Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Yeni Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin şehrimize ülkemize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Sözlerimin hemen başında hastanemize adını veren merhum Adnan Menderes'in yol arkadaşı, dava adamı doktor Lütfi Kırdar'ı rahmetle yad ediyorum.

Lütfi Kırdar, son Menderes hükümetinde Sağlık Bakanlığı yapmıştır. İstiklal madalyası sahibi olan doktor Lütfi Kırdar'ın vefatı ise son derece trajiktir. Yassıada mahkemelerinin acımasızlığından payını alanlardan biri de merhum Lütfi Kırdar'dır. Bunlardan birisi CHP'nin kışkırtmalarıyla düzenlenen 28-29 Nisan öğrenci olaylarıdır.

Lütfi Kırdar, son Menderes hükümetinde Sağlık Bakanlığı yapmıştır. İstiklal madalyası sahibi olan doktor Lütfi Kırdar'ın vefatı ise son derece trajiktir. Yassıada mahkemelerinin acımasızlığından payını alanlardan biri de merhum Lütfi Kırdar'dır. Bunlardan birisi CHP'nin kışkırtmalarıyla düzenlenen 28-29 Nisan öğrenci olaylarıdır.

Öğrencilerinin öldürüldüğü, hatta kıyma makinesine atıldığı gibi yalanların havada uçuştuğu yargılamalar sırasında mahkeme başkanı Lütfi Kırdar'ı huzuruna çağırır. Merhum Kırdar'a göreviyle hiçbir alakası olmayan şu soruyu sorar: İstanbul'a büyük hizmetler yapmış bir kimsesiniz. Neden CHP'den istifa ederek demokrat Parti'ye geçtiniz?

Merhum Lütfi Kırdar, Demokrat Parti diye söze başladığı anda fenalaşır sandalyeye oturmak için izin ister. Mahkeme Başkanı, müsaade etmez. Lütfi Kırdar'ın kalbi bu kadar haksızlığa daha fazla dayanamaz. Mahkeme salonundan çıkarılırken oğlu ve yol arkadaşlarının gözleri önünde vefat eder.

Vefatından üç gün evvel ailesine yazdığı mektup millet ve memleket sevdasını göstermesi bakımından çok önemlidir.

"Muhterem eşim, aziz oğlum inşallah hep iyisiniz. Ben de iyiyim. Şimdi bu mektubu yazdıktan sonra hazırlanarak vazifeye gideceğim. Vazife diyorum, çünkü yazdığınız gibi kabul etmek lazım. Bu da hizmetlerimizin bir hesap vermesi, hayırlısı Allah'tandır. Hakikaten vicdanen çok huzurluyum, rahatım.

Çünkü hayatımda yalnız dürüst değil, aynı zamanda feragatle çalıştım. Ne olacaksa olsun, siz üzülmeyin." Doktor Lütfi Kırdar....

Ne yazık ki ailesini bir daha görmek Lütfi Kırdar'a bir daha nasip olmaz.

Cenaze merasimi İstanbul halkının darbeye karşı sessiz bir tepkisine dönüşmüştür.

27 Mayıs mağduru eski valilerinin cenazesine koşmuştur. Milletimiz nasıl ki Yassıada şehitlerini kalbine gömerken darbecileri ve hukuk dışı kararlara imza atan hakimleri asla affetmediyse, işte bu insanları da o derece gönlüne basmıştır.

Kıymetli dostlarım, bugün resmi açılışını yapacağımız Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi İstanbul'un en büyük hastanelerinden biridir. 1987 yılında 150 yataklı bir devlet hastanesi olarak hizmete açılan hastanemiz, zamanla yetersiz hale gelmişti.

Ayrıca eski hastanenin depreme dayanıksız olduğu belirlenmişti. Biz de İstanbul sismik Riskin Azaltılması projesi kapsamında, eski hastanemizi yıktık, yerine de ileri teknolojiye sahip, altyapı bakımından güçlü bir sağlık tesisi inşa etmeye karar verdik.

"SALGINI EN DÜŞÜK CAN KAYBIYLA ATLATAN ÜLKELERDENİZ"

Hastanemiz toplam 1105 yatak kapasitesine sahip. Hastane bina zemininde bulunan 855 adet izolatör ile İstanbul'un en dayanıklı tesislerinden birisi olmuştur.

Burada kanser cerrahisi başta olmak üzere senede 100 bin ameliyat yapılmasını öngörüyoruz. Hastanemizi 150 yataklı onkoloji hastanesiyle daha da büyüteceğiz.

Çok kısa sürede inşa ettiğimiz veya hizmete girme vaktini öne aldığımız hastanelerle sağlık altyapımızı daha da güçlendirdik.

Aldığımız tedbirler sayesinde salgını en düşük can kaybı oranıyla atlatan ülkeler arasında yer aldık. korona virüsle mücadelemize Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin de çok büyük katkıları oldu.

Hiçbir vatandaşımızı hastane kapısından geri çevirmedik. Sağlık çalışanlarının maske bile bulamadığı görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı.

Türk mühendisleri tarafından geliştirilip Türk firmalarınca üretilen solunum cihazlarını da yapmış olduk. Şimdi bu cihazların ihracatını gerçekleştiriyoruz. Bugün kendi hastanelerimizin yanı sıra Brezilya'dan Somali'ye kadar Türk malı solunum cihazları kullanılmaya başlandı.

Dünya bir sağlık krizinin ötesinde sosyal, ekonomik ve beşeri boyutları olan bir meseleyle karşı karşıyadır. Böyle devasa bir sorunla mücadele etmek elbette kolay değildir. Aşı çalışmalarında ilerleme sağlansa da bir süre daha hastalıkla yaşayacağımız anlaşılıyor. Adımlarımızı buna göre atmak zorundayız.

"SİGARA KORONANIN  EN ÖNEMLİ ETKENLERİNDEN BİRİ"

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi salgınla mücadelenin en başarılı yöntemi virüsü kapmamaktır. Günlük hayatımızı idame ettirirken virüsün bulaşma riskini minimuma indirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da alışkanlıklarımızı değiştirmekten geçiyor.

İster kapalı, ister açık bütün vatandaşlarıma diyorum ki gelin şu sigarayı da bırakın. Ve bilin ki bu sigara da koronanın en önemli etkenlerinden birisidir. Asker uğurlama törenleri ve taziyeler başta olmak üzere istenmeyen görüntülere şahit olabiliyoruz. Böyle bir yaklaşım olmaz. Asker uğurlama derken arkadaşınızı zehirliyorsunuz.