan Yüce, temizliğin sadece evde veya sokakta değil çevre ve kainat boyutunda düşünülmesi ve bu şekilde uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, “Tabiat var olduğu günden beri var gücüyle insanoğlunu destekliyor. Uzun yıllar kendi dengesini koruyan doğa maalesef ki içerisinde yaşadığımız bu çağda dengesini kaybetmeye başladı. Doğal kaynaklarımız giderek azalmaya başladı. Çevre kirliliği neredeyse dünyanın tamamına yayıldı. Yoğun nüfus ve tüketim kültürü sonucunda oluşan hızlı kirlenme bizleri telafisi zor bir sürece sokuyor. Yaşamın en temel iki ögesi olan su ve hava kirleniyor. Bu şartlarda yetişen besinler, bunları tüketen insanoğlunu zehirliyor. Bizim dinimiz temizliği Allah’a olan imanın temel şartlarından kabul ediyor. Bu temizliği beden, ev, işyeri veya sokak temizliği gibi düşünmek büyük bir yanılgıdır. Temizliği bir bütün olarak görmeli beden, ev, işyeri, sokak, şehir, çevre ve kâinat temizliği boyutunda düşünmeliyiz.” diye konuştu.

Tabiatın miras değil, insanoğluna bir emanet olduğunu hatırlatan Başkan Yüce, “İnsanoğlu olarak düştüğümüz yanılgılardan biri de yaşadığımız ömür boyunca içinde bulunduğumuz tabiatın baştan sona bize ait olduğu düşüncesidir. Hep söylendiği gibi bu dünyayı kendimize miras olarak göremeyiz. Mirasyedi evlatlar gibi bunu tüketemeyiz, har vurup harman savuramayız. Çevre ve tabiat bir miras değil, bir emanettir. Emanete sahip çıkmak âlemlere rahmet olarak yaratılan Efendimiz Aleyhisselam’ın en önemli vasıflarındandır. Biz de emanetimize sahip çıkmalıyız. Bu işi başarmak zor ve zahmetli. Ancak unutmayalım ki zahmetsiz rahmet olmaz. Çevre dostu insan, çevre dostu sanayi, çevre dostu şehirleşme, çevre dostu üretim hâsılı çevre dostu bir yaşam kurabiliriz. Bu noktada unutmamamız gereken en temel nokta doğanın var olmak için insanoğluna ihtiyacı yok. Tam tersi insanoğlu yaşamını sürdürmek için doğaya ihtiyaç duyuyor.” ifadelerini kullandı.