Ekip, araştırmaya ilk olarak NASA’nın TESS (Transiting Exoplanet Survey Satellite) uzay aracı tarafından keşfedilen yüzlerce yıldızla başladı. Ulusal Bilim Vakfı’nın (NSF) NoirLab’ı, Gemini Gözlemevi’nin daha yüksek çözünürlükte gözlemlerine kadar bu yıldızların başlangıçta tek ışık noktaları gibi göründüğünü söylüyor.

NoirLab, tüm yıldızların kabaca yarısının ikili yıldız sistemlerinde bulunduğu için gökbilimcilerin Dünya boyutundaki birçok gezegeni kaçırabileceğini ileri sürdü. NoirLab, birçok iki yıldızlı sistemdeki Dünya büyüklüğündeki gezegenin, ana yıldızının önünden geçmesiyle oluşan bir karartma nedeniyle transit aramalarda fark edilmeyebileceği sonucuna vardı.

NoirLab, bu yıldızların 73’ünün gerçekten ikili yıldız sistemleri olduğunu keşfetti.

“DÜNYA BENZERİ GEZEGENLERİ KEŞFETMEYİ KAÇIRMIŞ OLABİLİRİZ”

NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nden bir astronom olan Katie Lester, “İkili sistemlerde Dünya boyutundaki gezegenleri bulmanın daha zor olduğunu gösterdik, çünkü küçük gezegenler iki ana yıldızının parıltısında kayboluyor. Güneş benzeri yıldızların yaklaşık yüzde 50’si ikili sistemlerde olduğundan, Dünya benzeri birçok gezegenin keşfini ve çalışma şansını kaçırıyor olabiliriz” dedi.

Çalışmadaki yıldızların çoğu 1600 ışık yılı veya daha kısa mesafelerde yer alıyor.

Lester yaptığı açıklamada, “Gökbilimcilerin, bu sistemde küçük gezegenlerin olmadığını iddia etmeden önce bir yıldızın tek mi yoksa ikili mi olduğunu bilmeleri gerekiyor. Eğer tek ise, o zaman küçük gezegenlerin olmadığını söyleyebilirsiniz. Ancak ikili ise eşlik eden yıldız tarafından küçük bir gezegenin gizlenip gizlenmediğini veya hiç var olmadığını bilemezsiniz” dedi.