Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahı Orhan Gazi, Kocaeli'nin Kandıra ilçesini fethettiği sırada Sultan Orhan Cami yaptırdı. 1302 yılında ahşap yapım tekniği kullanılarak inşa edilen caminin büyük bir bölümü, 1975 yılından sonra yıkılmaya başladı. Osmanlı'dan miras kalan camiden geriye sadece ahşap parçaları kaldı. Aynı zamanda tarihi caminin avlusunda, camide görev yapan kişilerin mezarının bulunduğu da öğrenildi. Kandıra ilçesine bağlı Döngeli, Kütükçüler ve Keçioğlu köyleri arasında bulunan Sultan Orhan Cami'nin restore edilmesini talep eden köylüler, konu ile ilgili çalışma başlatılmasını bekliyor.

"Rüyalarımızdan çıkmıyor"
Çocukluk yıllarında caminin kullanılır durumda olduğunu anlatan Mehmet Ali Zengin, "Biz zaten 8 yaşlarından itibaren camiye gelmeye başlamıştık. 1965 yıllarında bile burada cuma namazları kılınıyordu. Bayram namazları için herkes bu camiye gelirdi. Diğer köylerden de namaza gelenler olurdu. 1975 yıllarına doğru cami göçmeye başladı. Bakımsız hale gelince biz düzeltmeler yapmak istedik. Bize müsaade etmediler, el sürdürmediler. Şu andaki hali de bu. Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne bağlı olduğunu söylediler. Takip ettik fakat önemsenmedi. Şuanda atıl durumda, harabe biçimde duruyor. Tekrar onarılmasını istiyoruz. Başka yerlerde camilerin restore edildiğini görüyoruz. Burası böyle kaldıkça rüyalarımızdan çıkmıyor" dedi.

"Ecdat yadigarı atıl vaziyette duruyor"
Emekli olduktan sonra Sultan Orhan Cami ile ilgili araştırmalar yaptığını dile getiren Şahin Filiz, geçmiş yıllara ait kayıtlar bulduğunu anlattı. Filiz, "Bulduğumuz bu kayıtları Üsküdar'daki Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne götürdük. Uzun süre uğraş verdik. Yetkililer camiye geldi, inceleme yaptılar. Muhtarımızla birlikte gerekli yerlere dilekçe verdik. Gücümüz yetmeyince yaptıramadık. 'Her mahallede mescit var, tarihi eserle uğraşmayan' denildi. Şimdi muhtarımız yeniden bu konuyu gündeme aldı. Yapılmasını istiyoruz. Bu bir Orhan camisi. Terk edilmiş hale geldi. Girişimlerde bulunuldu, fakat yapılmadı. Tarih çöktü gitti. Ecdat yadigarı atıl vaziyette duruyor" şeklinde konuştu.

"İnsanın içi sızlıyor"
1964 yılında Kandıra'daki köyünden, İstanbul'a taşındığını söyleyen Kamil Nihat Albayrak da, "Bizim çocukluğumuzda burada namaz kılınıyordu. 6 mahallenin cemaati cuma ve bayram namazı kılarlardı. Bayramlarda halka ziyafet de verilirdi. Bayram olmadan bayram havasını tadardık. Ben gittikten sonra da epey bir zaman ibadete açıktı. Çok zaman önce gelip fotoğraf çektiler, daha sonra da cüzi bir harcama yapmışlardı. En sonunda harabe şeklini aldı. İnsanın içi sızlıyor. Eskiden insanlar burada kaynaşıyordu. Her köyde cami var fakat cemaat yok. Caminin restore edilmesini istiyorum" diye konuştu.

"Cuma namazı kıldırırdık"
1980'li yıllarda camide görev aldığını söyleyen emekli imam Sabahattin Yaşar ise "Bu cami ibadete açık olduğu zamanlar imamı olmadığı zamanlarda fahri imam olarak cuma namazı kıldırırdık. O zamanlar cemaat 40 kişiden aşağıya düşmüyordu. Daha sonra kadroya geçtik, başka illere gittik ve emektar olduk. 1990 yılında caminin kadrosu Kütükçüler Mahallesi'ne alındı. Cumadan cumaya gelinmedi, camide o yıllarda yıkılmaya başladı. Tekrar canlansa iyi olur. Burası tarihi bir cami" ifadelerini kullandı.