Ender Serbes, Dünya Çevre Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, Sakarya’nın çevre karnesinin pek de iç açıcı olmadığını belirtti. İlimizin çok güzel tabii kaynaklara ve muhteşem bir doğaya sahip olduğunu ifade eden Serbes, ancak bunun kıymetinin yeterince bilinmediğinin altını çizdi. İnsanlığın
devamı için su ve toprağın vazgeçilmez hayati bir öneme sahip olduğunu dile getiren Serbes, Sakarya’da su kaynaklarının giderek kirlendiğini ve tarım arazilerinin de betonlaşmaya kurban edildiğini kaydetti.

SAPANCA GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYOR
Sakarya’nın tamamının ve Kocaeli’nin de kısmen içme suyu ihtiyacını karşılayan ve dünyada suyu içilebilen ender göllerden birisi olan Sapanca Gölü’nün yıllar içerisinde kirliliğinin arttığını vurgulayan Serbes, “Ne yazık ki çevre bilinci konusunda Sakarya’nın karnesi oldukça zayıf. En önemli ve şu anda tek olan içme suyu kaynağımız olan Sapanca Gölü’nü koruyamadık. Göl suyu bu gün arıtılmadan içilemiyor. Kirlilik giderek artıyor. Çevresindeki yoğun yapılaşma, havzanın korunamaması Sapanca’yı büyük baskı altında bırakıyor. Göl yeterince beslenemiyor. Bu gün zenginler ve zengin Arapların göl manzaralı villaları sebebiyle betonlaşma giderek artıyor. Gölün kenarındaki dağlar ve arazilerdeki orman yok ediliyor. Sapanca’yı besleyen derelerde artık ormanın yok edilmesi ve yapılaşmanın artması sebebiyle kuruma noktasına geldi. Geç olmadan Sapanca Gölü için bir şeyler yapılmalı. Aksi taktirde geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor.” uyarısında bulundu.

SAKARYA NEHRİ KİRLİ AKIYOR
Sakarya Nehri’nin durumunun da pek iç açıcı olmadığını anlatan Serbes, nehrin kirlilikten korunamadığını belirtti. Bu gün dünyanın en önemli konusunun temiz su kaynağı olduğunu, gelecekte de en büyük stratejik öneme sahip olacak kaynağın ise yine su olacağının altını çizen Serbes, “Sakarya Nehri gibi çok önemli ve kıymetli bir su kaynağını da ne yazık ki koruyamadık. Bu gün etrafındaki sanayi tesislerinin atıkları sebebiyle Sakarya Nehri kıvrım kıvrım kirlilik akıyor. Daha fazla geç olmadan nehrin geçtiği tüm kıyılar kontrol edilmeli, evsel ve sanayi atığının karıştığı yerlerde tedbirler alınmalı. Su kaynaklarını korumak gelecek nesiller içinde bize düşen en önemli görevlerden biri. Su hayattır, sağlıktır, başka her şey bulunur ama temiz hava, su ve toprak bulunmaz. Böylesine muazzam bir kaynağı içme, sulama ve alternatif turizmde değerlendirmeliyiz.” şeklinde konuştu.

TARIM TOPRAKLARIMIZI KORUYAMIYORUZ
Ender Serbes, Sakarya’nın çok verimli ovalarda tarım topraklara sahip olduğunu, ancak bu topraklarında betonlaşmaya kurban verildiğini anlattı. Özellikle son yıllarda tarım topraklarının imara açılmasıyla birinci sınıf tarım arazileri üzerinde binaların ve fabrikaların yükseldiğine dikkat çeken Serbes, “Çok verimli topraklarda üzerinde ne yazık ki bu gün binalar, fabrikalar yükseliyor. Ne kadar acı bir durum. Belediyelerin, yerleşim birimlerini ve fabrikaları daha verimsiz ve kıraç bölgelere yönlendirmesi gerekir. Verimli tarım alanlarımızı gözümüz gibi korumalıyız. Asla ama asla imara açmamalıyız. Bilimsel araştırmalara göre 1 santim toprak ortalama 400 yılda oluşuyor. Bu açıdan bakıldığında toprağın değeri gerçekten paha biçilemez. Bir karış toprağımızı bile ziyan etme lüksümüz yok. Pandemi sürecinde gıda tedarikinin ne kadar önemli olduğunu gördük. İnsan gıda olmadan yaşayamaz. Çiftçimize destek vererek tarımı teşvik etmeli ve tarım arazilerinin başka amaçlar için kullanılmasına kesinlikle izin vermemeliyiz.” diye konuştu.