ADD Sakarya Şube Başkanı Aslıhan Ateş açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"Ulusal Kurtuluş  Savaşımızın ardından 24 Temmuz 1923’ de imzalanan Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tescilidir. 

Sömürgeci devletlerin tüm işgal planlarını önce cephede yerle bir eden Mustafa Kemal, savaş sonrası da Lozan Barış Antlaşması ile tüm dünyaya bağımsız bir devlet olduğumuzu kabul ettirmiştir.

Bugün, iktidarın Lozan’ı tartışmaya açma, Lozan’ın önemini görmezden gelme, Lozan’ı unutturma gayretlerini görüyoruz. 

Tam bağımsız, demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne dayalı, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin güvencesi olan Lozan Barış Antlaşmasını yok saymaya çalışmak ancak ve ancak ülkemiz üzerinde olan paylaşım heveslerine ortak olmaktır.  

Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını yok sayarak, zaten bir bölümünde ibadetin yapılabildiği Ayasofya’yı, ibadete açıyoruz diye müze niteliğinden çıkarmak, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yok saymaktır. Yetmezmiş gibi ardından gelen “bir büyük medrese açılmalıdır.”, “Ayasofya kararının ardından artık hilafet gelmelidir.” söylemleri ise iktidar tarafından red edilmediği sürece gerçek niyetlerin ne olduğunu göstermektedir.

Ayasofya’nın açılışını ise Ulusal Bağımsızlığımızın tescili olan Lozan Barış Antlaşmasının yıl dönümü olan günde yapmak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine siyasal İslamın tercih edildiğini açıkça göstermektedir. 

Atatürkçü Düşünce Derneği şubelerinin basın açıklaması ve çelenk sunumu bildirimlerine son iki gün kala yasak getirilmesi, engellenmesi de tüm gerçeği ortaya koymaktadır.

ADD Genel Merkezi, Genel Başkan ve şubeleriyle Anıtkabir’de Atatürkümüzün huzuruna çıkacaklarını 15 gün önceden bildiriyor, izinlerini alıyor  ancak 1 gün kala Anıtkabir’e giremezsiniz deniyor. 

Tüm ADD şubelerine yasak tebligatları gidiyor. “Bu eylemi gerçekleştirirseniz yasal işlem yapılacaktır” diye tebligat imzalatılıyor.  

Ancak ne hazindir ki; ADD ye uygulanan yasak, mollaların, radikal islamcıların Ayasofya'ya yürüyüşüne uygulanmıyor!!!

Her şeye rağmen ADD Genel Merkezi başkan ve yöneticileri, Anıtkabir’e girmiş, ATA’mızın huzuruna çıkmıştır. 

Hatırlatmak isteriz ki; bugün lozan'ı yok sayanlar, yeniden bir başka tarih yazma çabasında olanlar, her fırsatta Atatürk'e hakaret, lanet okuma cüretinde bulunanlar tarih ve hukuk önünde elbet hesap vereceklerdir.

Lozan bu ülkenin onurudur, namusudur, tapusudur.!

Tüm bunlar karşısında genel merkezimizin, Diyanet İşleri Başkanı'nın, Atatürk'ü işaret ederek lanet okuması hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtirmek istiyoruz. 

Saygılarımızla…"