Türk Dizilerinde...

Taş çatlasa, 25 yaşını geçmeyen 'Holding' sahibi, özellikle, hepsi 'Yakışıklı' patron gençler...

Patronuna aşık olacağı her hâlinden belli olan, ailesinden uzakta ama nedense hepsi kendi kiraladıkları evlerde oturan, özenti düşkünü, işyerlerinde tam olarak ne iş yaptığı belli olmayan, özellikle, hepsi 'Güzel' saf kızlar...

Zengin insanların; 'Bir elim yağda bir elim balda, umrumda değil dünya' türü hayat tarzlarına aşırı özendirme...

Alt tabaka anlatılırken ise, hep bir mafyavari yaşam takıntısı...

Kısa yoldan para kazanma, köşeyi dönme arzusu... Anlatılmakta...

Maalesef büyük bir esefle, üzüntüyle gençlerimizin, hem de her gün, avucumuzun içinden kayışını izlemekteyiz...

Sonra da, ne olacak bu gençlerimizin hali, diyerek birbirimizi suçluyoruz...

Örnek olması gerekenler, rol model olunması icap eden durumlarda daha duyarlı hareket etmelidirler... Türk aile yapısına dinamit koyan, gençlerimizi tembelliğe, rehavete düşüren bu tür diziler yerine; çalışmanın, emeğin, alın terinin üstün tutulduğu, namusuyla çalışanların, işinin hakkını verenlerin, gelecekte, hedeflerine ulaşmak için çabalayan insanların da bir gün bir yerlere gelebildiklerinin anlatıldığı, dizilere ihtiyacımız var...

Bu yapılmazsa ne olur peki...

Varın... Gerisini siz düşünün...