“Tiroit bezi, nefes borusu yani trakeanın ön kısmında yer alan, 25-40 gram ağırlığında ve şekli kelebeğe benzeyen bezdir. Tiroid bezi, vücudumuzun metabolizma hızını belirleyen ve dengeleyen bir endokrin organdır.” diyerek sözlerine başlayan Uzm. Dr. Betül Kundakçı; “Tiroid hastalıklarının belirtileri hastalığın çeşidine göre değişmekle birlikte tiroidin az ya da çok çalışmasına göre de farklılık gösterir. Toplumda tiroid fonksiyon bozukluklarına çok sık rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra duygu durum değişiklikleri, saç dökülmesi, yorgunluk, obezite gibi sağlık sorunlarında akla hemen tiroid fonksiyon bozuklukları gelmekte ve bu yönde testler istenmektedir. Bir hastanın tiroid durumu hakkında karar vermek için şikayetlerini, fizik muayene bulgularını ve tiroid fonksiyon testlerini birlikte değerlendirmek gerekir.” dedi.

Tiroit hormonlarının az salgılanması yani hipotiroidi durumunda tırnaktan saç teline kadar bütün metabolizmanın yavaşladığını, saç dökülmesi, unutkanlık, uykuya eğilim, kilo alma, halsizlik, seste kalınlaşma, ciltte kuruluk gibi şikayetlerin ortaya çıktığını söyleyen Uzm. Dr. Betül Kundakçı, “Bu hormonun fazlalığı yani hipertiroidi durumunda aşırı terleme, saç dökülmesi ve hızlı kilo kaybı görülür. Bu hormon anne rahmindeki fetüste ve yeni doğan bebekte beyin ve zeka gelişimini sağlar. Çocuğun büyüme ve gelişmesini yönlendirir. Yetişkinlerde şeker, yağ ve protein metabolizmasını ayarlar. Tiroid bezi hastalıklarında her hastanın kendi özelinde tiroid fonksiyon testleri, tiroid antikorları, tiroid ultrasonu ve gereğinde sintigrafisi çekilerek, tanı konur ve tedaviye başlanır. Hastaya doğru tedaviyi başlamak ve doğru aralıklarla takip etmek tedavi başarısında öneme sahiptir.” dedi.

İYOT

Uzm. Dr. Betül Kundakçı iyot yetersizliğine de dikkat çekerek sözlerini şu şekilde bitirdi; “Besinlerle iyodun yetersiz alımı sonucu gelişen iyot yetersizliği hastalıkları tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur. İyot eksikliğinin ortadan kaldırılmasında UNICEF, ICCIDD ve DSÖ ülkelere ulusal düzeyde sofra tuzlarının iyotlanması programını önermektedir. Türkiye'de 1998 yılında iyotlu sofra tuzu üretimi zorunlu hale getirilmiştir. Dünyada ve Türkiye'de iyot eksikliği azalmış olmakla birlikte, hala önemli bir halk sağlığı sorunudur."