YENİDEN DOĞMAMI SAĞLADILAR
Bir süre önce Özel Medar Hastanesi Sakarya’da Tüp Mide Ameliyatı olan 23 yaşındaki Yasmine Baytok, uzun süre diyet yapmasına rağmen kilo verememesinden dolayı bu operasyonu uygulatmak istediğini söyledi. Yurtdışında yaşayan Baytok, “Uzun süre diyet yapmama rağmen bir türlü kilo veremiyordum. Yurtdışında yaşıyor ve yoğun tempoda çalışmaktan sağlıklı beslenemiyor ve her geçen gün daha da kilo alıyordum. Hareket etmekte zorlanıyor, hiçbir kıyafetim olmuyordu.  Türkiye de yaşayan akrabalarımın yönlendirmesi ile bu operasyonu olmaya karar verdim. Vücut kitle indeksim 46 çıktı.  Tahlillerim yapıldı.  Operasyon süreci ile ilgili bilgilendirildim.  Operasyonum gerçekleşti. Bu süreçte bana evimde gibi hissettiren sağlık personellerine ve  değerli doktorlarım Op. Dr. Metin Şenol ile Op. Dr. Mustafa Akpınar’a  bir kez daha çok teşekkür ediyorum. 10 ay sonunda 43 kilo verdim. Şuan 75 kiloyum ve vücut kitle indeksim 29.  Sağlıklı besleniyor, sporumu yapıyor ve eskisinden daha da iyi hissediyorum. Doktorlarıma yeniden doğmamı sağladıkları için teşekkür ederim” dedi. 

TÜP MİDE AMELİYATI NEDİR?
Operasyonu gerçekleştiren doktorlar Özel Medar Hastanesi Sakarya Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Mustafa Mazlum Akpınar ve Op. Dr. Metin Şenol ise Tüp Mide Ameliyatı konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Tüp Mide Ameliyatı konusunda konuşan Op. Dr. Akpınar, “Tüp mide ameliyatı midenin yaklaşık yüzde 80’lik kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıyla gerçekleştirilen bir obezite ameliyatıdır. Birden fazla mekanizmayla hastanın kilo vermesi sağlanmaktadır. Öncelikle yeni oluşturulan mide, normal mideye göre belirgin derecede azalmış hacmi nedeniyle daha az gıda ve böylece daha az kalori alınmasına neden olur. Ancak asıl etkisinin gıda alımını kısıtlamaktan öte mide bağırsak sistemindeki özellikle açlık, tokluk ve kan şekeri kontrolünü sağlayan hormonlar üzerinde meydana getirdiği değişimdir” diye konuştu.

AMELİYAT SONRASI YAŞAM
Ameliyat sonrası süreç hakkında da bilgiler veren Op. Dr. Mustafa Mazlum Akpınar, “Burada hastaların bilmesi gereken bir diğer önemli nokta ameliyattan sonra kendilerini bambaşka bir hayatın beklediğidir. Beslenme ve diyet uzmanı rehberliğinde düşük karbonhidrat-yüksek proteinli bir diyet uygulanması, ufak porsiyonlarda daha fazla sayıda öğünlerin düzenlenmesi, iyi çiğneme alışkanlığının kazanılması, günlük multivitamin, kalsiyum ve d vitamini takviyesinin yapılması, fizik egzersizlerin buna eklenmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.

OPERASYON SONRASI
Op. Dr. Metin Şenol’da operasyon süreci ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Obezite cerrahi ameliyat süresi 1,5-2 veya 2-3 saat sürebilir. Laporsokopik olarak operasyon gerçekleşmektedir. Bu sayede doku iyileşmesi daha hızlıdır, hasta daha çabuk mobilize olur yani ayağa kalkar.  
•    Tüp mide ameliyatında mide kapasitesi küçültülür. Ancak mide fonksiyonlarında bir değişme meydana gelmez. Hasta, daha az besin grubu ile yetinebilir, bu sayede de kilo verimi sağlanır. 
•    Ghrelin (açlık hormonu) üretilen midenin fundus alanı, tüp mide ameliyatı ile alınır. Bu sayede iştah azalır.
•    Pilor (mide kapakçığı) muhafaza edilir. Bu sayede de dumping sendromu engellenmiş olur. Besinler mideyi daha geç terk eder.
•    Ülser oluşma riski minimumdur.
•    Bağırsak bypass’ ı uygulanmaz. Bu sayede bağırsak tıkanıklığı, marjinal ülser, anemi, osteoporoz (kemik erimesi) , besin emilim bozukluğu, protein ve vitamin eksikliği riski söz konusu değildir.
•    Anemi sorunu olan ya da bağırsak bypass’ ının ileri dönem riskleri sebebiyle kaygı taşıyan hastalar için ve crohn hastalığı olanlar veya bağırsak bypass’ı için yüksek risk taşıyan hastalar için oldukça ideal bir ameliyattır.
•     Kilosu yüksek olan kişilerde laparoskopik yöntemle uygulanabilen bir ameliyattır. Bu sebeple de birçok risk daha azdır.
•    Tüp mide ameliyatı başarısızlığı ve yetersizliği durumunda daha sonra ikinci bir ameliyat ile diğer bütün bariatric operasyonlara çevrilebilir.