Türkiye dünya estetik turizmi pastasında dünyada yedinci sırada. 2019 verilerine göre Türkiye’de cerrahi ve cerrahi olmayan toplam 754 bin 392 estetik operasyon gerçekleştirildi. Ortalama 8.000 dolara mal olan kozmetik cerrahi sektörünü hiçe sayıp tüm işlemleri evde de yapabileceğimiz düşüncesi ise oldukça çekici. Çünkü günümüzde sosyal medyadan bile kırışıklık giderebilen masaj teknikleri öğrenebiliyoruz. Peki evde tedavi bir sosyal medya video düzenleme oyunu mudur, yoksa gerçekten işe yarar yöntemler mevcut mudur, gelin birlikte inceleyelim.

Evde yapılacak müdahaleler yüz germe düzeyinde sonuçlar sağlayabilir mi?

Açıkça söylemek gerekirse: hayır. Çünkü evde yapılacak müdahalede yüzün bağlarını düzeltebilecek kadar derine asla inemeyiz. Yüzümüzde yanak, çene ve boyun yapılarını tutan bağlar bulunur. İnsanlar yaşlandıkça – genellikle 40’lı yaşların sonlarında ve 50’li yaşların başında – bu bağlar sarkmaya başlar. Bu da sarkık yanaklara, sarkık gıdılara, gevşek deri ve çene altında yağdan oluşan etli bir kese ile sonuçlanır.

Yüz germe veya ritidektomi, sarkık görünüme neden olan “yüzdeki bu yapıları kaldıran” ve “onları orijinal konumlarına geri getiren” cerrahi bir prosedürdür. Bu, daha genç görünmenizi sağlayacak daha sıkı, daha konturlu bir yüzle sonuçlanır.

New York Times’ın haberine göre, uzmanlar bırakın evde müdahaleyi, cerrahi müdahale olmadan lazer ile cilt yenileme ile yüz gerdirme operasyonlarının da aynı şey olmadığını belirtiyorlar. Cilt yenilemek adına faydalı bir işlem olmasına rağmen sonuçlar yüz gerdirme operasyonu sonuçları ile aynı olmuyor. Aynı şekilde eski zaman aktristleri arasında yaygın olan kulak arkasına yapıştırılan bantlar ile yüz gerdirme işlemi de sadece anlık çözüm sunuyor. Bu gibi yöntemlerde yüz kasları da aktif olarak kullanılmadığı için kalıcı bir çözüm elde etmek imkansız denebilir. 

Yüz masajı ya da yüz yogası yardımcı olabilir mi?

Erken yaşlarda düzenli olarak uygulanmaya başlanırsa elbette bu iki yöntemin faydaları görülebiliyor. Çünkü bu vücudunuzdaki diğer kaslara odaklanan spor rutinleri ile aynı şey. Nasıl ki düzenli çalıştırılan karın kası karında sarkmaları geciktiriyor ve vücudun ömrünü uzatıyorsa yüz masajı ya da yüz yogası da yüzdeki kasları çalıştırmaya; dolayısıyla aktif kaslarla yüzü daha dinç tutmaya yardımcı oluyor.

Elinizi yanağınızın kulak memesi hizasındaki noktasına basınç uygularsanız hissedeceğiniz acı bilinçli olarak çalıştırmadığınız çene kaslarınızın acısı olacaktır. Düzenli bir masaj ya da yüz yogası uygulamasıyla çene kaslarını rahatlatabilir ve böylelikle boynunuzdan gıdınıza çene kaslarının bağlı olduğu birçok başka kası da aktifleştirebilirsiniz. Özetle burada anlatılmak istenen yüzümüzdeki kaslara hiç odaklanmadığımız için ömrümüzün çoğunda -mimik refleksleri hariç ki asıl kırışıklığı yaratan bu rutin kullanılan mimiklerdir – yüzümüz etrafındaki kasları çok da bilinçli şekilde çalıştırmayız.

Nasıl ki düzenli spor yağ aldırma operasyonlarına olan ihtiyacı azaltıyorsa düzenli yüz kası aktifleştirme de kozmetik müdahale ihtiyacını azaltacaktır.

Çin tıbbında yüzyıllardır vücudun “chi”  (enerji) akışını hareket ettirmek ve kasları rahatlatmak için kullanılan gua sha aletinin son yıllarda popülerleştiğini görüyoruz. Gua sha en çok kan akışını artırması, lenfatik drenajı iyileştirmesi ve iltihabı ve şişliği azaltması ile tanıtılıyor. Buradaki amaç yine yüzdeki kasları rahatlatıp aktifleştirerek yüzün daha taze görünmesine yardımcı olmak. Fakat yine de genç görünen bir cildin ihtiyacı olan kolajen üretimine gua sha ile destek sağlanabilmesi kanıtlanabilmiş bir durum değildir.