// Nurettin Eryılmaz’ın özel haberi //

NE OLMUŞTU!

Tarihler 3 Temmuz 2020’i gösterdiğinde Hendek Yukarıçalıca Mahallesi’nde bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda büyük bir patlama yaşandı. Sakarya’nın tamamında ve komşu illerin yakın ilçelerinden duyulan patlamada toplam 186 çalışandan 4 kişi can verirken, 3 kişi ise kayboldu. Patlamanın etkisiyle birlikte 114 kişi yaralandı. Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen olay sonrasında devlet bütün imkanlarıyla yaraları sarmaya çalışırken, aynı fabrikada 11 yılda yaşanan 4 ayrı patlama da yine gündemdeki sıcaklığını koruyor.

2009 YILINDA NE OLMUŞTU!

Geçmiş yıllarda 4 patlama yaşanan ve geçen 3 Temmuz günü 5’inci patlamanın yaşandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında tarih sayfası 14 Ekim 2009’u gösterirken bir basın toplantısı düzenledi. 2009b yılının 2 ay içinde 2 işçinin ölümü, 33 işçinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlama ve yangın sarsılan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası kapılarını gazetecilere açtı. 

KİMLER VARDI!

2009 yılının 17 Ağustos ve 29 Eylül'de meydana gelen patlama ve yangın sonrasında basında yer alan güvenlik zaafı iddialarına yönelik haberlerle ilgili yapılan basın toplantısına Fabrikanın Genel Müdürü Yaşar Coşkun, Fabrikanın Hukuk Danışmanı ve Basın Sözcüsü Mehmet Mangıroğlu ve Fabrikanın Sorumlu İşletme Müdürü Sedat fabrikanın üretim ve alınan güvenlik önlemleri hakkında bilgi verdi. 

DENETİMDEN GEÇİYOR

25 yıldır fabrikanın hukuk müşavirliğini yaptığını belirten Mangıroğlu, bugüne kadar yaşanan kazalarda ceza hukuku açısından herhangi sorumluluk ve ihmalin yaşanmadığını ifade etti. Fabrikanın hiçbir yetkilisinin Sakarya mahkemelerinde ceza hukuku açısından hiçbir ceza almadığına dikkati çeken Mangıroğlu, "Bu bizim için teselli noktası. İstihdam eden olarak şirket sahiplerinin hukuki sorumluluğu olmayan hadiselerdir. Firmamız bütün yetkili kurumların denetiminden geçmektedir” dedi.

YARDIM YAPIYORUZ

Mangıroğlu; “ İnsana verilen önem açısından ceza hukuku anlamında hiç ceza alınmamıştır. Bunu övünç meselesi olarak değil vicdani olarak, teselli unsuru olarak ifade etmek istiyorum. Müessesemizde çok ciddi güvenlik önlemleri alınmaktadır. Son ölen çalışanımızın 10 yıllık çalışma hayatı var. Kendi kusuru da olsa vicdani sorumluluk altında ölenlere ve yaralananlarla helalleşiyoruz. Ayni ve nakdi yardımlar yapılıyor." dedi. 

GÜVENLİK HAD SAFHADA

Fabrikanın 2005 yılından bu yana Hendek'teki yerinde faaliyet gösterdiğini anlatan Mangıroğlu, fabrikanın Avrupa'nın en büyük üçüncü havai fişek fabrikası konumunda olduğunu dile getirdi. Fabrikanın Genel Müdürü Coşkun ise 43 yıldır havai fişek üretimi yapan fabrikada güvenlik önlemlerinin had safhada olduğunu söyledi. 

BU İŞİN DOĞASINDA BU VAR

Hollanda'da meydana gelen benzer bir patlamada 17 kişinin öldüğünü anımsatan Mangıroğlu, Kendi kendime sorardım, bu işin doğasında mı var diye...  Zannedersem 6-7 yıl önceydi. Hollanda'daki bir havai fişek fabrikasında 17 kişi öldü. Tabi bu bir ölçü değil. Kötüyü örnek almıyoruz. Biz burada en son teknolojiyi kullanıyoruz. Yani Hollanda gibi bir ülkede 17 kişi vefat ettiyse, yaralanmıyor vefat ettiyse bu işin doğasında bu var. Onu söylemeye çalışıyorum” dedi.  

PERSONEL SAYISI ARTACAK

Fabrika Genel Müdürü Yaşar Coşkun, 2010 yılında TSE CE sertifikalarını alarak Avrupa ülkelerine ihracat yapmak istediklerini ifade etti. Coşkun, hedeflerinin 216 olan personel sayısını 500'e çıkarmak olduğunu belirtti. 

ÇOK TEHLİKELİ BİR İŞ

Fabrikanın İşletme Müdürü Özgerçek de fabrika çalışanlarının eğitimi ve güvenliği konusunda herhangi bir eksiklerinin bulunmadığını kaydetti. "Eğitim ve güvenlik noktasında sıkıntı olsa her gün patlarız." diyen Özgerçek, "Çok tehlikeli maddelerle iş yapıyoruz. İşçilerin eğitimi ve güvenliğiyle ilgili sıkıntı olsa her zaman patlarız. İşe yeni başlayan işçimizin ilk olarak sigortasını yaptırıyoruz. Çalışmaya başlamadan önce üretim ve kimyasallarla ilgili eğitim veriyoruz. Eğitimden geçen işçimiz daha sonra çalışmaya başlıyor." dedi. 

FİTİL

17 Ağustos'taki patlama ile ilgili incelemenin sürdüğünü, patlamanın nedeninin henüz belirlenemediğini anlatan Özgerçek, 29 Eylül'deki yangının ise fazla fitilin kesilmesinden ve imha edilecek fitillerin orada biriktirilmesinden kaynaklandığını iddia etti