21 yüz yılda depremler iklim değişikliği küresel salgının baş göstermesiyle kovit-19 salgınıyla bir yıldır verilen mücadele sürdürülüyor

Bugün koronavirüs salgınıyla mücadele veriyoruz. Bu konuya gelmeden önce geçmiş yıllarda neler yaşamışız kısaca anımsayalım. Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde bir coğrafya üzerinde bulunuyor. Ülkemizde 1999 Marmara depremi, en son İzmir depremi yaşanmıştı. Geçtiğimiz yıllarda kuş gribi, domuz gribi salgını ile etkin mücadele edilmişti. Kuş gribi nedeniyle kümes hayvanları ilaçlanmış, birçok hayvanda itlaf edilmişti. Birçok köylerde karantina ve hayvan nakilleri yasaklanmıştı. Geçmiş yıllarda yaşanan yoğun grip salgını nedeniyle hastanelerde yoğunluk yaşanmış, doktorlar ve sağlıkçılar o dönemde yoğun çalışarak herkesin tedavisini en hızlı şekilde yerine getirmek için mücadele etmişlerdi. O günleri de unutmak mümkün değil.

Yaşamımızda geriye baktığımızda eski günler “ne güzeldi “ diye bir cümle kurarız. Çocukluğumuzda arkadaşlarımız olsun okul arkadaşlarımız olsun 4 mevsim olsun o güzel günleri yâd ederiz hep.

Yıl 2020, bugün kuraklık nedeniyle içme su göllerinde su seviyesi azalıyor. Eski yıllarda olduğu gibi 50 santim yoğun kar yağmıyor, yağmur yok. Küresel ısınma nedeniyle kuraklığa doğru ilerliyoruz. Su kaynaklarımız azalıyor. Bu konuda suyumuzu çok tasarruflu kullanmak için harekete geçmeliyiz. Su olmadan yaşamımız çok zor olur.

Yoğun grip salgını dönemlerini hep yaşadık endişe içinde tedbirimizi alarak sağlığımızı korumak için hepimiz özen gösterdik. Tabii ki sağlıkçılarımızın hakkını da teslim etmek gerekir. Doktorlar, hemşireler hastane çalışanlarına hep minnettarız.

Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve ardından dünyada tüm ülkeleri sarmaya başlayan ve 11 Mart’ta Türkiye’mizde görülen koronavirüs salgınında 1 milyona yakın insanımızı kurban verdik. 2’nci dalgayı yaşadığımız virüs salgını nedeniyle zor günler geçiriyoruz. Aynı zamanda sağlıkçılar yoğun hasta tedavisi ile uğraşmaktan yorgun düştüler. Sağlıkçılardan da korona virüse onlarca kurban verildi.

Bilim kurulu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sürekli uyarılarda bulunuyor, maske ve sosyal mesafe uyarısı yapılıyor. Mart ayının ardından sokağa çıkma yasağı uygulanmış, birçok tedbirler alınmıştı. Yazın ve bayramda yoğun kalabalıklar, mesafeye, tedbirlere yeterince uymadığı ve yazın tatile denize çıkılmasıyla koronavirüs salgının yeniden artmasına neden olduğu çok geçmeden görüldü.

Koronavirüs salgını nedeniyle birçok tanıdığımızı kaybettik. 15 yıl Sakarya’da belediye başkanlığı yapan Aziz Duran’ı koronaya kurban verdik. Zaman zaman sevdiklerimizin cenazelerine bile katılmıyoruz. Bu bağlamdan üzüntülüyüz. Hepimiz birbirimiz için, sağlığımız için kurallara uyalım, temastan, kalabalık ortam oluşturmaktan kaçınalım. Süreç çok zor. Hepimiz çalışmak, para kazanmak zorundayız ama sağlıklı olmadan çalışma imkânı maalesef olamıyor. Biraz daha sabır ve dikkatli olarak, bu salgında korunarak atlatacağız 11 Aralık’ta aşı süreci başlıyor. Hızla aşı süreci herkesi kapsar. Aşı sayesinde bu tehlike aşılır. 2021 sonrası 2022 yılında hayat normale dönmeye başlar diye tahmin ediyorum. Daha iyi günler için yetkililerin uyarılarına harfiyen her birimiz uyalım.

Ayrıca geçtiğimiz gün semptomlar göstermesi üzerine hastanede yaptırdığı koronavirüs testi pozitif çıkan yıllardır birlikte çalıştığım arkadaşım Hüseyin Cumalı’ya geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum. Kendisini o kadar izole ettiği halde koronadan kaçamadı… Sağlıklı bir şekilde işe gelmesini bekliyorum.