Marksist, Leninist ideoloji ile sağlık çalışanları bahane edilerek din görevlilerine kasıtlı olarak saldırıldığını ve aslında bunun altında yatan gerçeğin ideolojik olduğunu belirten İbrahim KAYA, şunları söyledi:

“Coronavirüs salgını nedeniyle hastaneler de özverili bir şekilde görev yapan sağlık çalışanlarını kutluyorum ve kendilerine milletim adına teşekkür ediyorum. Canları pahasına çalıştıklarını biliyoruz. Bir anne ve kadın olarak Hemşirelerimiz bu olağanüstü durumda en çok zarar gören sağlıkçılarımızdır. Ancak insana hizmet etmenin onuruyla sınanmaktadırlar. Zira insana hizmet en kutsal görevdir. Nitekim din görevlilerimiz de insana hizmet ediyorlar ve yaptıkları hizmet kutsaldır. Din görevlilerimiz milletimize irşat görevi yapıyorlar, dini konular da aydınlatıyorlar ve rehberlik yapıyorlar. 15 Temmuz gibi olağanüstü durumlarda canları pahasına görev yapmış ve milletimizin önünde yer almışlardır. Dolayısıyla Hemşire mi, din görevlisi mi, algısı oluşturmaya çalışılarak milletimizin birliğine yönelik bir saldırı yapılmaktadır. Bu şekildeki bir karşılaştırma yanlış ve art niyetlidir.

Allah Zül Celale’nin ayetlerinin, ayetlerin bizlere ne ifade ettiğinin, Kur’an-ın, Resulünün hadislerinin, örnek yaşantısının, bunlardan alınması gereken derslerin, sünneti seniyyenin ve yaşantımıza bunları katmanın insanlık için ne kadar önemli olduğunun, bunların insan yaşantısına kattığı değerlerin anlaşılması, anlatılması ve yaşatılması söz konusu olduğunda din görevlileri akla gelir. Din görevlileri insanlara bunları anlatır, yaşatır ve yaşar. İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen süre de her türlü dini konular din görevlilerinin bilgi birikimi, kültür hazinesi ve icraatlarıyla aktarılır. Bu hizmetler yapılırken mesai mefhumuna bakılmaz.

İdeolojik düşünceleriniz, dünya ve ahrete bakışınız nefislerinizi köreltebilir. Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi güzide bir kurumun görevlilerine akılsızca sataşır, dil uzatır, aşağılamaya ve rencide etmeye kalkabilirsiniz. Bu, ancak ahmakça düşünceler yüzünden yapılabilecek şeylerdir. Cenabı Allah, Kâfurun Suresi’nde “Ey inkarcılar!” diye başlayarak, “Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.” der. Din görevlileri akılsızca söylediklerinize, yaptıklarınıza karşı çıkmıyor, hatta engel olmaya da çalışmıyor. Ancak sizin de Allah’ın dinine ve o dinin uygulayıcılarına karşı saygılı ve ölçülü olmak gibi bir zorunluluğunuz var. Bu nedenle dilinizden dökülen şeytani sözleri ve ahmaklığın sınırlarını aşan karikatür paylaşımlarınızı şiddetle kınıyoruz. Allah, edep ve haya gibi insani değerlerle, hak ve adalet ilkelerine bağlı kalarak insana hizmet edilmesini ister. Din görevlileri bunu yapıyor, siz bunu yapamıyorsanız susacaksınız! Nur Suresi 45. Ayette; “Allah hareket eden her canlıyı bir sudan yarattı. Bunlardan kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimi de dört ayak üzerinde yol alır. Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kadirdir.” Buyruluyor. Din görevlilerine saldıranların karnı üzerinde sürünen ve dört ayağı üzerinde yürüyenlerden hiçbir farkı yoktur. Zira bunlar akılsızdırlar. Allah’a ve O’nun indirdiği Kitaba ve Rasulüne inananlar ise izzet ve hikmet sahibi olanlardır. Buradan Devlet yöneticilerine sesleniyorum: Dine ve din görevlilerine karşı yürütülen operasyonlara en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Bunun için yasalar çıkarılmasını istiyoruz.”