Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Ethem Sancak’ın BMC’deki hisselerini satışına işaret ederek, “Çok zor şartlarda yaşayan, asgari ücretle geçinen vatandaşlarımız var ya; geçinemeyen esnafımız, geçinemeyen çiftçimiz; hani alın teriyle para kazanan Türkiye'deki insanlarımız, boşuna uğraşıyorsunuz. Para nasıl kazanılır, Ethem Sancak'tan öğreneceksiniz” dedi ve özetle şunları kaydetti:

“Yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sakarya'ya geliyormuş. Tesadüfe bakın, ben de 40'a yakın milletvekiliyle Sakarya'da olacağım. İnşallah orada karşılaşırız Tank-Palet'te. Orada anlatacakmış Tank-Palet'i Katar’a satmadıklarını. Bunu nasıl açıklayacak, çok merak ediyorum. Buradan kendisine sesleniyorum: Biz de 40'a yakın milletvekiliyle geleceğiz oraya, geldiğimiz zaman bize de bir anlatsın. AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'la Arifiye'de yüzleşmeyi bekliyoruz.

Ethem Sancak açık açık ifade etti. "Ben Cumhurbaşkanına gittim, Savunma sanayi ile de işim yoktu. Ben BMC'yi 750 milyon liraya aldım" dedi. "BMC'yi, TMSF'den 750 milyon liraya aldım" dedi. 751 milyon liraya aldığı şeyi, daha sonra -o günkü kur fiyatları üzerinden söylüyorum- 360 milyon dolar oluyor. Bunun yarısını Katarlılara 300 milyon dolara sattı. Yani 1 ayda, hemen 120 milyon dolar kazandı.

Daha sonra kalan hissesinin yarısını da Erdoğan'ın köylüsü Galip Öztürk'e sattı. Çok akıllı adam, çok... Şimdi bu yüzde 50'lik payı, 180 milyon dolarlık hisseyi, kaça sattı biliyor musunuz? Çiftçiler, esnaf, köylüler, vatandaşlarımız, asgari ücretle çalışanlar; tam 480 milyon dolara sattı. Fark ne kadar? 300 milyon dolar da buradan cebine indirdi.

“SAKARYA’DA YÜZ YÜZE GELELİM”

2500 lira, 2800 liraya çalışmaya devam. Kepenkleri kapatan esnaf, bu sıkıntılarla yaşamaya devam. Ektiği ürünün karşılığını alamayan insanlar, çile çekmeye devam. Türkiye'de Ethem Sancaklar varken, onun arkasında koruyan Tayyip Erdoğan'lar varken, siz ne yaparsanız yapın hayatınıza "oh be!" diyecek bir hayat yaşayamayacaksınız.

Neden? Ethem Sancak "Ben tank üreteceğim" dedi. Altay Tankı’nı 18 ayda teslim edecekti. 30 ay geçti üstünden, ortada tank yok. Tank-Palet Fabrikasının deposundaki ürünleri kullanarak ihalelerden milyarlar kazandı. Satıştan cebine 300 milyon doları da koydu ve ortadan kayboldu.

Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, yarın Arifiye'ye gelecek, bunu millete anlatacak. Yüzde 49,9 hissesi Katar'a ait olan bir yerin, Katarlılara ait olmadığını mı söyleyecek? Tank Palet Fabrikası’nı özelleştirmedik mi diyecek? Peki, bu millet buna inanacak mı gerçekten? Gerçekten inanacak mı? Sen milletvekillerini getir, bizim milletvekillerimiz Sakarya'da. Grup başkanvekillerini getir, ben Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkanvekili olarak Sakarya'dayım. Eğer gerçekten biraz dürüstlükten yana, biraz inançtan yana, millete yalan söylememekten yana ufacık bir cesaret varsa, orada yüz yüze gelelim.”

“PARALAR SADECE ETHEM SANCAK’IN CEBİNDE Mİ, YOKSA PAYLAŞTIRILIYOR MU?”

Altay Tankı’nın sözleşmeye göre 18 ayda teslim edilmesi gerektiğini, 30 ay geçmiş olmasına rağmen tankın ortada olmadığını, cebine 300 milyon doları koyan Ethem Sancak’ın da yok olduğunu anlatan Özkoç, “Size bir şey daha söyleyeyim: Gerçekten 300 milyon doların hepsi Ethem Sancak'ın cebinde midir, değil midir? Bunu da basın bir araştırsın. Ben nerelere gittiğini tahmin ediyorum da, siz de gerçekten dürüst basın, güçler ayrılığının 4 üncü gücü olan basın mensupları, bunu bir araştırın. O paralar nereye gidiyor? Sadece bir kişinin cebine mi giriyor, yoksa paylaşılıyor mu? Hani "paraları sıfırla" var ya "paraları sıfırla." O paralar nereden geliyor, nasıl sıfırlanıyor, bunu bir daha bir tartışmak lazım” diye konuştu.

“ELMALI’DAKİ ÇOCUKLAR İÇİN ADALET YOK!”

Engin Özkoç, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarındaki artışa ve bu alanda önüne geçilmeyen adaletsizliklere de dikkati çekerek, özetle şöyle konuştu:

“Arkadaşlar, bu düzen öyle bir kurulmuş ki kadının yaşama hakkı yok. Recep Akdağ 2018 yılı başında geldi, bizlerle görüşmeler yaptı. Yaptığı görüşmelerden sonra dedi ki: ‘Çocuk istismarına, kadın şiddetine karşı ne gerekiyorsa yapacağız’ dedi. 3,5 yıl önce. Şimdi o gün bugündür Recep Akdağ'dan hiç ses yok. 6 bakanla komisyon kurulmuştu, gelen yok, giden yok. Oysa hemen genel kurula indireceğiz demişlerdi. Peki, kadın şiddeti devam etti mi? Etti. Çocuk istismarları devam etti mi? Etti. Elmalı'da bir dava görülüyor: Çocuklar cinsel şiddete uğramışlar, istismara uğramışlar. Üvey babadan ve anneden şüpheleniliyor. Bununla ilgili çocuklar dertlerini resimle ifade etmiş. Psikologlar da devreye girmiş ama hakim serbest bırakmış. Peki, o çocukların hali ne olacak? Peki, gerçekten o çocuklar toplumun sağlıklı bireyleri olarak mı yetişecektir? Peki, adaletin darbesini bu yaşta yiyen çocuklar, bundan sonra toplumda sağlıklı bireyler olarak dolaşabilecekler mi? Adalet yoksa Türkiye'de, çocuk istismarı devam eder. Adalet yoksa, kara para devam eder. Adalet yoksa, uyuşturucu devam eder. Adalet yoksa, milletvekilleri mafyadan maaş almaya devam eder. Adalet yoksa, Türkiye'de kan, şiddet, uyuşturucu devam eder. Peki Türkiye'de adalet var mı? Elmalı'da çocuklar için adalet yoktu. Takip edeceğiz”

“SARAY, TASARRUF GENELGESİ DIŞINDA TUTULMUŞ…YAZIKLAR OLSUN!”

Resmi Gazete’de bugün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi’ne de değinen Özkoç, özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

“Cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinden beri milli gelirimizde kişi başı gelirimiz düşmüş. Merkez Bankası rezervi erimiş, eksiye düşmüş. Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değeri içler acısı. Hayat pahalılığı korkunç derecede artmış. Faizler artmış. İşsizlik, 10 milyon’u aşmış. Devletin iç ve dış borçları rekor kırmış. Vatandaşın bankalara olan borcu yükselmiş. Açlık sınırı yüzde 65 artmış arkadaşlar. Açlık sınırı, Türkiye'de, Cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra; hani Erdoğan'ın kürsülere çıkıp da: "Hele beni bir tek başıma cumhurbaşkanı yapın, dolar düşecek, enflasyon düşecek, faiz düşecek, açlık kalmayacak" demişti ya. İşte kocaman yalanın cevabı bu verilerle açıklanıyor.

Yoksulluk arttı, ekmek fiyatları almış başını gidiyor. Biz ekmek için "halk ekmek büfeleri kuralım" diyoruz, engelliyor. Biz "aşevleri kuralım" diyoruz, engelliyor. Vatandaş, "yoksul insanlar var, ben para vereceğim belediyeye, vatandaşlara ulaştır" diyor, Tayyip Erdoğan engelliyor.

Türkiye'nin dünyadaki itibarı da yerle bir olmuş. Ama Tasarruf Genelgesi, tam da 19 yıldan sonra... Bütün bu savurganlıklar yapıldıktan sonra, saraylarda milyarlarca dolar para harcandıktan sonra, saraylara harcanan paraları şöyle söylüyorum: 2019 yılında bir yılda sarayın harcaması 3,6 milyar lira, sadece mutfak harcaması için de 3 milyon lira; 2021 yılında da sarayın bütçesi 4 milyar lira olarak oluşturulmuş. Allah'tan korkun.

Tasarruf Genelgesinde ne var biliyor musunuz? Kreş yapmak yasaklanmış. Belediyelere "kreş yapmayın" demiş, "tasarruf yapın" demiş. Peki, Tasarruf Genelgesinde neresi muaf biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı ve Meclis.

Arkadaşlar; biz milletvekilleri olarak Tasarruf Genelgesinin tamamına uyacağız, tamamına uyacağız. Senden herhangi bir şey beklemiyoruz ama sarayın tasarruf genelgesi dışında tutulması ile ilgili, Meclis'i alet ederek sarayı meşrulaştırmaya kalkma. Millet acı çekecek, sefalet çekecek, kreş yapılmayacak, yardımlar yapılmayacak, har vurup harman savuracaksın, bütçe eksi noktalara düşecek, Hazine'de para yok, sen milleti yıldıracaksın ama diyeceksin ki: "Saraya dokunmayın" diyeceksin. "Saraya dokunmayın" diyeceksin. Milletin itibarı yerle bir ama sarayın itibarı, yani senin yaşam tarzı, senin ailenin yaşam tarzı, yani yandaşlarının yaşam tarzı, yani Beşli Çete'nin yaşam tarzı devam edecek. Yazıklar olsun. Gerçekten Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine hâlâ inanlar var mı!”

“SEN HİÇ BU MİLLETİN HAKKINI HUKUKUNU DÜŞÜNMEYECEK MİSİN!”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kanal İstanbul konusundaki ısrarına da dikkati çeken Özkoç, şunları söyledi:

“Kanal İstanbul çok konuşuluyor ya, Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri "Nerede yolsuzluk varsa, nerede usulsüzlük varsa, nerede beşli çeteye, yandaşlarına peşkeş çekiyorsa, biz oraları çalıştırmayacağız. Oradaki milletin hakkını söke söke alacağız" dedi son Grup Toplantısında. Sen de dedin ki: "Ben milletin hakkını değil ama oradaki yandaşın, Katarlının hakkını bu devletten, bu milletin parasından söke söke alacağım" dedi. Yazıklar olsun sana yahu, gerçekten yazıklar olsun.

Bir insan kendi milletini düşünmez mi? Sen hep müteahhitleri düşünmek zorunda mısın? Hep Ethem Sancak gibi adamları düşünmek zorunda mısın? Hep uluslararası mafyayı düşünmek zorunda mısın? Uyuşturucu baronlarını mı bu düşünmek zorundasın? Sen bu milletin hakkını, hukukunu hiç düşünmeyecek misin!”

SERVET AFFI KİMLER İÇİN ÇIKARTILIYOR?

Engin Özkoç, bugün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla varlık barışının uzatılmasına da değinerek, şöyle konuştu:

“AKP'nin 2008 yılından bu yana defalarca varlık barışı adı altında servet affı yasası çıkarttı. İşte kara para affı yasası, tam da bu. Servet affını defalarca çıkartıyorsun, nedir? Kimin serveti? Mesela vatandaş ayda 2 bin 800 lira para alıyor. Vatandaşı mı af ediyorsun burada? Esnaf 3-5 kuruş aylığına alıyor, götürüyor, vergisini yatırıyor, onun servetiyle mi ilgili bu çıkarttığın af, araştırılmasın dediğin af? Kimin serveti ile ilgili, çiftçinin servetiyle mi ilgili? Sıradan insanların servetiyle mi ilgili? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 99,9'unun serveti ile mi ilgili? Hayır, yüzde birinin, uyuşturucu baronlarının servetiyle ilgili. Kara para aklayanların servetiyle ilgili. Senin kollayıp, esirgediğin insanların servetleriyle ilgili. Benim halkımda, benim vatandaşımda böyle bir servet yok. Senin bir avuç yandaşında bu servetler. Sen ne diyorsun, "incelenmesin, araştırılmasın" diyorsun. "Onlar vergi vermesin, onlar muaf tutulsun" diyorsun. Allah'tan kork Recep Tayyip Erdoğan.”