Hani denir ya iğne-çuvalduz batırma meselesi yani.
Hristiyanları eleştirirken Matta,Luka, Yuhanna,Markos diye kitabları- fırkaları sayarız da sıra bize gelince rivayet kitablarını, mezhebleri kutsarız, lâf kondurmayız.

Din adına uydurulan şeyleri ortaya çıkarıp dini sadece Kuran'ın denetimine teslim ederken, tartışılmaz olduğu sanılan kişilerin hegemonyasından dini kurtarmak gerekir. Bu sağlanmadan Sunni ile Şii, Alevi ile Hanefi, Şafi ile Caferi kucaklaşamaz. Daha doğrusu herkes tartışılmaz gördüğü insanlardan dinini kurtarıp, tek tartışılmaz olarak Kuran'ı ilan edecektir ki; herkes Sunilik, Alevilik, Şiilik, Hanefilik etiketlerinden kurtulup, etikete ihtiyaç duymayan Müslüman olabilsin.

Bunu gerçekleştirmek için Kuran perspektifinde aklı kullanmak yeterlidir. Ben büyüklerimden böyle gördüm gibi ifadeler ve mazeretler hiç ama hiç kimseyi kurtaramaz.

Mezhebler arasında öyle yorum-yaklaşım-hükümler veya hüküm farklılıkları var ki aklınız durur.

Birinin farz dediğine öbürü sünnet,

Birinin haram dediğine öbürü mubah diyebiliyor.

Hatta o kadar ileri gidiliyor ki Kur'an'ı bir tarafa atıp meselâ, Şafii ile evlenilmez, onlara kız verilmez gibi hüküm verilebiliyor.

Kıyamette, boş olan şu mazerete sığınmadan önce aklımızı başımıza almalıyız:

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا

"Rabbimiz! biz efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de böylece onlar bizi yoldan saptırdılar." (Ahzab:67)

Yani Sunni olanlar Ebu Hanife'yi, Şafi'yi, Malik'i, Hanbel'i kutsallaştırıp, din kurucusu haline getirmekten kaçınmalılar.

Ömer Nasuhi Bilmenin "Istılahat-i Fıkhiyye Kamusu" adlı eserinde geçtiği gibi "Ebu Hanife 99 defa Allah'ı rüyasında görecek kadar büyük insandı" şeklinde hezeyanlardan kurtulmalılar.

(Bu inanılmaz iddiayı Çağrı Yayınları'nın Fıkhı Ekber kitabı 321. sayfada ve Ebu Hanife'yi öven bazı yazılarda görebilirsiniz.)

Bu arada bu mezhep imamlarıyla beraber Buhari, Muslim, Tirmizi, Ebu Davud ve diğer hadis ve ilmihal kitapları gibi eserlerle Kuran'ın önünde oluşturulan kalabalığa son verilmelidir.

Şiiler de "Bizim imamlarımız masumdur, onlar hiç hata yapmazlar" deyip, adeta imamlarına, yüzde yüz güvenmelerinden vazgeçmeliler; Kuran dışında kaynak, Peygamber dışında din önderi tanımamalıdırlar.

Aleviler de kutsallaştırdıkları dedelerini değil, Kuran'ı dini kaynak olarak esas almalılar, Peygamber soyundan olmanın kimseye bir üstünlük sağlamadığını bilmelidirler.

Kaldı ki, Peygamber soyundan olduğunu iddia edenlerin bu iddiaları ne kadar doğrudur?

Kuran'da, Hz. İbrahim'in babasının ve Hz. Lut'un karısının inkarcı oldukları anlatılmaktadır. Peygamberler hayattayken bile yakınları kimi zaman kurtulamazken, Peygamberimiz'in bilmem kaç göbek öteden torununun torunlarının torunlarında üstünlük aramak ve bunu yaparken Kuran'ı; yani Allah'ın rehber, rahmet ve her şeyin açıklayıcısı olarak bize gönderdiği kitabı göz ardı etmek olacak şey değildir.

وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ

"Sana her şeyi açıklayan ve Müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, rahmet ve müjde olarak Kuran'ı indirdik." (Nahl:89)

Her mezhebin güzel yaptığı bir şeyi de unutmayalım. Her mezhep diğerinin hatalarını, diğerinin eksiklerini çok iyi anlamaktadır.

Sunniler, Şiiler'in mezhep imamlarını "masum" ilan ederek körü körüne onlara tabi olmalarını çok mantıklı bir şekilde eleştirirler. Fakat sonra kendi imamlarını; Hanefi'yi, Şafi'yi, Malik'i, Hanbel'i tartışılmaz kıldıklarını, din diye, Kuran yerine onlara tabi olduklarını unuturlar.

Bir mezhebe göre bir farzı yerine getirenin, diğer mezheplere göre haram işlediği birçok husus ortaya çıkar ve

"Sen Hanefi isen bu doğru, Şafi isen şu, Hanbeliysen öbürü doğru?" derler ve Allah'ın indirdiği din bir iken bir sürü farklı hüküm listeleri oluştururlar.

Şiiler'in mezhep imamlarını yüceltmelerindeki hatayı çok iyi algılayan göz, ne yazık ki kendisi de aynen bir imam bulup ona tabi olmuştur, ama aynı göz onu farkeder, kendini farketmez. Ona "sapık" der, kendisine ise yegane kurtulacak olan fırka, mezhep diye bakar.

Onun için diyorum ki 10 mezhep var ise her Müslüman onda bir Müslümandır.

Allah aşkına mezheplerin gözünde bir Müslüman ne zaman % 100 müslüman olacak?

Mezheplerin yorumları din diye anlaşıldığı sürece bunun gerçekleşmesi asla mümkün olmayacaktır.

Belli kişilere tabi oluyorsanız, sizin onlardan farkınız nedir? Çoğunuza göre kendi tabi olduğunuz kişi en üstün kişi, diğerleri ise sapıktır.

Peki, hangi kritere ve neye göre?

Kriteriniz Kuran olsaydı, zaten Kuran dışında dini otorite, dini hüküm koyucu aramamanız gerekirdi.

Sorun da zaten burada;

Kuran'ı dinin tek kaynağı yapmamakta.

Hasan Karagüzel / 15.11.2021