Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde; 2013 yılından bu yana hizmet veren Hematoloji Kliniği, hastaların dış merkezlere gitmesine gerek kalmadan tanı ve tedavi imkanına ulaşması sağlıyor.

Düzce Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Birgül Öneç, hematoloji polikliniğinde takipli yaklaşık 750 kötü huylu (malign) hastalığı olan hasta mevcut, binlerce de selim hematolojik problemi olan hastaya bakıldığını dile getirdi. Doç. Dr. Öneç, “Ayda ortalama 400 hastayı polikliniğimizde tedavi ve takip ediyoruz, bunun yanında dahiliye polikliniklerinden tetkik edip tanı koyduğumuz, diğer kliniklerde yatarken ya da acile geldiğinde değerlendirdiğimiz tedavi düzenlediğimiz yüzlerce hastamız oluyor. Özellikle takipli hastaların kemoterapi düzenleme-uygulama-değerlendirme gibi işlemleri önemli ve zaman alan işlemler olduğundan yoğun bir klinik olduğumuzu söyleyebiliriz” dedi.

Düzce Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Polikliniğine Düzce dışında başka illerden de hastalar geldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Öneç, “Bir-iki yıl öncesine kadar Bolu gibi civar illerde de hematolog olmadığından Bolulu hastaların hemen hemen tamamı bizim takibimizdeydi. Hastalarımızın olumlu tecrübelerini paylaşması ve bazı ilçelerin ulaşım kolaylığının da etkisiyle Hendek, Bartın ve Ereğli’den de bizim kliniğimize başvurmayı tercih eden önemli sayıda hastamız var” diye konuştu.

Hedef daha kapsamlı ve donanımlı hale getirmek
Hematoloji kliniğini daha kapsamlı ve donanımlı bir merkeze dönüştürmek için sürekli çalıştıklarını ifade eden Doç. Dr. Öneç, “Bu anlamda en önemli sorunun hematoloji hastalıklarının birçoğunun yılda yüz binde bir ya da iki kişide rastlanan nadir hastalıklar olmasından kaynaklandığını ve her hastalığı kapsayacak tanısal testlerin ya da tedavi modalitelerinin merkez bünyesine kazandırılmasının kaynakların verimli kullanımı açısından imkansız olduğunu belirtmeliyim.

Tanısal güçlükleri dış tetkik anlaşmaları ile hastaların gitmesine gerek kalmadan aşmayı başardığımızı ve bu kapsamı genişletmeyi hedeflediğimizi belirtmeliyim. Ayrıca Zonguldak, Sakarya, Kocaeli gibi bölgedeki diğer hematoloji merkezlerindeki hocalarımızla sürekli bir iletişim ve dayanışma içinde olduğumuzu ve daha geniş ekipler, donanımlar gerektiren tedavi modalitelerinde destekleri ile tedavilere başladığımızı söyleyebilirim. Elbette bu hastaların ihtiyaç duydukları özel tedavileri bittiğinde kliniğimizden takibine devam edilebilmekte” ifadelerine yer verdi.

“Takip ve tedavileri asla ihmal edilmemeli”
Son olarak kan ve kan yapıcı organların kanserleri olan lösemi, lenfoma ve multipl miyelom gibi hastalıkların tedavisinde çok önemli gelişmeler yaşandığını ve bu hastalıklarda uygun tedavilerle çok iyi yanıtlar alındığına işaret eden Doç. Dr. Öneç, “COVİD pandemisi sürecinde takiplerini ihmal ederek olumsuz sonuçlarla yüzleşen birçok hastamız olduğundan, takip ve tedavilerin asla ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

Çok severek hizmet verdiğim hastalarımız için şartları olabildiğince ideal hale getirmeye çalıştığımızı ve birçoğu bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açan hematolojik hastalıklarda tedavisiz-takipsiz olmanın COVİD-19 enfeksiyonu açısından daha büyük riskler oluşturabileceğini eklemek isterim” diyerek sözlerini sonlandırdı.