Türkiye İşçi Partisi Sakarya İl Örgütü, artan konut fiyatlarına dikkat çekmek için Hendek Eğitim Fakültesi önüne serdiği yatakla sosyal medyanın gündemine oturan öğrenci hakkında açıklamalarda bulundu.

Türkiye İşçi Partisi Sakarya İl Örgütü tarafından yapılan işte o açıklama;

"Geçtiğimiz günlerde bir üniversite öğrencisinin artan konut kiralarına dikkat çekmek üzerine Hendek Eğitim Fakültesi önüne serdiği yatağın üzerinde çektirdiği fotoğraf, sadece öğrencimizin yaşadığı sıkıntının değil AK Parti iktidarının ülkemizi getirdiği noktanın da fotoğrafıdır

Son bir yılda resmi enflasyon artışı %19.25, kamu çalışanlarına yapılan zam %12 konut fiyatları ve kiralardaki artış %40 ila %80 arasında gerçekleşmiştir. Bu durumu ev sahiplerinin insafsızlığı, konut stokunun yetersizliği ve benzeri nedenler ile açıklamaya çalışan yorumlar ise yaşananın AKP iktidarı ve saray rejiminin ekonomik ve politik tercihlerinin sonucu olduğu gerçeğini gizlemeye yöneliktir. Yapılan araştırmalara göre 2019’un son çeyreğinde Türkiye’de 1.3 milyon boş konut varken, milyonlarca işçi kendisi için, okutmaya yolladıkları çocukları için barınacak konuta erişemiyorsa yaşanan durumun ne piyasa dinamikleri ile ne de kaynak yetersizliği ile ilgisi yoktur. Sorun ülkemizin kaynaklarının adil olmayan biçimde paylaşılmasıdır.

Bugün AK Parti ve saray rejiminin ülkeyi getirdiği noktada, ülkenin vergi yükünü taşıyan milyonlarca insanın yaşadığı her sorun karşısında kendisini yalnız ve çaresiz halde kalmasını yaşamın olağan akışı olarak kabul etmemiz isteniyor. Bu bakışa göre işçinin çalıştığı iş yeri havaya uçar, bu kaderdir. Öğrenci okulunu bitirir, iş bulamaz ya da ancak nefes alıp vermeye yetecek maaşla çalışmayı kabul etmez iş beğenmemektedir. Yaşadığı yerde orman yangını çıkar, vatandaş evini, barkını, geçim araçlarını kaybeder; yangını önlemek ve söndürmek için yatırım yapması gereken devlet, bunu maliyet olarak görüp yapmamıştır, yaşananın adı doğal afet olur.

Vatandaş çalışır didinir çocuk büyütür, çocuğu okul çağına gelir; devlet okulunda kayıt parası, kıyafet parası, yardımcı kaynak parası maaşı yetmez borçlanır, ek işte çalışır normaldir, çocuğunu okutmak onun kendi problemidir. Bu yüzden bugün kiralara ulaşılamıyorsa, öğrenciler eğitim masraflarını karşılayabilmek için bir taraftan çalışmak zorunda kalıyorsa, ev bulamıyor acaba kampüse çadır mı kursak diye kendi aralarında konuşuyorsa, bunların hepsi doğaldır, çözümlerini kendileri bulmakla yükümlüdür.

Biz Türkiye İşçi Partisi olarak bu bakışı, bu anlayışı, bize kabul ettirilmek istenen bu kandırmacayı kabul etmiyoruz.

Devlet tüm yurttaşlarına yaşanabilir bir konut, ücretsiz nitelikli eğitim ve sağlık hizmeti, çalışabilecek iş sağlamak zorundadır. Nasıl milyonlarca işçi maaşlarından kesilen vergiler başta olmak üzere kendilerine düşen yükümlülüklerini yerine getiriyorsa devlet de üzerine düşeni yapmakla yükümlüdür. Okul yoksa okul yapacak, hastane yoksa hastane yapacak, kadro eksikse istihdam yaratacak, yurt yoksa yurt, ev yoksa ev yapacak ve kamu kaynaklarını ülke nüfusunun çoğunluğu için kullanacaktır.

Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi bir konutun yaşanabilir olmasının tarifini; hukuki güvenceye sahip, ödenebilir, yaşamaya uygun, herkes için erişilebilir, hizmetlere ulaşabilir durumda, güvenli ve şehre entegre bir yerde ve farklı kültürleri ve yaşama biçimlerini yansıtır ve onlara saygı duyar olması ile açıklar. Bu nedenle devlet kendisinden beklenen tüm yükümlülüklerini gerçekleştiren yurttaşlarına öyle sadece başını sokacakları değil, öyle şehrin ücra köşesinde değil, kentin tüm olanaklarından yararlanıp insanca yaşayacakları konut sağlamak zorundadır. Bunu sağlamak için bir avuç insanın milyonlarca Türk Lirası vergi borcunu her yıl düzenli biçimde silmek yerine, devletin kaynaklarını maaşlarından kesilen vergiler ile devletin bütçesinin yükünü taşıyan insanlara harcamak yeterlidir.

Biz Türkiye İşçi Partisi olarak söz veriyoruz. İktidarımızda her yurttaşımızın insanca yaşayabileceği bir konutta barınmasını sağlayacağız. O güne kadar da zor koşullarda yaşamaya çalışan işçilerle, kadınlarla, öğrenciler ile yaşamın her alanında dayanışmaya devam edecek ve bu düzeni onlarla birlikte değiştireceğiz."