Şemsi Bayraktar ve Ali Şener Bayraktar neden susuyorsunuz!

Hüseyin Cumalı yazdı...

Abone Ol

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ı dün yazdım. Nedir mevzu! Başkan Bayraktar, ülkedeki bütün ziraat odalarının başı olmasının yanı sıra Akyazı’dan ve kendi memleketinde çevre katliamı var. İşin enteresan yanı tam da Başkan Bayraktar’ı ilgilendiren bir katliam söz konusu…
*
Dikkat edin. Bu kısım çok ama çok önemli! Hem ülkedeki bütün ziraat odalarının başkanısın. Hem de Akyazılısın ve memleketinde Mudurnu Çayı kızıl ölüm akıyor. Yıllardır Mudurnu Çayı ölüm akıyor. Balıklar ölüyor, sudaki canlılar ölüyor, yeşil örtü ölüyor, o sudan sulanan topraklar yok oluyor, o suyla sulanan ürünleri yiyen vatandaşların sağlığı elden gidiyor, toplum sağlığı tehdit altında bulunuyor…
*
Köylüler isyan ediyor, muhtarlar artık çıldırıyor. Ama bütün bunlara neden olan Mudurnu Çayı kenarındaki birkaç fabrikaya kimse ağzını açamıyor. Herkes sus-pus olup biteni seyrediyor. Bakan Murat Kurum ile Bakan İbrahim Yumaklı’ya kadar yazdık. Alayı sus-pus ve ortaya çıkan yok. Tek ama tek ses çıkartan, köylüyü savunan SATSO Başkanı Akgün Altuğ ile Cem Gün…
*
Şimdi bütün bunları kenara koyalım. Kim ne yapmış, kim ne yapmamış, hepsini bir kenara koyun. Akyazı’nın yetiştirdiği önemli isimlere bakalım. Biri Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, diğeri ise kardeşi olan Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar…

*
Dikkat edin. Bu iki ismin kim olduğuna, hangi makamda oturduğuna, bulundukları makamların gücüne ve Akyazılı olmalarına dikkat edin. Yıllardır ‘Akyazı’ denince Şemsi Bayraktar ile Ali Şener Bayraktar ön plana çıkıyor. Doğru, doğru! Akyazı denince Bayraktar kardeşler her zaman ön plana çıkıyor…
*
Şimdi soruyorum. Mudurnu Çayı kızıl ölüm akıyor. Fabrikalar atık sularını boşaltıyor, Mudurnu Çayı’ndaki balıklar ve bütün canlılar ölüyor. Kızıl akan suyla sulanan tarlalar kimyasallarla bitiyor. Yeşil örtü kızıl akan sular nedeniyle yok oluyor. Bu kiremit rengi akan sularla sulanan ürünleri yiyenlerin sağlıkları tehdit ediliyor. Köylü isyan ediyor. Muhtarlar çare arıyor…
*
Uzun lafın kısası Akyazı’da çevre katliamı, felaketi yaşanıyor. Peki bunlar yaşanırken Akyazı’nın kendi evlatları olan Şemsi Bayraktar ile Ali Şener Bayraktar ne yapıyor! Soruyorum, Akyazı denince akıllara gelen Bayraktar kardeşlere soruyorum. Bu fabrikaların Mudurnu Çayı ve çevresindeki doğal yaşamı bitirmesine neden seyirci kalıyorsunuz! Neden bunun hesabını sormuyorsunuz!
*
Onca makam, onca yetki, onca imkan, onca güç, onca rüzgarınız var. Niye bu çevre felaketine ‘dur’ demiyorsunuz, diyemiyorsunuz! Şu makama bakar mısınız! Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar. Kardeşi kim! Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar…
*
Bırak Sakarya’yı, Türkiye’deki bütün ziraat odaları arkasında olan Bayraktar kardeşler, kendi memleketlerinde, baba ocağındaki çevre katliamını seyrediyor. Hem de bereketli, verimli araziler ve tarlalar kimyasal sularla sulanırken sesleri çıkmıyor. Hem de tam kendilerinin yetki alanında yaşanan bir katliam var. Tarlalar, tarım, araziler ölüyor. Ziraat Odaları ne için var! Bunun için var! Köylü için, tarım için, çiftçi için var…
*
Yahu Şemsi Bayraktar ile Ali Şener Bayraktar memleketinizde çevre felaketi var. Siz susuyorsunuz, siz ‘gık’ demiyorsunuz, gidip muhtarlar ve köylülerle dertleşmiyorsunuz. O fabrikalara ‘Bu kadar da değil. Çevreyi katledemezsiniz’ diyemiyorsunuz. Pardon siz ne yapıyorsunuz! O oturduğunuz makam koltuklarında siz ne yapıyorsunuz!
*
Ben yazayım mı! Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar’ın gündemi fındık, başka gündemi yok. Haa bir de don oldu çiftçileri gezdiler, dertlerini dinlediler. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın gündemi “Girdi fiyatlarında yaşanan değişimler” ve “Temmuz ayı üretici market fiyat değişimi…”
*
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar geçen cumartesi günü basın açıklaması yaptı ve, “Temmuz ayı üretici market fiyat değişiminde karpuz 7,1 kat, patlıcan 4 kat, salatalık 3,8 kat, yeşil soğan 3,5 kat, havuç 3,4 kat fazlaya satıldı” dedi. Ahhhhhh Akyazı’m ahh. Sana daha kendi evlatların sahip çıkmıyor. Ülkede söz sahibi olan kendi evlatların ilçesindeki çevre katliamına seyirci kalıyor. Fabrikalara ‘Dur’ demiyor, diyemiyor…
*
Son sözüm mü!
Akyazı’da tuz kokmuş tuz, bundan daha ötesi var mı!

***


Başkan Akgün Altuğ’a bu saatten sonra algı yaparken iyi düşünün


Günlerdir yazıyoruz. Mevzu ne! Mudurnu Çayı’ndaki çevre felaketi, balık ölümleri, yeşil örtünün, tarla ve tarım arazilerinin zehirlenmesi, kısacası Akyazı’da yaşanan çevre katliamını yazıyoruz. Günlerce katliamla ilgili manşet attık. Hatta dün ‘Yuhh’ diye gazetenin 1. sayfasında kimsenin alışık olmadığı bir manşetle çıktık...
*
Katliamla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Sakarya Şube Müdürü Nedim Arsal’ı yazdık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u yazdık. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’yı yazdık. Milletvekillerini yazdık. Köylülerin teknolojiyi kullanarak drone ile çektiği hava fotoğraflarını yayınladık…
*
Kızıl ölüm akan Mudurnu Çayı’nın tarihi fotoğraflarını yayınladık, zehri yazdık. Kısacası yazdık da yazdık. Kimse ortaya çıkıp ‘gık’ demedi. Alayı sus-pus olup biteni seyrediyor. Halen de seyrediyorlar. Peki hiç ‘yeter artık, bu çevre katliamına son verelim’ demedi! Vicdanının senini dinleyen, katliama seyirci kalmayan, doğruyu söyleyen biri çıkmadı!
*
Çıktı, 1 milyon 100 bini aşan nüfuslu Sakarya’da Akyazılı köylüler, muhtarlar dışında makam ve mevkiine bakmadan iki başkan ortaya çıktı. SATSO Başkanı Akgün Altuğ ile SATSO Başkanvekili Cem Gün ortaya çıkıp “Mudurnu Çayı’ndaki çevre felaketine seyirci kalamayız. Yeter artık” dedi. Her iki başkan bunu yaptı…
*
Hale bakar mısınız! Bu kentte tarımla, çevreyle ilgilenen yüzlerce başkan ve yönetici var iken sanayinin başındaki iki başkan Akyazı’daki çevre katliamı için ‘yeter’ diye feryat ediyor. Vallahi billahi inanılır gibi değil. Neden mi böyle yazıyorum! Yıllarca, “Sanayiciler tarım arazilerini mi düşünür! Tarım arazilerine sanayiciler göz dikti” dediler…
*
Gazeteci Sezai Matur başta olmak üzere Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) üzerinden SATSO Başkanı Akgün Altuğ’u eleştirdiler. Başkan Altuğ her platformda, “En başta biz zehirli sanayiye izin vermeyiz, vermiyoruz. Sanayileri OSB’de toplayarak denetimleri başta olmak üzere bir çok çalışmayı hızlı, güvenilir, kaliteli, belli standartlara uygun yapıyoruz” dese de at gözlüğü takanların hedefi oldu…
*
İyi güzel, yıllarca bu sporu yaptınız. Peki şimdi ne oldu! Yıllarca sanayici dediğiniz Başkan Akgün Altuğ ile Başkanvekili Cem Gün, “Mudurnu Çayı’ndaki çevre katliamı” için feryat etti. Dikkat edin. Yıllarca sanayici diye ötelediğiniz, ‘tarım arazilerinde bunların gözü var’ dediğiniz sanayiciler tarım arazileri için, çevre ve toplum sağlığı için, Mudurnu Çayı için, köylüler için feryat ediyor…
*
Yıllarca ‘tarım bizim gözbebeğimiz’ diyen ve sanayicileri adeta ‘tarım’ düşmanı gibi görenler kızıl ölüm akan Mudurnu Çayı için ‘gık’ demiyor, diyemiyor, belki de yemiyor! Nasıl olacak! Dimi, nasıl olacak! Bu yazdıklarım bu kentte yaşandı ve yaşanıyor. Hal böyle iken bu iş nasıl olacak! Sanayiciler dediğiniz kitle çevre katliamı için taşın altına elini değil gövdesini koyuyor. Tarım için ölürüm diyenler ise ‘gık’ diyemiyor. Alayından ‘tık’ yok…
*
Son sözüm mü!
Bu yazdıklarım tarihe geçsin. Bundan sonra SATSO Başkanı Akgün Altuğ ile Başkanvekili Cem Gün’e “sanayici bunlar, tarım mı düşünür” algısı yapmak isteyenler bu günleri unutmasın. Çevre katliamı sürdüğü şu günlerde sözde tarımcılar nasıl katliama ses çıkartmadığınızı unutmayın. Gerçi önemli değil. Siz unutsanız da ben size emin olun iyi hatırlatırım…

{ "vars": { "account": "UA-158639220-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }