Dünyada "cadı kazanı" şelalesi özelliği taşıyan iki şelaleden biri olarak bilinen Samandere, kahverengi ve yeşilin tonlarının oluşturduğu kartpostallık manzaraları ve yüksek debide akan suyuyla özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor. Yaklaşık 500 metrelik dere boyunca anıt ağaçlarla çevrili olan şelale bölgesinde, ana şelalenin yanı sıra üç küçük şelale ve "cadı kazanı" adı verilen derin bir bölüm bulunuyor. Sonbaharın tüm renklerini taşıyan ağaçların arasından yüksek debide akan sular, köpürerek "cadı kazanı" olarak adlandırılan alana dökülüyor.
Şelalenin arkasındaki kayada bulunan doğal mağarada kaybolan sular, ileriden tekrar yüzeye çıkarak Düzce'nin su ihtiyacını karşılayan Uğur Suyu'nu oluşturuyor. 10 hektarlık bir alanı kaplayan Samandere Şelalesi'nin suları, Efteni Gölü'ne ve ardından Büyük Melen Çayı ile birleşerek İstanbul'un su kaynaklarına da katkı sağlıyor.
Aynı jeolojik özelliğe sahip diğer şelalenin ise Kanada'nın Jasper şehrindeki Maligne Kanyonu'nda yer alan Maligne Şelalesi olduğu belirtiliyor. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler, şelalenin hemen yanındaki sosyal tesislerde vakit geçiriyor.
Ziyaretçiler, şelalenin atmosferine hayran kaldıklarını belirterek, "Çok güzel bir atmosfer var. Oksijen bol, su ve şelale efsane güzel. Doğanın bütün renklerini gördük. Kahverengi, yeşil. Sonbaharın ve ilkbaharın renklerini burada görmek mümkün oldu. Gerçekten efsane bir yer. Nutkum tutuldu. Kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Doğaseverlerin gelip, görmesi gereken bir yer. Heyecandan konuşamıyorum. O kadar güzel bir yer" ifadelerini kullandı.
