Anadolu Buluşmaları kapsamında geldiği Kayseri'de İl Başkanlığının düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erbakan, “Önce imtiyazlılar ve dış güçler derseniz, paylaşımda adaleti sağlamazsanız, kendi hayatınızda dindar olmanızın, namazlı abdestli olmanızın, her sene Umreye gitmenizin millete bir faydası yok. Millî Görüş olarak biz önce millet anlayışı ile hareket ediyoruz.” dedi.

Bilim Adamlarına Göre Covid -19 Salgını Pandemi Sayılamaz

Son dönemde gündem olan mRNA aşısı açıklamalarına ilişkin de konuşan Erbakan, “Başından beri süreçle ilgili şüphelerimizin olduğunu ifade ettik. 2020 Mart ayından beri 'Bu işin içinde iş var, şüphe duyuyoruz' diye ifadelerde bulunuyoruz. Bu virüsün doğal şartlardan değil de laboratuvar ortamından çıkması insanların aklına soru işaretleri getiriyor. Bunu üreten çevreler ne için, hangi amaçla ürettiler? Bilim adamları diyorlar ki; 'bir salgının pandemi olması için nüfusun yüzde 10'unu öldürmesi lazım'. Şu ana kadar ki rakamlara göre 10 binde 6 ölüm oranı. 10 binde 6'nın da 10 binde 5'i 65 yaşın üzerinde kronik hastalığı olan, 65 yaşın altında 10 binde 1'e düşüyor ölüm riski, 40 yaşın altında daha da aşağı düşüyor, 18 yaşın altında milyonda 1'lere düşüyor. Böyle düşük risk için 7-8 milyar insanı aşılayacağız. Bu son derece mantıksız. Normalde piyasaya sürülmesi için geçmesi gereken aşılamalar en az 6 sene süren aşıyı, birden bir acil kullanım onayı diye bir şey çıkarıp gözü kapalı dünya üzerinde 6 milyar insana vurulmaya çalışılıyor. 'Acil kullanım onayı verdik' dediğiniz aşı mRNA teknolojisini kullanıyor. mRNA teknolojisi demek hücre çekirdeği içine etki edebilen bir teknoloji demek. Hücre çekirdeğinin içine etki ettiğiniz zaman Allah vermesin çok ciddi sonuçların ortaya çıkması mümkün. Mutasyonlar gibi, sakat doğumlar, kuyruklu insanlar, hayvan postuna sahip insanların doğumu gibi korkunç sonuçlara yol açabilmesi mümkün" ifadelerini kullandı. 

Mecbur Kalınırsa TURKOVAC Aşısı Olunabilir

Erciyes Üniversitesi'nde üretilen Türkovac aşısını aşılar içinde ehveni şer olarak gördüklerini söyleyen Erbakan; "Bu kadar düşük bir risk karşılığında aşı olmayı düşünmüyoruz. Hiç aşı olmamak en iyisi bana göre. Ancak mecbur kalınırsa mRNA teknolojisi kullanmayan aşıların yaptırılması ancak mümkün olabilir. Bu noktada mecbur kalındığında Türkovac aşıların içinde en uygunu olarak düşünülebilir" dedi.

İktidara Gelir Gelmez EYT Sorununu Çok Kolay Çözeriz

Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın sorununun çözümü için lazım olan miktarın yıllık ödenen faizin onda biri olduğunu ifade eden Erbakan; "Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili gelir gelmez bu sorunu çözeceğimizi, 26 milyarın bizim için önemli bir paranın olmadığını ifade ettik. Sadece bizim için değil Türkiye için önemli bir para değil. Faize ödenen yıllık para 240 miyar lira. Emeklilikte yaşa takılanlar yıllık 26 milyar lira tutuyor. Yani borç faizine ödediğimiz paranın 10'da biri kadar bir para. EYT'lilere de diğer vatandaşlara da her türlü imkânı sağlayabilmeniz mümkün" diye konuştu.

Erken Seçim İhtimalini Yüksek Görüyoruz

2022 yılının en geç sonbaharında Erken seçim beklediklerini de kaydeden Erbakan; "Erken seçimi bu şartlarda 2022 yılında bekliyoruz. Çarkı artık döndüremiyorlar, gerçekten sıkıştılar. Diğer bir husus da milletin ekonomik sıkıntısı ve tepkisi. Bu tepkiyi de daha fazla bastırabilmeleri mümkün olmayacak gibi görülüyor. Gerçekten de esnafa, işçiye, memura sorduğunuzda bu tepkinin çok artarak devam ettiğini, fakirleşmenin artarak devam ettiğini görüyoruz. 2023'e kadar bu şartlar altında götürmeleri zor gibi geliyor. 2022 sonbaharına bir seçim olma ihtimalini görüyoruz. Ama tabi Türkiye sürprizler ülkesi, her an her şey değişebiliyor. İnşallah bir an önce seçim olsun da ‘Paylaşımda Adalet’ ve ‘Önce Millet’ anlayışına sahip Millî Görüş iktidarıyla milletin derdine derman olunsun" dedi."

Barajın Sıfır Olması Lazım Adaletli Olan Budur

Seçim barajının düşürülmesi tartışmalarına da değinen Genel Başkan Fatih Erbakan; "Barajın aslında 0 olması lazım. En adil, en demokratik, adaleti sağlayacak şekilde bir sistemle seçime gidilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü bu barajlar temsilde adaletin altına dinamit koyuyor. 3 Kasım seçimlerinde yüzde 34 oyla AK Parti 3'te 2 temsil hakkı elde etti. Yani 3'te 1 oyla 3'te 2 temsil hakkı elde etti. Seçmenin 3'te 1'inin oyu meclis dışında kaldı, 1 tane milletvekili çıkaramadı. Çünkü baraj altında kalan partilerin oyunu topladığınızda seçmenin 3'te 1'ini oluşturuyor. Böyle çarpık bir adalet sistemi olmaz. 0 olması en güzelidir. Her görüş özgür bir şekilde kendini temsil etsin, hiçbir vatandaşın oyu boşa gitmesin, temsilde adalet sağlansın, millet iradesi tam manasıyla tecelli etsin" şeklinde konuştu.

Hiçbir İttifaka Kapımızı Kapatmadık

Bir gazetecinin, "Erken seçim olursa hangi ittifakta olmayı düşünüyorsunuz? Partinizin Cumhurbaşkanı adayı siz misiniz?" sorusuna da yanıt veren Erbakan, ‘Gönlümüzde yatan, kendi başımıza, kendi gücümüzle seçime girmek. Ancak hiçbir zaman "Kesinlikle bir ittifakta bulunmayız, asla böyle bir düşüncemiz de yok." demedik. Konjonktür, şartlar, seçime yakın dönemde gelişecek olaylar, belki yeni ittifaklar, yeni kombinasyonlar, yeni şartlara göre bunun da değerlendirilmesi mümkün. Ancak böyle bir şey olursa da prensiplerimiz, kırmızı çizgilerimiz, ilkelerimiz var. Bunlarda ancak mutabık kalırsak bir oluşumun, bir ittifakın içerisinde yer alırız. Bunlar olmadan, dolayısıyla millete faydası olmayacaksa bir ittifakın içinde yer almanın bir manası olmaz. Yeniden Refah Partisi Cumhurbaşkanı adayı çıkaracaksa, Genel Başkanını çıkarması, Genel Başkanının olması son derece doğal. Böyle bir durum hasıl olursa, gerekli olursa tabi bu şekilde hareket edilir."