Mevzu malum. Mudurnu Çayı’nın Akyazı bölgesindeki çevre katliamı ve bu katliamı günlerdir yazıyoruz. Ne yazık ki lafın yeri geldimi, “Bu topraklar için canımı veririm” diyenler makam ve mevki uğruna bu çevre felaketi için ‘gık’ diyemiyor. Ağızlarını açamıyor. Niye, dedik ya makam ve mevki uğruna sus-puslar, bir de bunun içine korku koy. Al sana korkaklar ordusu…
*
Günlerdir bunları yazdığımız için bu kısımları artık geçiyoruz. “Bu topraklar için canımı veririm” diyenler makam ve mevki sahiplerine rahmetli Necmettin Erbakan gibi “Hadi oradan, hadi oradan” diyorum. Çünkü diyecek laf kalmadı. Neler yazdık, nereleri manşet yaptık! Akyazı halkı tek yürek eylem yaptı. Duymuyorlar, görmüyorlar, işlerine gelmiyor ve tabii ki fabrika sahiplerinden korkuyorlar…
*
Neyse konuya gelelim. At ve eşek eti yenen şehirler arasında Adana’dan sonra Sakarya’yı 2. yapan Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ulvi Özerdem terfi etti ve Kocaeli’ye atandı.
*
İktidarın adamı olmak demek ki böyle bir şey olmalı. Yoksa şehri at ve eşek eti yenen şehirler arasında 2. yapacan, sonra da Kocaeli İl Tarım ve Orman Müdürü olacan! Bunu CHP iktidarı yapsa kıyamet kopar. Ama AK Parti iktidarı yaptı. Hayaldi, gerçek oldu…
*
Özerdem, gidince yerine Niğde İl Tarım ve Orman Müdürü Asım Baş geldi. Siz de bilirsiniz. Bir yere bir müdür atandı mı hızlı bir giriş yapar. Asım Baş da hızlı bir giriş yaptı. Toplantılar, ziyaretler, şehri tanımalar. Bu kentteki bütün müdürleri, bürokratları izlediğim gibi yeni Müdür Asım Baş’ı izlemeye başladım. Ve önceki gün olanlar oldu….
*
İl Müdürü Asım Baş, Akyazı ilçesine gitmiş. Burada çiftçilerle buluşmuş. Kahvehanede soğuk sade sodasını yudumlarken çiftçilere tarımla ilgili bilgiler vermiş. Çiftçilere nasihat çekmiş. Şimdi işi bilmeyenler, “Ne var bunda, tarım müdürü çiftçilerle buluşmuş, sıkıntılarını dinlemiş, onlara nasihat vermiş. Ehhh arada da soğuk sodasını hüpletmiş” diyebilir…
*
Bilenler biliyor da, bilmeyenlere de ben anlatayım. Mudurnu Çayı’na tekstil fabrikaları atık atıyor. Çay kiremit renginde akıyor. Balıklar, canlılar, yeşil örtü ölüyor. Kızıl ölüm akan çaydan sulanan tarlaların toprakları bitiyor. Kızıl ölüm akan sudan sulanan ürünleri halk yiyor. Toplum sağlığı tehdit altında ve canına tak diyen köylüler eylem yapıyor…
*
Bütün bunlar 10 yıl önce değil, son 10 gündür yaşanıyor. Günlerdir bunları yazıyor ve manşet yapıyoruz. Koskoca Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü, işi tarım ve tarımsal ürünler olan bir müdür, ekmeğini bu işten yiyen bir müdür, Sakarya tarımı kendisine teslim edilen bir müdür Akyazı’ya gidiyor. Çiftçilerle buluşuyor. Kahvede soğuk sodasını içip, çiftçilere nasihat çekiyor…
*
Ama aynı ilçede çevre felaketi var. Akyazı yanıyor. Tarlalar kimyasal sularla sulanıyor. Ürünler kimyasal sularla sulanıyor. Mudurnu Çayı’ndan alınan kimyasal sularla sulanan toprağın kalitesi düşüyor. Köylü, çiftçi isyan ediyor. Dikkat edin. Tarlaları ve ürünleri ölen köylü ve çiftçi isyan ediyor. Ama Akyazı’ya gelen müdür çevre katliamı olan bu bölgeye gitmiyor. Nereye gidiyor! İlçenin başka mahallesine gidiyor...
*
Aynı müdür Batakköy Mahallesi’nde mısır tarımına alternatif ürün olarak düşünülen ve deneme ekimi yapılan “sorgum sudan otu” bitkisinin tanıtımına katılıyor. Güzel, katılsın. Peki sorgum otu tanıtımı yapılan yer neresi! Batakköy Mahallesi, peki çevre katliamı yaşanan yer neresi! Batakköy Mahallesi. Şimdi adama sormazlar mı!
*
Çevre katliamının tam kalbine geliyorsun. Neden o bölgedeki tarım yapılan toprakları incelemiyorsun! Neden köylünün sıkıntısını dinlemiyorsun! Niye! Senin tek işin tanıtım gezisi mi! Niye kimyasal sularla sulanan tarım topraklarını, ürünleri kurtarmak için çaba göstermiyorsun! Olayın merkezine gelmişsin. Batakköy’e gelmişsin. Üç adım atsan çevre katliamını göreceksin…
*
Ama işine gelmiyor. Niye gidip çevre katliamını göreceksin ki! Bu kentin milletvekilleri bile o korkularından Mudurnu Çayı çevresindeki çevre katliamına gelmediği günümüzde sen mi geleceksin! Ahhhhh, ah. Sakarya tarımı kimlere kaldı! Maaşını tarımı korumak, tarımsal gıda ve ürünleri korumak için alan Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Asım Baş, tarıma sahip çıkamıyor…
*
İşin tuhaf yanı bu müdürün Bakanı İbrahim Yumaklı’ya seslendik. O da bu çevre katliamına ses çıkartamadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a seslendik. O da bu çevre katliamına sessiz kaldı. Bakan Murat Kurum’un Sakarya’daki temsilcisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Sakarya Şube Müdürü Nedim Arsal da ses çıkartamadı veya çıkartmadı…
*
Kısacası olayın özeti şu:
TUZ KOKTU TUZ…
***
EKREM ÜRDÜÇ YAZDI; AKTİF VE VİZYONER TARIM MÜDÜRÜMÜZ VARMIŞ. BREEEH BREH...
Medyabar ekibinden Ekrem Ürdüç koşa koşa Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Asım Baş’ın yanına gitti. Biraz sohbet sonrasında şehrin tarımına ışık tutacak bir haber yaptı. Breeeeeeh, breh. Medyabar da manşeti yapıştırdı. Yeni müdür talimat verdi: “Bu kapıdan kimse geri dönmeyecek.”
*
Hey maşallah, yeni müdür Asım Baş’a bak. Talimatı yapıştırmış. Ne demiş, ne demiş! Asım müdür, “Bu kapıdan kimse geri dönmeyecek” demiş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Köylünün, çiftçinin, muhtarın ayağına gideceksin” diyor ya, Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Asım Baş ise “Bu kapıdan kimse geri dönmeyecek” demiş…
*
Devam edelim. Tarım Müdürü Asım Baş için gazeteci Ekrem Ürdüç, “Göreve başladığı günden bu yana sergilediği aktif ve vizyoner yönetim anlayışı herkesin olduğu gibi, benim de dikkatimi çekti. Sakarya tarımının bugünü ve yarını üzerine verimli bir sohbet gerçekleştirdik” diye yazdı…
*
Şimdi burada bir duralım. Ekremcim coğrafya olarak ikimiz de Sakarya’da yaşıyoruz. Hatta ikimiz de Adapazarı’nda yaşıyoruz. Allah’ını seversen Tarım Müdürü Asım Baş göreve başladığı 25 günde ne aktiflik yaptı! Ne gibi vizyoner yönetim sergiledi. Lütfen bana bunu bir anlat. Müdür bey 25 gündür görevde ve biz bir icraatını göremedik. Sen ne gördün! Hangi pencereden baktın…
*
Televizyon yorumcusu Raif Ugan’ın gözlüklerini bir yerde buldun da onunla mı dünyaya bakıyorsun! Allah’ını seversen anlat. Bu yazdıklarımı yedir bana, lütfen yedir! Hale bak ya, Tarım Müdürünü güzelleyecem diye kendini düşürdüğün hale bak. Neymiş, neymiş! “Göreve başladığı günden bu yana sergilediği aktif ve vizyoner yönetim anlayışı herkesin olduğu gibi benim de dikkatimi çekti. Sakarya tarımının bugünü ve yarını üzerine verimli bir sohbet gerçekleştirdik” demiş…
*
Tarım müdürü çevre katliamının olduğu Akyazı’ya gidiyor. Katliam olan bölge haricinde bütün ilçeyi geziyor. Katliamın merkezi olan Batakköy Mahallesi’nde “sorgum sudan otu” bitkisinin tanıtım toplantısına gidiyor. Ama yine Batakköy’deki çevre katliamına gitmiyor. İki adım atsa katliamı yerinde görecek ama gitmiyor. Ve bu müdüre gazeteci Ekrem Ürdüç, “Aktif ve vizyoner” diyor. Yuuuuh…
*
NOT:
Gazeteci Ekrem Ürdüç muhtemelen, “Ben müdürü Akyazı’ya gitmeden ziyaret ettim” diyecektir. Ekremcim, Akyazı orada, çevre katliamı da orada, senin aktif ve vizyoner müdürün Asım beyler halen katliam bölgesine gidebilir…
*
Hadi gitsin de görelim. Hadi zehirlenen tarlaları, ürünleri tutanak altına alsın. Gerekli tutanağı yaptırsın. Hadi aktif ve vizyoner müdürüm. Görevini yap da biz de seni baş tacı yapalım…