Ne kadar kaçınsak da hepimiz ara ara ‘yanlış anlama, yanlış anlaşılma’ durumunu yaşıyoruz değil mi?

Düşündüm de eğer ‘anlasaydık' yanlış olmazdı. Anlamadık, anlayamadık.

Buraya kadar sorun yok. Çünkü öğrenmemek ayıp, demiş büyükler. (Bu atasözünü farklı konularda kullanıyoruz, biliyorum. :) 
Bi’ sordun mu, niye öyle bakmış arkadaşın? Senden başka da sorunları olabilir. Mavi kalemini bulamadı belki…

Tam evden çıkarken montunun fermuarı bozulmuş olabilir. Kapıdan girerken “günaydın”ı karşılık bulamamış olabilir. Ve tüm bunlar onun için önemli olabilir. 
Elimizdeki en güçlü anahtar, sağlıklı iletişim ve empatidir.

Hep anlatmak yerine biraz da anlamaya çalışmak. Şüphesiz, çoğumuzun tek derdi anlaşılmamak.

Birbirimizi anladığımızda sorunlarımızı çözecek güce ulaşabiliyoruz. Sorunlar çözülmese bile “yalnız” olmadığını bilmek insanın acısını alıyor… “İnsanın acısını, insan alır.” şairin de söylediği gibi…
Çevremizdeki insanların neredeyse tamamı bizden anlayışlı bir gülümseme bekliyor. İnanın, dahi anlamındaki de/da’yı ayrı yazmak kadar zor değil. :)