Serbes, yaptığı açıklamada, Koronavirüs sebebiyle işyerlerinin kapandığını, işsizliğin arttığını ve milyonlarca insanın geçim sıkıntısı çektiğini belirtti. Hükümetin aldığı ekonomik tedbirlerinde yeterli olmadığını ifade eden Serbes, “Salgın sebebiyle yüzbinlerce insan işini kaybetti. Salgının dana ne kadar süreceği belli değil. İnsanlara ‘evinizde kalın deniyor’ ama hayat devam ediyor. Bu insanların her zaman ki gibi ihtiyaçları var. Alış-veriş yapacak, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyecek. Bunun içinde para lazım.” dedi.

“YARDIMI BİLE SADECE BEN YAPARIM” ANLAYIŞINDAN VAZGEÇİLMELİ

Bu süreçte en çok etkilenenlerin sigortasız çalıştırılan ya da çalışmak zorunda kalanların olduğunu ifade eden Serbes, bu insanların Kısa Çalışma Ödeneği gibi imkanlardan da yararlanamadıklarını hatırlattı. Yardıma ve desteğe ihtiyacı olan insanlara yardımın önünün kesilmemesi gerektiğini dile getiren Serbes hükümete şu çağrıda bulundu: “Ülke genelinde muhalefetin kazandığı belediyelere yönelik bir baskı söz konusu. İhtiyaç sahiplerine sıcak yemek götüren belediye aşevlerinin banka hesapları bloke ediliyor. Biraz empati yapalım; Sakarya’nın ihtiyaç sahiplerine aş götüren SAKVA’nın banka hesaplarına eğer şimdi muhalefette olan her hangi bir parti, varsayalım iktidarda olmuş olsa ve Ak Parti’nin şimdilerde yaptığı gibi bir bloke uygulasa bugün tepki vermeden, suspus izleyenler acaba öyle bir senaryoda ne der, ne düşünürdü? Nasıl ki hayra vesile olan hayrı yapan gibi ise inanın yanlışa, haksızlığa karşı sessiz kalmanında ağır bir bedeli var. Bu yanlıştan dönülür diye bekledik, maalesef hala dönülmedi. Belediyeler de bir kamu kuruluşudur. Hangi partiye mensup olursa olsun belediyeler arasında ayrım yapılmamalı. Belediyelerin yardımlarının önü kesilmek yerine yapılan yardımlar denetlenebilir. Bu daha doğru bir davranış olur. Yoksa ‘Yardımı bile sadece ben yaparım’ anlayışı yanlış. Bu anlayıştan vazgeçilmeli. Çünkü bu dönemde yardıma ihtiyacı olan insanlar çok. Hükümet her yere yetişemeyebilir. Engelleme yerine yardımların yerine ulaşıp ulaşmadığı denetlenebilir.”

1999 DEPREMİNDE BENZER BİR DURUM OLMUŞTU

Böylesi zor zamanlarda dayanışmanın ve birlik olmanın önemli olduğunun altını çizen Serbes, bir takım siyasi kaygılarla hareket edilmesinin doğru olmadığını vurguladı. Muhalefete mensup belediyelerin bu süreçte halkın taktirini kazanmasından iktidarın rahatsızlık duymaması gerektiğini dile getiren Serbes, “1999 depreminde çadır kurmak ve gıda desteği vermek isteyen muhafazakar dernek ve STK’larda o dönemin iktidarı ile benzer bir zıtlaşma yaşamıştı. Ancak halkın verdiği tepkiler hükümeti geri adım atmak zorunda bıraktı ve kimin yaptığı gözetilmeden tüm yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaşabildi. İstanbul, Ankara, Eskişehir gibi büyükşehir belediyelerinin hayır hesaplarının bloke konmasının yanı sıra Adana Belediyesi fuar alanını sahra hastanesine çeviriyor, mühürleniyor, Mersin Belediyesi bedava ekmek dağıtmak istiyor, yasaklanıyor. İnanılacak gibi değil. Böylesi zor günlerde ne kadar çok insana ulaşılabilir ve ihtiyacı giderilebilirse bundan en çok hükümetin memnun olması lazım. Eğer ülkeni ve insanını seviyorsan, bu insanlara kim yardım ederse etsin bir önemi yok. Önemli olan insanların ihtiyacının giderilmesi. Samimiyet çok önemli. Yardım ve birlik çağrısı yapıp sonra bazı siyasi ve oy kaygılarıyla muhalefet partilerine mensup belediyelerin halka yardım ulaştırmasının engellenmesi samimiyetsizliği gösterir. Bu anlayıştan vazgeçilmeli. Bu zor günlerde gerçekten samimiyetle birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.” diye konuştu.