DEVA Partisi Sakarya İl Eğitim Politikaları Başkanı Ahmet Kurt, , "Kıymetli öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılı bir yıl diliyoruz. Sağlıklı ve kesintisiz bir eğitim-öğretim yılı olması en büyük temennimiz" açıklamasında bulundu.

Kurt, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

DEVA Partisi Sakarya İl Eğitim Politikaları Başkanı olarak; sizlerle 2021-22 eğitim öğretim yılının başlangıcında, partimizin eğitim politikalarını paylaşmak, eğitimle ilgili tespit ettiğimiz genel sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi aktarmak amacıyla bu basın bildirisini kaleme alıyorum. Öncelikle 2021-22 eğitim öğretim yılının; Sakarya’mızda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerdeki 201 bin 142 öğrenci ile ilimizde bulunan iki üniversitede öğrenim görecek yaklaşık 100 bin civarındaki yüksek eğitim öğrencimize, tüm kademelerdeki eğitimcilerimize, eğitimin tüm paydaşlarına, velilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Değerli Sakarya’lılar;

Bundan yaklaşık 250 yıl kadar önce sanayi devrimini başlatan ülkeler bu sürece ayak uyduramayan Osmanlı Devleti’nin 100 yıl önce parçalanmasına neden olmuşlardı. Verilen Kurtuluş Savaşı ile kazanılan cumhuriyeti korumanın ve geliştirmenin yolu, kurucu irade tarafından sanayileşme ve eğitim olarak doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Bu minvalde Kurtuluş Savaşı’mızın en yoğun zamanlarında yani düşmanın zafer için baskısını en çok artırdığı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ankara’da Maarif Kongresi’ni toplayarak eğitime verdiği önemi gözler önüne sermiştir. Cephelerdeki şartların ağırlığına rağmen kongreyi erteleme taleplerine razı olmadığı gibi kongrenin açılış konuşmasını da bizzat kendi gerçekleştirmiştir. Bu kongre daha sonra gerçekleştirilen Heyet-i İlmiye toplantılarının ve akabindeki Milli Eğitim Şuralarının bir anlamda temelini oluşturmuştur.

Bugün de yeni bir dünyanın kuruluş miladındayız. Geçmiş tecrübelerimizden ders alırsak geçmişte yaşadığımız sıkıntılara düşmeyecek ve geleceğimize milletçe güvenle bakabileceğiz. Bu milat elbette yazılım, dijitalleşme, inovasyon, startup ekosistem gibi kavramların öncülük ettiği teknoloji ve girişimcilik temelli ekonomik dönemin başlamasıdır. Teknoloji ve girişimcilik temelli ekonomi ve beraberinde getirdiği sosyo-kültürel toplum, sanayi toplumunda olduğu gibi tek tip değil, daha çeşitli, daha özgür düşünen, başladığı işi bitiren, paydaşları ile iş bölümü yapabilen,

kendi kendine öğrenen, dünya ile daha entegre, risk almaya yatkın bir eğitim yapısı ihtiyacını ortaya koyuyor. Deva Partisi eğitimle ilgili tüm çalışmalarını bu gerçekleri ve zorunlulukları dikkate alarak sürdürmekte ve gerek AR-GE gerekse politika kurullarındaki yüzlerce yetkin insan kaynağıyla proaktif bir hazırlık gerçekleştirmektedir.

Kıymetli hemşehrilerimiz;

İki yıla yakın bir süredir dünyamız, bir buçuk yıldan bu yana da ülkemiz yıkıcı bir Covit-19 pandemisinin etkisi altında bulunmaktadır. Deva Partisi Eğitim Politikaları Başkanlığı olarak tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de okulların en son kapanan ve ilk açılan kurumlar olmasını, eğitimin hiçbir şart ve durum altında sekteye uğramamasını, aşağıda kaynağını vereceğim resmi raporlara göre de zaten var olan farklı sosyo-ekonomik grupların eğitime erişimdeki fırsat eşitsizliğinin pandemi etkisiyle daha da derinleşmemesini, eğitimin tüm paydaşlarının pandemi etkisini en az zararla atlatacak tedbirlerin öncelenmesini arzu ederdik ancak bu beklentimiz maalesef gerçekleşememiştir. Eğitimde fırsat eşitsizliği, uzaktan erişim faaliyetlerinin doğru planlanamaması ve uygulanamaması nedeniyle daha da artmıştır. Bakınız M.E.B. tarafından Dünya Bankası’nın Çevre ve Sosyal Çerçevesi uygulanarak hayata geçirilecek “Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim (SSDE)” projesi adıyla hazırlanan raporda, “Türkiye’de mevcut durumda sosyo-ekonomik gruplar arasında halihazırda geniş bir öğrenme boşluğu” bulunduğu ve “ülke içinde öğrenciler arasındaki uçurumun daha fazla büyümemesi için mevcut uzaktan eğitim verimliliğinin geliştirilmesi ve nüfusun tüm katmanlarına ulaştırılması” gerektiği belirtiliyor.

Kaynağa bağlı olarak hanelerin erişimi % 68 ile % 88 arasında değişmesine rağmen internet erişimi okul çağındaki çocukların bulunduğu yoksul hanelerde hâlâ düşük (% 39), 3 veya daha fazla çocuğun bulunduğu hanelerde ise daha da düşüktür. En yüksek Şanlıurfa’da % 53 olmakla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerimizin çoğunda % 50’ye yakın, Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz’de % 30’ların üzerine varan oranlarda uzaktan erişimden yararlanılamamıştır. Bu oranlar ortalama değerler olduğundan kentler ile kırsal arasındaki uçurum daha da büyüktür. Bu şartlar altında çocuklarımız eşit olmayan şartlar altında LGS gibi YKS gibi sınavlara girmek durumunda kalmışlardır. Öncelikle Deva Partisi olarak iktidarımızda tek sınava dayalı ölçme ve değerlendirme sistemini kaldıracağımızı müjdelemek isterim. İki hafta olarak planlanan “telafi eğitimleri”nin ülkemizde ilk vakanın tespitinden bu yana geçen bir buçuk yıllık farkı kapatmada ne kadar yeterli olacağını da siz değerli vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum.

Deva Partisi’nin telafi eğitimleriyle ilgili çözüm önerisi aşağıdaki gibidir:

Dijital eğitim normalde fırsat eşitliğini güçlendirmesi gerekirken, altyapı eksiklikleri tam tersi bir etki yarattı. Bunun etkisini gidermek için yıllara yayılan Telafi Eğitim Programını yayınladık. Amacımız ‘kayıp nesli’ ‘kazanç nesle’ döndürmektir.

1- Telafi Bilim Kurulu kurulmalıdır

2- Telafi eğitimleri yüz yüze verilmelidir.

3- Planlamadan uygulamaya sorumluluk zinciri kesintisiz belirlenmelidir.

4- Tüm öğretmen ve Sağlık Bilim Kurulunun onay verdiği öğrenciler aşılanmalıdır.

5- Telafi programının tüm hedefleri net ve somut olarak önceden belirlenmelidir.

6- Telafi stratejisini uygulamak için gereken bütçe hazırlanmalı ve bilgiler somut bir şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır.

7- Telafi stratejisini uygulamak için gereken altyapı, insan kaynağı ve müfredat belirlenmeli, hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştirilmelidir.

8- Telafi eğitimi ekstra eğitim gibi görülmemeli, öğrencilerin bilgi ve sosyal, duygusal, kişisel gelişimlerindeki olması gereken yerle oldukları yer arasındaki açığı belirleyip pedagojik açıdan en uygun yaklaşımla onları olmaları gereken yere ve hatta ötesine getirmeye yönelik stratejik bir süreç izlenmelidir.

9- Telafi için kullanılabilecek üç kaldıraç (daha fazla zaman, daha yoğun dikkat, sıkıştırılmış içerik) yerine göre en etkin şekilde seçilmelidir.

10- Amaçlı/belirli öğrencileri hedef alan telafi hedeflenmelidir.

11- Telafi programları sosyal-duygusal desteğe öncelik vermelidir.

12- Öğretmen istihdamı, desteği ve geliştirme eğitimleri sağlanmalıdır.

13- Pandemiden dolayı daha da artan, öğrenciler arasındaki fırsat eşitliği eksikliğinden kaynaklanan uçurumun önüne geçilmelidir.

14- Özel gereksinimli öğrencilerin ihtiyaçları karşılanmalıdır.

15- Okul döngüsünden çıkan çocukların takibi ve geri getirilmesi kampanyası başlatılmalıdır.

16- Takip, değerlendirme ve yeniden düzenleme döngüsü sürecin bir parçası olmalıdır.

17- Öğrenciler önce olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarına karşı duyarlı olunmalıdır.

18- Uzun vadeli bir bakış ile müfredat ve pedagojide revizyon yaparak kaybımızı kazanca çevirmeliyiz.

Eğitim Destek Banka Kartı

Deva Partisi’nin eğitim felsefesi çocukların yeteneklerini dikkate alan, dil eğitimini anasınıfından başlatan, ezberlemeyi değil sorgulamayı öğreten, sadece parası olanın değil herkesin iyi eğitim almasını önceleyen bir anlayışla geliştirilmektedir. Herkesin iyi eğitim alması önündeki en büyük engel olarak gözüken ekonomik durumun bir belirleyici kriter olmasını ortadan kaldırmak için tüm velilerimize eğitim destek banka kartı dağıtacağız. Yapay zeka kullanarak öğrencilerin ihtiyaç kalemlerini ve harcama miktarlarını her bir öğrenci için ayrı ayrı belirleyecek, her eğitim öğretim dönemi başlangıcında öğrenci başına ihtiyacı oranında bu kartlara TL desteği yükleyeceğiz. Fırsat eşitliğini coğrafya bağımsız mümkün kılmaya yarayacak bu projemizin eğitimde fırsat eşitsizliğine DEVA olacağına inanıyoruz.

Hibrit eğitim anlayışı içinde yeniden tasarlanacak öğretmen kavramı ile atanan, atanamayan, piktes, emekli öğretmenler gibi kadroları yeni bir havuzda toplayacağız. Yaklaşık 500 bin atama

bekleyen öğretmenimiz var. 138 bin öğretmen açığımız var ve 2020’de atanan 20 bin öğretmenimiz 2021’de göreve başlıyorlar, son 17 yılın en düşük atama sayısı. Eğitimin kalitesini ölçen PISA değerlendirmelerinde hedefimiz Avrupa, vaka sayılarımız Avrupa ile aynı ancak okullarımızı kapalı tutmada düşük PISA değerlemeleri olan Latin Amerika ile yarışmışız.

YÖK’ü kapatacağız

Yeni üniversite modelimiz YÖK’ün kaldırılmasını, yerine üniversitelerde özerklik sağlayacak Mütevelli Heyetleri kurulmasını kapsayan yeni bir sistem tasarısı olup, yanlış rektör seçimini dengelemek üzere, seçilen rektörler ve atanan üst düzey yöneticiler için 360 derece performans denetiminin getirilmesini de içeriyor.

Dünya hızla teknoloji, dijital ve girişimcilik temelli yeni ekonomiye ve beraberinde şekillendirdiği sosyo-kültürel hayata doğru ilerlerken, ülkemizin bu yarışta başarılı olması için yükseköğretim sistemimizin kurumsal özerklik, akademik özgürlük ve performansa dayalı ilkeler temelinde yeniden tasarlanması gerekmektedir.

Mevcut Yükseköğretim Kurulu’nun işleyişi zaman içinde aşırı merkeziyetçi bir hal almış, üniversiteleri asgari müşterekte eşitler hale getirmiştir. Bu kurulun kaldırılması ve yetkilerinin merkeziyetçilikten uzak bir şekilde tasarlanabilmesi önemlidir.

Yeni Dünya Yeni Üniversite Yükselen Türkiye’ modeline katkı sunmak için: eğitim konusunda katkı sağlayabilecek vatandaşlarımızın değerli görüşlerini http://wiki.devapartisi.org.tr/ adresinden bizlerle paylaşmalarını önemsiyoruz.

Yüksek eğitimde dünya sıralamasında öğrenci-öğretim üyesi oranı önemli kriterlerden biridir (%4,5).

Amerika ortalaması 18:1 – Caltech 3:1, Stanford 5:1, Harvard 7:1, Berkeley 19:1

Türkiye’de bu ortalama 44:1 civarındadır. Üniversitelerimizi dünyada ilk 100 içine taşıyacak önemli çalışma alanlarımızdan ve mevcut durumdaki açıklarımızdan birini örneklemek istedim.

TARIM LİSELERİ

Tarım Liseleri yeni eğitim modelimizin önemli bir parçası. Üç yaşından başlayıp hayat boyu süren dinamik eğitim modeli ile ulusal ve bölgesel kalkınmanın temel dinamosunu yaratacağız. Tarım liselerinde teknik ara elemanı, geleceğin tarım mühendislerini, genç ve modern çiftçileri, bilim, teknoloji ve girişimcilik ile yetiştireceğiz.

Değerli Sakarya’lı Hemşehrilerimiz;

Çok yakın bir zaman dilimi içinde DEVA iktidarında ilk 90 ve 360 günde eğitimle ilgili gerçekleştireceğimiz tüm projeleri kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye’nin problemlerini bilen ve çözümlerini de hızlı ve etkin bir şekilde oluşturabilecek oldukça yetkin kadrolarımızla eğitimin de DEVA’sı olacağız. Reform vaadleriyle yıllardır deforme edilen eğitim sistemimizde devrim yapmaya kararlı ve hazırlıklıyız. Bu duygu ve düşüncelerle sizleri en içten duygularımla selamlıyor, yeni eğitim öğretim yılının tüm eğitim bileşenleri için hayırlı olmasını temenni ediyorum.