Akşamdan şeker poşetlerini, gazete ve kese kağıtlarını kesen, yarına hazır eden, buluşma yerine çoraplarının üzerine poşet geçirerek, yırtık ya da çatlak ayakkabısını giyen, -o zamanlar çift taraflı araç trafiğine açık olan- çark caddesinin iki yakasının köşeli parke taşlı kaldırımlarının kâh birinde, ya da diğer yakasında koşa koşa tümenin oradaki ağaçların altından Atatürk Stadı’nın önüne gelen üstü başı sırılsıklam olmuş çocuklardık biz…
** ** **
Islanmayalım “poşetten şapka, poşetten şapka”, “ıslak yere oturma gazete!”, “ıslak yere oturma gazetee!!”, bağırarak stadın önünde satan çocuklardık biz.
** ** **
Bitti mi? Bitti mi? diye seslenirdik birbirimize. Naci bizim bisküvileri ayırdın değil mi aç kalmayalım olum. Tamam tamam, bende sonra hepimiz ayrı ayrı turnikelere koşup dayı, dayı beni de yanına, al be bende gireyim içeriye, amca, amca bee beni de götür içeri ya da abi abi beni de al yanına hadi abi ne olur be maça girmek için beni de al diyen çocuklardık biz.
** ** **
O zamanlar dört büyüklerde neymiş kimse bizi kolay kolay yenemezdi. Kimler vardı kadroda kimler Fuat, Emin, Coşkun, Tavşan ve Kostik Mustafalar Nezihiler, Tunalar, Şenollar, Ceyhunlar ve niceleri rüyalarımıza girerdi. Onlar bizim yukarıdan bağıran abilerimizin “Alın simit yiyin” dedikleri çocuklardık biz. ** ** **
Şehre uzaktı bizim kasabamız yaklaşık 20km’ydi. İkindiden sonra kolay kolay otobüs olmazdı. Ya yayan tabana kuvvet yürürdük ya da bir küspe yüklü traktör römorkunun arkasında giderdik.
Topladığımız paralarla bisküvi, lokum alan; elvan ya da neşe gazoz olsun diye bağıran çocuklardık biz.
** ** **
TRT 1’den başka kanal yok. Pazartesi akşamları seyrettiğimiz maçı üç dakika izleyeceğiz diye siyah beyaz televizyon başında uyuklayan çocuklardık biz.
** ** **
Ekrem’in çayırında taştan kaleler kurup kimimiz Nezihi kimimiz Şenol kimimiz Tuna kimimiz ise Kostik Mustafa olan ve tarla sahibinin kovaladığı çocuklardık biz. ** ** **
Geçen giden zamana inat yaşımızda bayağı ilerlemiş. Sanırım 2011 ya da 2012’nin soğuk bir pazar günü. Eksi 2 derece. Yer Kütahya Tavşanlı. Kolumdan bir çocuk çekiyor ve burnuma gelen buram buram susam kokusu. “Abi simit, simit yer misin?” diyen çocukların abileriyiz biz… ** ** **
Öncesinden günümüze bu sevda bitmez, bitmeyen bir sevdadır Sakaryaspor. Yine yeniden tribünde olmak istiyorsak sağlık kurallarını ihmal etmeyelim. Başta Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca olmak üzere olağanüstü çaba sarf eden tüm sağlık çalışanlarına teşekkürü borç bilirim. Gönlümüzden geçen her şeyi sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yapabilmemiz dileği ile…