2018 veda etmek üzereydi. Gözümün Nur’u arkadaşım bana iki kitap ve -kocaman- bir çikolata gönderdi. Aradan dört mevsim ve biraz fazlası geçti. 2019’un vedasının ardından kaç gün geçtiyse o kadar işte.
İlk kitaba bayıldım. Sıcak, samimi. Akıcı, yakınlaştırıcı. Tarihî (yazar î harfini böyle yazmamış bu arada) Hoşça Kal Lokantası.
İkinci kitaba yeni başladım ve onu da çok sevdim. Canım arkadaşım gibi. Çayla simit gibi. Kuşun kanadı gibi. Adı, Tesirsiz Parçalar ama değerli bir hocamın da dediği gibi bu ifadede biraz ironi ve tevazu kokusu var. Çünkü parçalar oldukça tesirli.
Kitabın baş ve boş sayfasında bir not var elbette. Eskisek de eksilmesek anlamında bir iki paha biçilemez cümle… Ne eskidik ne de eksildik, şükür. Bilakis gönlümüzdekilerle mutlu olacak kadar zenginleştik.
***
El emeği göz Nur’u anılar biriktirmekten başka nedir ki hayat?.. Harcamak, tüketmek kolay. Korumak, saklamak, artırmak lazım.
***
Vefayla hemdem olup her dem paylaşmakta sır. Çünkü biliyoruz ki paylaşmakla eksilmiyor. Ömür, bir sofra. Misafiriz ya, on kısmetle gelmişiz. Birini yiyip gerisini bırakıyoruz. Halil İbrahim bereketi gibi…
***
Çikolataya gelince… Hayır, yemedim hâlâ. Varlığı, tadından daha lezzetli çünkü.
Anlaya/bilene…