Önemli bir kitle iletişim aracı olarak televizyonun insanları ve sosyal yaşantılarını etkilediğine dikkat çeken Kaya, aile kurumunu olumsuz etkileyen, insanların gelirinden fazla borçlanarak sosyal yaşantısını bunalıma sokan, çocukların zihinsel gelişimi başta olmak üzere dil, tüketim ve beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyen televizyon yayınlarının RTÜK tarafından etkili bir şekilde denetlenemediğini, şiddet ve ahlaki yozlaşmaya neden olan filmlere göz yumulduğuna vurgu yaparak, televizyon yayınları konusunda caydırıcı yeni tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyerek şöyle dedi: Uzmanlar Uyarıyor! “Kuşkusuz televizyon hepimizin önemli bir eğlence aracı, aynı zamanda da içinden geçtiğimiz pandemi döneminde eğitim aracı olarak önemi ortaya çıktı. Toplumun çoluk çocuğuyla birlikte izlemekten keyif aldığı televizyonun, özellikle şiddet içeren, kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan, karı kocanın birbirini aldattığı, ortakların birbirine çelme taktığı, hırsızlığın, yankesiciliğin, yalanın dolanın anlatıldığı dizi filmlerin aile müessesesini zedelediği; eşler arasındaki sevgiyi ve saygıyı yok ettiği, insanların birbirlerine olan güven duygusunu zedelediği vb. gibi olumsuz sosyal davranışlara ve yaşantılara neden olduğu bilinmektedir. Özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken uzmanlar, bu dizilerin çocuklara izlettirilmemesini tavsiye etmektedirler. Çünkü bu diziler çocukların ihtiyaç duyduğu sevgi ve güven duygusunu olumsuz etkilemektedir. Bu filmler, çocukları duygusal açıdan yıpratmakta ve konuşmasını, bakışını, gülüşünü, iletişimini hatta sosyalleşmesini ve bireyselleşmesini olumsuz etkilemektedir. Diyanet Hak ve Adalet Sen’in Önerisi: Diyanet Hak ve Adalet Sen olarak önerimiz, sözünü ettiğimiz olumsuzluklara neden olan filmlerin gösterimine hem kısıtlama getirilsin hem de çocukların ekran başından ayrıldığı saatlerde yayınlansın. Ancak sendika olarak bizim önerimiz tamamen kısıtlama getirilmesidir. Çünkü bu filmler Müslüman bir toplum olarak tüm değerlerimize aykırıdır. Bunun dışında toplumu tüketime yönlendiren reklamların da denetlenmesi gerekiyor. RTÜK bünyesinde bu konuda da bir denetim birimi oluşturulmalıdır. Kültürümüzün yozlaşmasına neden olan, doğrudan aile müessesinin yıpranmasını ve yıkılmasını hedef alan filmlerin ve reklamların ciddi şekilde denetlenmesini istiyoruz. Bu olumsuzluklara neden göz yumulduğunu ise anlayabilmiş değiliz!”