Prof. Dr. Şerif Barış, bu depremin beklendiğini belirtti. Bu bölgede, yani kırılan fayın üzerinde daha büyük bir deprem olma ihtimalinin bulunmadığını, ama artçıların 2 yıl süreceğini unutmamak gerektiğini anlatan Barış, "Bunların içerisinde hissedilir derecede artçı depremler olur. Özellikle depremden sonra bir uzman tarafından binanızın hasarsız, az hasarlı, orta ve ağır hasarlı olup olmadığının belgelenmesi gerekir. Eğer bina hasarsızsa rahatlıkla oturabilirsiniz, az hasarlıysa tamirat yapılması gerekebilir. Orta hasarlıysa mühendislerin önerisiyle proje ve plana göre güçlendirme yapılarak oturulabilir. Bina ağır hasarlı ise o bina yıkılır, yeniden yapılır’’ dedi.

‘’Asılsız, bilime aykırı, gerçek olmayan iddialar’’
Profesör Dr. Barış, özellikle sosyal medyada sık sık bahsi geçen iddiaların asılsız olduğunu belirtti. Barış, ‘’Gerek 1999 depremi gerekse Kağıthane‘de olan deprem herhangi bir askeri savaş gemisiyle üretilebilecek bir deprem değildir. Deprem, yerkürenin hareketleri sonucu oluşan gerilme birikiminde meydana gelen kırılmalardır. Dünyada bu depremin 10 - 20 kilometre derinlerine kadar bir sinyal gönderecek bir teknoloji yoktur. Maalesef tesadüf olduğu zamanlarda bu tür söylemler çıkar. 1999 Kocaeli Depremi öncesi ve sonrasında Japon bilim adamlarıyla beraber o bölgede ölçümler yapıyorduk. Eğer dışarıdan elektronik bir sinyal gelseydi bunu çoktan tespit etmiş olurduk. Bunlar tamamen asılsız, bilime aykırı, gerçek olmayan iddialardır. İnsanların böyle safsatalarla da zaman geçirmemesi lazım’’ şeklinde konuştu.
Barış, geçtiğimiz günlerde Kağıthane’de meydana gelen depreme de değinerek, ‘’Bir fay zonu tek bir faydan oluşmaz, çok küçük faylardan da oluşur. Geçtiğimiz günlerde Kağıthane’de olan deprem de Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun küçük bir dalında, küçücük bir depremdi. Bu gayet normal, zaman zaman İstanbul’un bazı yerlerinde olur. Hatırlarsanız, Kartal ve Pendik’te daha büyük bir deprem olmuştu ve kara içerisinde bir depremdi. Faylar her yerde var. Deprem, çok büyük ve güçlü olduğu için deprem dalgaları diğer ülkelere kadar gitti, hatta Suriye’de yıkım yaptı. Bu da tabi ki oradaki binaların depreme dayanıksız yapıldığının bir göstergesi. Türkiye bir deprem ülkesi, deprem zararlarını azaltmanın yegane yolu, herkesin deprem öncesi ev ve iş yerinde hazırlık yapması, önlem almasıdır" diye konuştu.