Bir kış akşamı ailenizle birlikte evinizde otururken sokaktan gelen sesi işitiyorsunuz: “Bozaaaaaa...” Bu geleneksel lezzetin belki adını duydunuz ama hiç tatmadınız, belki de severek düzenli tüketiyorsunuz ancak besin değeri hakkında bilginiz yok!

Bozanın içinde neler var? 
Boza, darı, mısır veya bulgurla hazırlanabilen geleneksel, fermente bir Türk içeceğidir. Bozada kullanılan ham maddenin darı bulgur veya mısır olması, tatlılık, ekşilik, kıvam ve aroma gibi özellikler bozanın üretildiği coğrafyaya göre değişebiliyor. Fermente bir içecek olan boza, mayalandıktan hemen sonra daha tatlı bir lezzete sahipken bekleme ile ekşi bir lezzet kazanıyor. Geçmişte boza; pekmez, tarçın, karanfil, zencefil ve hindistan cevizi eklenerek içilirken günümüzde çoğunlukla tarçın ve sarı leblebiyle tüketiliyor.

Bozanın sağlığa faydası ne? 
Boza, kendine özgü tadını laktik asit bakterileri sayesinde fermente olmasından yani mayalanmasından alıyor. Fermentasyon, bozaya hem lezzet kazandırıyor hem de bağırsaklarda yararlı bakterilerin oluşumunu sağlıyor. Böylelikle boza sindirim sistemi sağlığına destek oluyor. Enerji içeriği ve besin değeri yüksek olan boza yeterli ve dengeli beslenirken uygun miktarlarda tüketildiğinde B grubu vitaminler, posa ve protein alımına katkı sağlıyor, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemine destek oluyor.

Osmanlıda bozanın yeri 

Boza adını Farsçada "darı" anlamına gelen "buze"den alıyor. 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden Evliya Çelebi bozacı esnafına, bozahanelere ve boza çeşitlerine Seyahatname’sinde geniş yer ayırır. “Esnâf-ı Bozacıyan” başlığı altında verilen bilgilere göre 17. yüzyıl İstanbul’unda 300 dükkanda, bin 5 bozacı çalışıyordu. Yine Seyahatname’de verilen bilgilere göre bozacılar o dönemin ordusunda çok önem verilen bir sınıftı. Sarhoşluk verecek ölçüde içmek haram olmakla birlikte ölçülü içildiği takdirde bozanın, askere güç, beden sıcaklığı ve tokluk verdiğine inanılırdı. Yine Çelebi’ye göre İstanbul’un meşhur bozacıları Ayasofya Çarşısı’nda, Atmeydanı başında, Kadırga Limanı ve Aksaray’da bulunuyordu. Ayrıca Süleymaniye’nin yasemin bozası, Unkapanı’nın Sinan ve Miho bozaları meşhurdu.  B vitaminlerinden zengin olan boza, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirirken emziren annelerde sıvı alımına da katkı sağlıyor ve süt üretimine yardımcı oluyor.

Boza neden leblebiyle içilir? 
Bir iddiaya Osmanlıda erkekler bıyıklarına boza bulaşmaması için sarı leblebiyi boza bardağını kenarına dizip öyle içerlerdi. Ancak bu bilgiye tarihi kaynaklarda rastlanmıyor. Türk tarihçi Reşad Ekrem Koçu ise Türk gastronomisindeki en büyük geriye gidişin bozaya leblebi atmak olduğunu belirtir. Bu da bize bu adetin sonradan ortaya çıktığını işaret ediyor.