Ender Serbes, pis kokudan yanına bile yaklaşılmayan Karaca Deresi ve çevresinde inceleme yaptı. Burada köy halkı ve muhtarları ile de derenin kirliliği ile ilgili bilgi alan Serbes, yaptığı açıklamada, bu sorunun yaklaşık 25 yıldır sürdüğünü hatırlattı. Karaca Deresi’nin kirliliğinden Çatalköprü, Bediltahirbey, Bedilkadirbey, Türkorman, Kızılcıkorman, Eskibedil, Osmanbey ve Seyfeler ile beraber toplam 8 köyün etkilendiğini vurgulayan Serbes, “Daha dereye yaklaşırken, dereyi görmeden gelen koku bile tahammül edilemez boyutta. Tabiri caizse insanın burnunun direği kırılıyor. Derede balık, kurbağa, yılan gibi hiçbir canlı kalmamış. Derenin pisliğinden içerisinde canlı yaşaması artık imkansız hale gelmiş. Gördüğüm manzara korkunçtu. Dere adeta zehir akıyor. Derenin uzun yıllardır süren kirliliği bölgedeki köylü kardeşlerimizi canından bezdirmiş.” diye konuştu.

DERE ARTIK HAYAT DEĞİL, ÖLÜM SAÇIYOR
Bölgede yaşayan köy sakinlerinin, bir zamanlar suyu içilecek kadar temiz olan derede yüzdüklerini, kenarında piknik yaptıklarını, balık tuttuklarını anlatan Serbes, çevresine hayat veren derenin artık ölüm saçtığını kaydetti. Serbes, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dere suyu o kadar pis ki; meraların kenarından akan bu dereden su içen küçükbaş, büyükbaş hayvanlar hastalanıp ölüyor. Artık dere hayat değil, ölüm saçıyor. Derenin kirliliği insan sağlığını da tehdit ediyor. Bölgede bu dereden başka su kaynağı olmadığı için sebze, meyve bahçeleri de buradan sulanıyor. Tükettiğimiz sebzelerin bu su ile sulandığının düşüncesi bile insanı korkutuyor. Karaca Deresi’nin 25 yıldır göz göre göre kirletilmesi adeta sahipsiz olduğunu gösteriyor.” şeklinde konuştu.

YETKİLİLER ACİLEN HAREKETE GEÇMELİ, 25 YILLIK KABUS BİTMELİ
Karaca Deresi’nin kirliliğinin önlenmesi için yetkilileri acilen göreve çağıran Serbes, şu önerilerde bulundu: “Dere boyu fabrikalar belli. Kirletenler ile ilgili gereği ivedilikle yapılmalıdır. Su kaynağını kirleten tesislere sadece ceza yazmak yetmez. Arıtma tesisi kurmak yerine, arıtma maliyetinden kaçıp ceza ödemeyi daha avantajlı görenlere asla izin verilmemeli. Ayrıca arıtma tesisi olup da sadece denetimlerde çalıştıranlara da göz yumulmamalı. Sadece hafta içi değil, deşarjların arttığı cumartesi, pazar ve gece saatlerinde de denetim yapılmalıdır. Tesislere iyi bir takip sistemi kurarak buradan bir gram bile atığın dereye karışması engellenmelidir. Dereyi, doğayı kirleten ve önlem almayan tesisler temelli kapatılmalıdır. ‘Çevreyi seviyorum, sahip çıkıyorum’ diyen tüm yetkili ve etkili yöneticileri göreve çağırıyoruz. Köylülerin 25 yıldır yaşadığı kabus sona erdirilmeli. Bu dere canlılar için yeniden hayat kaynağı olmalıdır.”

Ender Serbes, ayrıca Karaca Deresi’nin Sakarya Nehri’ne karışarak Karadeniz’e döküldüğünü, deredeki kirli suyun Marmara Denizi’nde çevre felaketine sebep olan müsilaj sorununa da sebep olduğunun altını çizerek, aynı sorunun Karadeniz kıyılarında yaşanmaması için şimdiden tedbir alınması gerektiğini sözlerine ekledi.