Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Alper Evrensel, yarın başlayacak Ramazan ayının bu yıl Covid-19 salgınına denk geldiğini hatırlatarak özellikle ilk günlerde adaptasyon sürecine ilişkin tavsiyelerde bulundu.

Ramazan ayının ilk günleri oruç tutanlar için biraz daha zor geçtiğini, içerisinde bulunduğumuz salgın dönemindeki stresin de bu dönemde bir parça etkili olabileceğini kaydeden Dr. Alper Evrensel, bu durumun bireylerin psikolojisini etkileyebileceğini ifade etti.

Alışma süreci biraz daha zor olabilir

Bu durumun iki yönü olduğuna dikkat çeken Dr. Alper Evrensel, şunları söyledi:

“Birincisi oruç hâlinin belli bir süreliğine de olsa insanının başta yeme-içme olmak üzere bazı nimetlerden kendini mahrum bırakmasıdır. Ramazanın ilk günlerinde buna bir de özgürlük nimeti eklenecek. Büyük şehirlerde uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlaması da orucun bir diğer yönü olarak değerlendirilip yıllarca hatırlanacak. Diğer yandan; karantina günlerinin başladığı bir ay öncesinde ve ardından sokağa çıkma kısıtlamasının ilk defa duyurulduğu gün kısıtlamadan birkaç saat önce insanların marketlere koşarak evde gıda stoğu yapma çabası derinlerde bir yerlerde “aç kalacağım, kıtlık çekeceğim” endişesi olduğunu gösteriyor. Ramazanda da açlık yani insanların bu korktuğu durum simüle ediliyor. Hem insanların buna alışması için olumlu bir işlevi var, hem de korktuğunun başına geldiğini düşünmelerine neden olma riski var. Bu açılardan Ramazan ayının ilk günlerine psikolojik olarak alışmak bu yıl her seneden çok daha zor olabilir.”

Dürtüler üzerine akıl-mantık zırhı geçirmeliyiz

Bu alışma ve uyum sürecini kısaltmak ve kolaylaştırmak için zihinsel bir ödev yapmak gerektiğini belirten Dr. Alper Evrensel, “Eğer konuya sadece duygu ve dürtü zaviyesinden bakarsak ilkel korkularımız bizi ele geçirir. Ancak öyle yapmamalı ve bu dürtüler üzerine akıl-mantık zırhını geçirmeliyiz. Oruç da sokağa çıkma kısıtlaması da ve karantina da belirli süreler için geçerli mahrumiyetlerdir öyle değil mi? Yani süresi bellidir. İnsan sonunun ne zaman geleceği belli olan süreler için daha kararlı, azimli ve metin olabilir. Çok uzun süreli dayanıklılık egzersizlerinden bile başarıyla çıkılabilir. Örneğin maraton koşusu çok zordur ama koşucu tüm hazırlık dönemi boyunca 42 km koşacağını ve bunun yaklaşık 2,5 saat süreceğini bilir. Apollo 11 ile aya iniş görevi insanlığın üstesinden geldiği en büyük başarılardan biridir. Ayda geçirilen 2,5 saat için 10 yıl hazırlanılmıştır. Bunun gibi düşünecek olursak; eğer sonunda bir güzellik varsa insan her tür zorluğa katlanabilir. İftarda güzel bir sofraya oturacağımızı bildiğimiz için de gün boyu açlığa katlanabiliriz” diye konuştu.

Gönüller bir olsun

Bu yılki Ramazan ayının salgın nedeniyle farklı bir atmosferde yaşanacağını kaydeden Dr. Alper Evrensel, alışık olunan kalabalık iftar sofraları gibi sembolik uygulamaların erteleneceğini hatırlatarak şunları söyledi:

“İftarda insanı mutlu eden şey sadece güzel bir sofraya oturmak ve karnını doyurmak değildir elbette. Sofraya sevdiklerimizle oturmak da çok özel bir anlam taşır. Zira hiç kimse bir ziyafet sofrasına tek başına oturmak istemez, bundan keyif almaz. Sofrayı asıl zenginleştiren ve lezzetli kılan dostlarımızla yaptığımız sohbetlerdir. Ama bu ramazan iftar sofraları bu açıdan buruk geçecek. Burukluğu bir nebze azaltmanın yolu ise “gönüller bir olsun” demek olabilir. Aynı sofrada oturamadığımız kişilerin sağlıklı şekilde kendi evlerinde ve hayatta oldukları bilmek bile bu yıl çok önem taşıyor. Çünkü dünya üzerinde sevdiklerini kaybeden binlerce insan salgın bitip de karantina kalktıktan sonra bile onlarla birlikte hiçbir zaman aynı sofraya oturamayacaklar. Onların bu zor durumlarını ve ebedi mahrumiyetlerini düşünecek olursak sevdiklerimizden uzakta iftarlara gönül bir nebze katlanabilir. Karantina bittikten sonra çok daha yakın olunan bir dönemde sık sık bir araya gelineceğini düşünerek katlanmak mümkün olabilir.”

Sabır, ruhsal sistemi güçlendirir

Açlık ve susuzluğun beden için önemli bir stres kaynağı olduğunu kaydeden Dr. Alper Evrensel, “Bedenimiz sadece açlık ve susuzlukla fizyolojik olarak mücadele etmez aynı zamanda buna sabrederek de ruhsal olarak zorlanır. Sabır ruhsal sistemi zorlar ama aynı zamanda geliştirip güçlendirir de. Bunu spor yaparak kaslarımızın, bedenimizin güçlenmesine benzetebiliriz. Spor bedeni yorar ama güçlendirir” dedi.

Ruhsal dinginlik için bu önerilere kulak verin

Ramazan ayında ortaya çıkacak stresin çaresinin de yine Ramazan’ın içinde gizli olduğunu kaydeden Dr. Alper Evrensel, “Oruçla geçen zamanın içine diğer ibadetlerin de serpiştirilmesiyle ruhsal dinginlik sağlanabilir. Zira ibadet etmenin meditasyona benzer şekilde ruhsal yatışma sağlayan çok önemli bir işlevi vardır. Ayrıca sadece insanlarla değil doğayla da entegre olmaya çalışılmalıdır” dedi.