Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi’nin başlatmış olduğu eski bir Osmanlı geleneği olan Zimem (Veresiye) Defteri uygulamasını MÜSİAD Sakarya Başkanı Yaşar Coşkun ve Yönetim Kurulu Üyeleri gerçekleştirdi.

Ramazan Birlik ve Beraberlik Ayıdır

Adapazarı ve Erenler ilçelerinde toplam 6 market ve bakalın zimem yani veresiye defterlerini satın alan ve bölge halkını borçlarından kurtaran MÜSİAD Yönetim Kurulu adına konuşan Başkan Yaşar Coşkun “Bu güzel Ramazan ayına hiç beklediğimiz gibi, özlediğimiz gibi giremedik. Etrafta çocukların koşturduğu teravih namazları, birlik ve beraberlik içindeki iftar sofraları ve Ramazan coşkusunu malum Coronavirüs sebebiyle yaşayamıyoruz. Ancak unutulmamalıdır ki, Ramazan birlik ve beraberlik ayıdır. Yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Bizler de MÜSİAD olarak Osmanlı’da olan bir geleneği günümüze taşıyıp ekonominin bu kadar çok etkilendiği günlerde halkımıza destek olmak istedik. Biz Müslümanların yardım ve dayanışmasını hiçbir virüsün veya etkenin etkilememesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.” Cümlelerine yer verdi.

Zimem Defteri Nedir?

Zimem Defteri, bugünün veresiye defteridir. Ramazan günlerinde zenginler bakkal ve manav gibi dükkanlara gider ve zimem defterini çıkartmalarını isterlerdi. Defterin başından, sonundan ve orasından rastgele sayfalar koparır ve “Silin borçlarını, Allah kabul etsin.” Derlerdi. Böylelikle borcu ödeyen kimin borcunu ödediğini bilmezdi.

Her yıl yaptıkları desteği büyütmek istediklerini söyleyen Başkan Yaşar Coşkun “Ülkemizin böyle güzel geleneklere ihtiyacı var. Bizler hayırlı ve uygun bulduğumuz gelenekleri bugüne uyarlayarak yaşatmaya çalışıyoruz. Bu 2. Yılında olan bir uygulama. Geçen sene daha az kişiye ulaşabilmiştik. Bu sene Allah daha fazla kişiye ulaşmamızı nasip etti. Gönlümden geçen odur ki inşallah her sene katlanarak arttırır ve halkımızın daha büyük bir kesimine ulaşırız.” Dedi.

Son zamanlarda ortaya çıkan Robin Hood takma adlı hayırsever hakkında da konuşan Coşkun “Zimem Defteri, milletimizin çok eski bir geleneği. Bizlerin sürdürmeye çalıştığı da bu. Robin Hood dediğimiz Avrupa masalı ise zenginden çalıp fakire dağıtan bir haydut. Düşünüldüğünde güzel ancak bunun haramını, helalini de ayrıca düşünmek gerekir. Aynı zamanda dilimizde ve kültürümüzde olan, bize ait olan benzer bir uygulama varken böyle güzel işlere İngiliz bir haydutun adıyla lanse etmek beni gerçekten üzüyor. Böyle güzel işlerin ve çalışmaların hak ettiği isimler böyle olmamalı.” Dedi.