“Arılar yaşam demek, arı varsa hayat var.” diyen Sakarya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Ör, çok önemli açıklamalarda bulundu;

Arıların ve diğer tozlayıcıların insanlık ve dünyamız için taşıdıkları önemin hatırlatılması, bu konuda bir farkındalık oluşturulması ile, arıların ve diğer tozlayıcıların gelişebilmesi için hayatta kalma koşullarını iyileştirmek ve yaşam alanlarına ışık tutmanın önemine değinen Başkan Ör “Tozlayıcılar, ekosistemin korunmasında, yükselen dünya nüfusunun sürdürülebilir bir şekilde beslenmesinde, biyo çeşitliliğin  korunmasına yardımcı olmada hayati derecede önemli bir rol oynamaktadır.”

Albert Einstein’nın “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır.”  Değerlendirmesini hatırlatan Başkan Mustafa Ör “bu önemin çok çarpıcı şekilde ifade edilmesidir. Arılar yaşam demek, arı varsa hayat var. Hepimizin yaşamı, onların yaşamına bağlıdır. Onlarsız, yemeye alışkın olduğumuz ürünlerin çoğu tehlikeye girmektedir. Tozlaşma, bitkiler dünyasında, türlerin devamlılığını sağlar. Yapılan gözlemlere göre, insanların besinlerinin % 90’ından fazlasını oluşturan 100 bitki türünden dörtte üçü arıların tozlaşması (polinasyon) sayesinde elde edilmektedir. Günde 20.000 arı kovandan bir kaç kez çıkarsa, her gün   20 milyon veya daha fazla çiçeğin tozlaşması sağlanabilir. Tarımsal ürünlerin arılar tarafından tozlaştırılması yalnızca verimi artırmakla kalmaz aynı zamanda meyve kalitesini de yükseltir” 

Yaşanan COVID-19  pandemisini de dikkate alarak, hastalıkların korunma ve tedavisinde bal, propolis ve arı sütü gibi arı ürünlerinin kullanılmasının araştırılması diğer önemli bir konu olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Başkan Ör “Bu ürünlerin, bakteri, virus ve diğer enfeksiyonlarla mücadelede, hem immun sistemi güçlendirmesi, hem de enfeksiyon etkenleri üzerine etkileriyle sağlığın korunmasına katkı sağlayabilecek doğal destek ürünleri oldukları bilinmektedir. Ülkemiz sahip olduğu yaklaşık 8 milyona yakın kovan varlığı ile dünyada 2. sırada, 120 bin ton dolayındaki bal üretimi ile dünyada 6. sıralarda yer almaktadır. Hem kovan varlığı hem de bal üretimi bakımından dünyanın en önemli ülkeleri arasındadır” dedi. 

Arıcılıkta, önemine binaen yasal ve yapısal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Başkan Ör “Tarım ve Orman Bakanlığında, arıcılık sektörünün tüm bileşenlerinin temsil edileceği, bütçesi olan, düzenli olarak verilerin kayıt altına alındığı, koordinasyon odaklı bir daire başkanlığının kurulması önem arz etmektedir. Arıcılık Kayıt Sistemi (AKS) revize edilmelidir. Dijital takip sistemi bir zorunluluk haline gelmiştir. Kamu, STK’lar ve özel sektör işbirliği ile, arıların sağlığını tehdit eden onlarca hastalığı tehdit olmaktan çıkarıp minimize etmek üzere ulusal bir proje uygulanmalıdır.”

Başkan Mustafa Ör sözlerinin devamında ise “Çiftçi-Arıcı koordinasyonu daha da geliştirilerek zirai mücadele de kullanılan pestisitlerle arıların ölümüne sebep olan uygulamaların önüne geçilmelidir. Arıcılık faaliyetleri eğitim çalışmalarıyla bilinçli olarak yürütülmeli, planlı, programlı bir yetiştiricilik sistemiyle, yüksek verimli ana hatlar elde edilmelidir. Ülkemiz de gen kaynaklarının başta Anadolu arı ırkı olmak üzere, alt ekotiplerinin tespit edilerek tanımlanması, tescili ve gen kaynağı olarak sertifikalandırılmasına acilen ihtiyaç vardır. Arıların geleceği insanların geleceği demektir. Bu mucizevi varlıklar için bir farkındalık oluşmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.