Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 2022 yılının ilk çeyreğine dair paylaştığı raporunda; 2022 yılı birinci çeyrekte 3 G abone sayısı 4 milyon 10 bin 170’e düşerken 4,5 G abone sayısı 81 milyon 330 bin 390 olarak gerçekleşti. 2022 yılı birinci çeyrekte toplam mobil internet kullanım miktarı ise 2 milyon 596 bin 27 TB oldu. Türkiye, 2022 yılı birinci çeyreğinde 546 dakika olan ortalama aylık mobil kullanım süresi ile Avrupa ülkelerine kıyasla mobil telefonla en fazla görüşme yapan ülke oldu.

Türkiye'de telekomünikasyon sektöründe pandemi ile birlikte alışkanlıklar değişirken; evden çalışma ortamı ve veri-data kullanımındaki artışlar sektör için pozitif etki yaratmıştı. Diğer taraftan Türk lirasındaki değer kaybı ve yüksek enflasyonist ortam kontratlı abonelerden ötürü aynı hızda faturalara yansıtılamıyor.

Pandeminin geride kalmaya başladığı dönemde, data tüketimi tarafında azalma gözlemleniyor. Pandemi sonrası geçiş döneminde; evden çalışma, evde kalınan sürenen azalması ve mobilitenin artmasıyla geçiş etkisi öne çıkıyor. Bu sürecin en güzel örneği olarak küreseldeki Netflix, Amazon gibi dijital platformlardaki abone sayılarında azalma veri tüketimi için bir gösterge olabilir. Türkiye’de veri tüketimi tarafında önemli ölçüde gerileme tüm telekomünikasyon firmalarında gerçekleşiyor. Fakat taahhüt sistemi olduğundan ötürü veri tüketimindeki değişimi taahhüt sonu gelmeden ölçümlemek zor olsa da, kısa süreli veya taahhüdü sona eren kullanıcılarda data kullanımı önemli ölçüde geriliyor.

Haberleşme ana kalemler içinde en az artan unsur

Telekomünikasyon firmaları müşterileri ile yapmış olduğu taahhütlü anlaşmalar dolayısıyla, faturalara zam söz konusu olduğunda müşterinin taahhüdünün dolmasını bekliyor.

Son dönemde yükselmeye devam eden Türkiye’deki enflasyon ortamında bir çok kalemde zamlar akabinde gerçekleşti. TÜİK tarafından paylaşılan son verilere göre Türkiye’de TÜFE yıllık yüzde 80’e yaklaşırken, aynı dönem içerisinde ana harcama kalemlerinde en az yıllık artışın yaşandığı yer "Haberleşme" oldu. Haberleşme endeksinde yıllık artış sadece yüzde 23,7 olurken, yıllık TÜFE ile Haberleşme arasındaki makas 55 puan ile tarihinin en yüksek seviyesine işaret etti. 2016 – 2020 yılları arasında TÜFE ile Haberleşme endeksi arasındaki makas 5 ila 10 puan arasında gerçekleşirken, 2021 yılı Temmuz ayında başlayan ayrışmanın boyutu derinleşerek devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon verilerine madde sepeti yayımını durdurdu. Bundan ötürü; İnternet ücreti, telefon görüşme ücreti ve cep telefonu görüşme ücreti gibi alt kalemlerdeki değişimlere ulaşamak mümkün olamıyor.


2022 yılı birinci çeyrek itibarıyla ön ödemeli mobil genişbant abone sayısı 20 milyon 726 bin 480, faturalı mobil genişbant abone sayısı ise 48 milyon 928 bin 444 oldu. 2022 yılı birinci çeyrek itibarıyla abone başına aylık gelir Turkcell için 52,5 lira, Vodafone için 48,5 lira ve TT Mobil için ise 42,3 lira olarak gerçekleşti.

2022 yılı birinci üç aylık dönem itibarıyla abone sayısına göre; Turkcell’in yüzde 41,3 Vodafone’un yüzde 30,8, TT Mobil’in ise yüzde 27,9’luk paya sahip olduğu görüldü.

Faturalı abonelerin ağırlığının artmaya devam etmesi artan maliyetlerin müşterilere daha geç yansıtılacağını destekleyebilir. Bu gelişme ise şirketlerin kısa vadede ciro büyümelerinde enflasyonun altında kalmasına neden olabilir. 2022 yılı birinci üç aylık döneme bakıldığında mobil abonelerin yüzde 32’sini ön ödemeli abonelerin oluşturduğu, son bir yıl içerisinde faturalı abonelerin oranının yüzde 66,4’den yüzde 68’e çıktığı görüldü.

Telekomünikasyon eğlencenin en kolay yolu

TEB Yatırım 2022 yarı yıl görünüm raporunda telekom sektöründe dair de not paylaştı. Buna göre ‘’Telekom şirketleri yılın ilk yarısında kontratlı tarifleri sebebiyle, yılın ilk yarısında düşük ciro büyümeleri ve daralan marjlar açıkladılar. Yılın ikinci yarısında, fiyat artışları ve tarife kontratlarının yenilenmesiyle, enflasyon ile ciro büyümeleri arasındaki marjın daralacağına inanıyoruz. Diğer yandan, telekomünikasyon eğlenceye ulaşmanın en kolay ve ucuz yolu konumunda, bu sebeple düşük ihtimalli resesyon senaryosunda bile telekom ürünlerine olan talebin yüksek kalacağını düşünüyoruz. Telekom şirketleri için en büyük risk, yüksek yabancı para borçları ve yatırım gereksinimleri sebebiyle kurdaki dalgalanmalar olmayı sürdürüyor.’’ Yorumunda bulundu.