Sınavlara sadece öğrenci mi hazırlanıyor?

Abone Ol

Her yıl Türkiye’de milyonlarca öğrenci LGS ve YKS maratonuna hazırlanıyor. Kimisi ortaokul sıralarında liseye geçiş için, kimisi üniversite kapısını aralamak için aylarca emek veriyor. Bu süreçte en çok konuşulan şey dershaneler, deneme sınavları, netler olurken çoğu zaman göz ardı edilen gerçek şu ki: Bu sınav yalnızca öğrencinin değil, aynı zamanda ailenin de sınavıdır.

Güvenin Gücü

Psikolog Doğan Cüceloğlu aile-çocuk ilişkisinde en önemli noktayı şu şekilde vurgular:
“Anne-babanın çocuğa vereceği en büyük armağan, ona güven duygusunu aşılamaktır.”

Çocuğun başarısı yalnızca çözdüğü sorulara değil, evde hissettiği iklime de bağlıdır. Güvenli ortamda yetişen bir çocuk daha cesur öğrenebilir ve kaygıyla daha sağlıklı baş edebilmektedir. Sizce de sınav sürecinde gençlerin en çok ihtiyacı olan şey tam da bu değil midir?

Peki, Akademik Araştırmalar Ne Söylüyor?

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ailesinden duygusal destek gören öğrencilerin sınav kaygısı %30 azalmaktadır. Eğitim bilimci Ken Robinson da eğitimde başarının sadece öğretim yöntemleriyle değil, aynı zamanda öğrencinin duygusal dünyasıyla da ilgili olduğunu “Eğitim, sadece aklı değil kalbi de beslemelidir” ifadesiyle vurgulamaktadır. Bunu öğrencilerin kendi ifadelerinde de görmek mümkün aslında. Geçtiğimiz yıl danışmanlık yaptığım bir YKS öğrencisi sınavdan sonra bana başarısındaki sırları anlatırken şunu da ekledi: “Babam bana denemelerden sonra ‘Kaç net yaptın’ diye sormuyordu. Sadece ‘İhtiyacın olduğunda yanındayım’ diyordu. O cümle, bütün deneme netlerimden daha çok güç verdi.” Biliyor musunuz? o öğrencim hayallerindeki üniversite ve bölümde, şu anda.

LGS ve YKS’de Ortak Noktalar

LGS öğrencileri ergenliğin ilk basamaklarında olduklarından, aileden gelen güven onların hayata bakışını doğrudan etkilemekte. YKS öğrencileri ise, daha bağımsız görünür; fakat onların da kulağına en çok iyi gelen cümle aynıdır aslında: “Sonuç ne olursa olsun sen değerlisin.”

Ünlü pedagog Maria Montessori şöyle der:
“Bir çocuğa yardım etmenin yolu, onun kendi gücünü keşfetmesine fırsat tanımaktır.” Bu söz bize şunu söylemek istemiyor mu? Aile, çocuğun yerine koşmaz; ama onun koşu yolunda yanında olmalıdır.

Ailelerin Sık Yaptığı Hata

Ne yazık ki aileler çoğu zaman farkında olmadan baskı unsuru haline geliyor. Kıyaslamalar, yüksek beklentiler, sürekli denetim… Bunlar öğrenciye motivasyon değil, yük getirmiyor mu sizce? Psikolog Carl Rogers’ın dediği gibi: “İnsanın gelişebilmesi için koşulsuz kabul görmesi gerekir.” O yüzden sınav sürecinde ailelerin en büyük görevi, çocuğa değerli olduğunu hissettirmek. Bu his, başarı için en sağlam temeldir.

Son Sözü Birlikte Söyleyelim mi?

Sınavlar gelip geçer. Puanlar açıklanır, tercihler yapılır, yıllar sonra rakamlar unutulur. Ama öğrencinin kalbine kazınan bir şey hiç silinmez: Ailesinin yanında olup olmadığı.

Kısacası, sınav sürecinde çocuk çalışır; ama aile de sınanır. Ve asıl başarı, puanlardan çok, ailece verilen bu yolculuğun hatırasında gizlidir.

{ "vars": { "account": "UA-158639220-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }