Acıbadem Kocaeli Hastanesi Beslenme Diyet Uzmanı Saime Selin Cengiz, vücudumuzda bulunan su oranının yaşa ve cinsiyete bağlı olarak yüzde 45 ila 70 aralığında değiştiğini belirterek “Su, öncelikle vücudumuzun temizlenmesi ve organların işlevini sürdürebilmesi için gerekiyor. Suyun hücrelere besin ve oksijen taşınması ile vücut ısınının düzenlenmesinde de etkili. Bu nedenle su içmek için susamayı beklemeyin. Çünkü su ihtiyacını karşılamamak çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor.” diyor. 

Vücudumuzdaki su yüzdesi doğduğumuz günden itibaren yaşımız ilerledikçe azalıyor. Susama hissinin de vücudumuzun sahip olduğu su miktarının yüzde 1-2 oranında azalmasına karşı verdiğimiz fizyolojik bir tepki olduğunu anlatan Saime Selin Cengiz, “Ayrıca susuzluk nedeniyle gün içinde halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, dikkat dağınıklığı gibi birçok sorun yaşanabilir. Fazla miktarda su kaybedilmesi ise ‘dehidratasyon’ olarak tanımlanır. Vücudumuzdaki suyun yüzde 10’unun kaybedildiği durumda hayati bir tehlike yaşanır. Sadece susadığınız zamanlarda su tüketiyorsanız, vücudunuzda dehidratasyon başladıktan sonraki dönemde önlem alıyorsunuz demektir. Bu sorunları yaşamamak için düzenli su tüketimine özen gösterin.” diye konuşuyor.

Günlük ihtiyacı hesaplamak çok kolay
Su konusunda kafa karıştıran soruların başında “Günde ne kadar su içmeliyim?” geliyor. Günlük su ihtiyacının kişinin ağırlığına, fiziksel aktivite ve sağlık durumuna göre değiştiğini anlatan Saime Selin Cengiz, hesaplama konusunda şunları söylüyor: “Ortalama olarak kilogram başına 30-35 ml su tüketimi kişinin günlük ihtiyacını karşılıyor. Bununla birlikte ortalama olarak günde 8-12 su bardağı da yeterli diyebiliriz. Su ihtiyacınızı idrar renginizi kontrol ederek görebilirsiniz. Eğer idrar renginiz koyu ise yeterli su içmediğiniz yorumunu yapabilirsiniz, eğer idrarınız berrak bir görünümde ise sıvı dengeniz normal demektir.”

Saime Selin Cengiz, suyun işlevleri ve faydalarını çeşitli başlıklar altında topluyor.

1. Cildin en temel besin kaynağıdır
Yeterli miktarda su tüketimi cildin elastik bir yapıya sahip olan dokusunu korur, cildin parlak ve pürüzsüz olmasını sağlar. Bu nedenle düzenli su tüketen kişilerdeki cilt kırışıklıklarında gözle görülür azalmalar tespit edildiğini belirten Saime Selin Cengiz, “Çünkü su, vücudumuzu içerden temizlemek ile birlikte cildimizi de nemlendir ve canlı tutar.” diyor. 

2. Anne sütünü artırır
Su tüketimi hamileler ve yeni doğum yapan kadınlar için daha da büyük önem taşıyor. Hamilelik dönemi ve sonrasında su tüketiminin ortalama 2,5-3 litre olması gerektiğini vurgulayan Saime Selin Cengiz, “Hamilelik döneminde yeterli miktarda su tüketimi vücuttaki ödemin atılmasına, ideal ağırlık artışına ve cilt dokusunda oluşan sorunları önlemeye destek olur. Doğumdan sonraki dönemde ise en doğal süt yapan madde sudur. Su, anne sütünü artırır.” diye bilgi veriyor.

3. Ödem oluşumunu engeller
Vücudun doğal işlev ve fonksiyonları ile oluşturduğu atıkların vücuttan uzaklaştırılabilmesi için iyi ve sağlıklı bir dolaşım gerekiyor. Bu dolaşımının çalışması yeterli miktarda su tüketimi ile mümkün oluyor. Acıbadem Kocaeli Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Saime Selin Cengiz, düzenli ve dengeli beslenmeyen, aşırı miktarda ilaç kullanan, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip ya da stres yükü fazla olan kişilerin yeterli miktarda su tüketmediğinde vücutlarında daha fazla ödem problemi yaşadığını belirtiyor.

4. Metabolizma üzerine etkilidir
Su;  kilo yönetimi, metabolizmayı hızlandırma, iştah kontrolü ve doygunluk hissi üzerinde de oldukça etkili. Kilo problemi olanların beslenmelerine dikkat ederken günlük su tüketimine de özen göstermeleri gerektiğini kaydeden Saime Selin Cengiz, “Yeni yapılan çalışmalarla elde edilen veriler, yeterli su tüketiminin metabolizmayı 1-1,5 saatlik bir zamanda yüzde 24-30 oranında hızlandırabildiği ve kalori harcamasına yarar sağladığı yönünde.” diyor.

5. Bağırsakların çalışması için gerekli
Bağırsaklarımızın düzenli ve aktif olarak çalışabilmesi, yeterli miktarda lif ve posa alımına, fiziksel aktivite ve yeterli miktarda su tüketimine bağlı. Bu üç koşuldan birinin eksik olmasının sistemi olumsuz etkileyeceğini belirten Saime Selin Cengiz, bağırsak sorunu yaşayanların su tüketimine daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguluyor.

6. Hastalıklarla savaşta destek 
Su, vücuttaki toksinlerle savaşmak ve vücudun bu toksinlerden arındırmak için vazgeçilmez bir öneme sahip. Yeterli su tüketiminin özellikle üriner sistem enfeksiyonları, böbrek taşı oluşumunun önlenmesi ve enfeksiyona neden olan bakterilerin temizlenmesi ile hipertansiyonun önlenmesine fayda sağladığını kaydeden Saime Selin Cengiz, “Bununla birlikte su, solunum yollarını temizler, alerji ve soğuk algınlığı durumu üzerinde oldukça etkilidir. Dolayısıyla oluşabilecek olan pek çok hastalığa da yatkınlığı azaltmaya fayda sağlayıp vücudun iç dengesini sağlamaya yardımcı olur.” diye bilgi veriyor.